10 Ocak çalışan gazeteciler günü öncesinde, "Çalışan Gazetecinin Sorunları ve Basın Özgürlüğü" basın temsilcileri ve hukukçular tarafından yapılan bir toplantı ile masaya yatırıldı. Yapılan değerlendirmede medya ve gazetecilere yönelik engelleme ve baskılar konusunda ülkeyi yönetenlerin, özellikle sosyal medyaya yönelik engelleme kararları aldırdığı belirtilerek bu yolla caydırıcılık yapılmaya çalışıldığı dile getirildi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından düzenlenen Çalışan Gazetecilerin Sorunları ve Basın Özgürlüğü konulu toplantı, cemiyetin Cağaloğlu'ndaki merkezinde gerçekleştirildi. Toplantıya TGC Başkanı Turgay Olcayto ile birlikte Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç, TGC Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yaman Akdeniz konuşmacı olarak katıldı.
'CAYDIRILMAYA ÇALIŞILIYORUZ'
Siber hukuk ve ilgili konulardaki araştırmaları ile tanınan hukukçu Yaman Akdeniz, İnternet yasaklarının giderek şekil ve boyut değiştirdiğin belirterek özellikle muhalif kesime yönelik hukuk kararlarının dikkat çektiğini söyledi. Akdeniz şöyle konuştu: "Özellikle 17/25 Aralık soruşturmalarından sonra kanunlarda yapılan değişikliklerle kişilik haklarının ihlali, özel hayatın gizliliği gerekçesiyle özellikle siyasetçilerin yaptığı başvurular sonrası bugüne kadar 5 bine yakın sulh ceza hakimliği kararı var. Ancak son dönemde Nisan 2015'te yürürlüğe giren kanunun 8A maddesi kapsamında 7 Haziran seçimleri sonrasında Kürt ve muhalif sitelere erimin engellendiğini gördük."
Facebook ya da Youtube'a nazaran Twitter'ın Türkiye'de çok daha fazla kullanıldığını belirten Akdeniz, twitter'ın siyasi anlamda kullanıldığının fark edilmesi üzerine içerik engelleme, ceza ve hukuk davaları açıldığını söyledi. Akdeniz, "Bu davaları en çok siyasetçilerin açtığını görüyoruz. Açılan soruşturmalar sade vatandaşları kapsar şekilde. Mesela Melih Gökçek parodi hesabını kullanan vatandaşımız hakkında açılmış 9 farklı ceza davası var şu anda. Sedef Kabaş, Koray Çalışkan, Atilla Taş ve diğer örneklerde olduğu gibi aslında hepimize gönderilmiş olan mesaj var. Hükümet karşıtı görüşlerinizi sosyal medya ortamlarında yazmaya devam ederseniz hakkınızda soruşturma açılacaktır mesajını net bir şekilde vermeye çalışıyorlar. Bu soruşturmalarla caydırılmaya çalışılıyororuz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç, cezaevlerinde 30 gazeteci bulunduğunu, sektördeki en büyük sorunların başında işsizliğin geldiğini anlattı. Güç, şöyle devam etti: "Bugün 7 bin civarında gazetecinin işsiz olduğu söyleniyor. Sektörde işsizlik oranı yüzde 30'lara ulaşmış durumda. Bu oran diğer sektörlerin üç katı. Sansür ve davalar geçen yıla damgasını vurdu. Yüzlerce gazeteci terör propagandası yapmak, kin ve düşmanlığa tahrik, örgüt üyesi olmaktan yargılanıyorlar. Asliye ceza mahkemesi bir nevi aile mahkemesine dönmüş durumda. Burada görülen davalar ya Cumhurbaşkanı'na hakaret, ya da Cumhurbaşkanı'nın ailesinden olan kişilerin açtığı hakaret davaları var. Destek için gittiğimizde her katta bir gazetecinin, yazarın yargılandığını görüyoruz." dedi.
'BÜYÜK BİR DAĞINIKLIK VE BÖLÜNME VAR'
TGC Başkanı Turgay Olcayto da basın dünyasında elde edilen hakların korunması konusunda gazetecilerin yeterli iradeyi gösteremediklerini ve bu nedenle de bugün yaşanan sorunlara temel oluşturulduğunu dile getirdi. Olcayto, "Gazetecilerde büyük bir dağınıklık, bölünme var. Gazeteciler için yüzde 3.5'luk kesim için 5 sendika var. Bu durum ne kadar bölünmüş olduğumuzu, ne kadar kolay bizi araşsallaştırabildiklerini görüyorsunuz iktidarların." dedi.
