Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Almanya'nın başkenti Berlin'de bu sene 12. düzenlenen "Dünya Gıda ve Tarım Forumu'na katıldı.
Dünya Gıda ve Tarım Forumu kapsamında Berlin'de temaslarını sürdüren Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, çok sayıda ülkenin tarım bakanları ile ikili görüşmeler gerçekleştirdi.
Bakan Pakdemirli, Gıda ve Tarım Küresel Forumu kapsamında gerçekleştirilen "Tarım Bakanları Zirvesi'ne katıldı. Almanya Gıda ve Tarım Bakanı Julia Klöckner tarafından karşılanan Bakan Pakdemirli, "Tarımsal Kalkınma İçin Ticaret" konulu 2020 Gıda Zirvesine katıldı.
Bakan Pakdemirli, Zirve'nin "Tarımın Gelişimi İçin Ticaret" başlıklı oturumunda, gelecek 10 yılda tarımın dijital gelişimi noktasında nerede olacağının örneklerini sundu. Tarımın, tüm politikaların üzerinde olduğunu, tarımsal ürünlerin insanların yaşaması için yegâne kaynaklar olduğunu kaydeden Bakan Pakdemirli, "Bu yüzden, ülkeler arasındaki krizlerden etkilenmemelidir. Tarım, ekonomik, sosyal, kültürel ve stratejik etkileri olan bir sektördür ve her insanın yaşamına temas eden bir gücü vardır" diye konuştu.
"İnsanların açlık çektiği bir dünya, kimse için güvenli değildir"
Oturumlarda dile getirilmeyen bir konuyu gündeme getiren Bakan Pakdemirli, "Ticaret, sürdürülebilirlik, kırsal kalkınma ve gıda güvenliği gibi konuları müzakere ettik ancak göç konusuna değinmedik. Uluslararası toplum, daha önce karşılaşılmamış bir göç kriziyle karşı karşıya kalmıştır. Bugün, dünya genelinde, yaklaşık 260 milyon göçmen, 71 milyonun üzerinde sığınmacı ve 25 milyon civarında mülteci bulunmaktadır. Bu rakamlar, açlık, kıtlık, iç savaşlar, terör saldırıları ve siyasi belirsizlikler gibi ekonomik etkisi olan problemlerden dolayı günbegün artmaktadır. Türkiye, dünyadaki, göç ve mülteci akınlarının yükünü en ciddi anlamda çeken ülkelerden biridir. Şu anda, 3,7 milyonu Suriyeli olmak üzere 5 milyona yakın insana ev sahipliği yapmaktayız. Türkiye, milli gelirine oranla insani yardımda bir numaralı ülkedir. Peygamberimiz, "Komşusu açken tok yatan mümin değildir" demiştir. İnsanların açlık çektiği bir dünya, kimse için güvenli değildir. Dünyada yaklaşık her dokuz insandan biri, açlık ve yetersiz beslenme ile karşı karşıya kalmaktadır. Açlık, artma eğilimindedir ve açlık sorunu, çatışma bölgelerinde, daha yaygın hâle gelmiştir. Günümüz dünyasında, ülkeler, mülteci sorununa coğrafi uzaklık penceresinden bakma lüksüne sahip değillerdir" diye konuştu.
Anadolu coğrafyasının hem açlık hem yoksullukla karşı karşıya geldiğini belirten Bakan Pakdemirli, "Anadolu insanının gıdası olmadığında, hayvanlarının da gıdası olmaz. Biz, yokluğun ne demek olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda, bunu nasıl yok edeceğimizi de biliyoruz. Bu yüzden, küresel gıda güvenliğini artırmak için, ülkeler arasında işbirliği yapmalı ve uzmanlık teatisinin artırılmasına dikkat etmeliyiz. Az gelişmiş ülkeleri desteklemek önceliğimizdir. Bu, aynı zamanda, dünyanın geri kalanı için de bir önceliktir. Bu önceliği başarmak için, ticaret mühim bir vasıtadır. Bu yüzden, birbirimizin farklılıklarına saygı gösterip hiç kimseyi geride bırakmadan, küresel düzeyde daha uyumlu bir ticaret sistemi kurmaya ihtiyacımız vardır" dedi.
