Sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı sandalyesinde oturmamalıdır. Bu cumhuriyetin başsavcısı bu kadar söz dolaşıyorsa, bu kadar belge ortadaysa, bütün konuşmalar kamuoyuna her yönü ile nüfuz etmişse yerinde duramaz, bunlara kulak tıkayamaz. Başbakan ne kadar üstünü örterse örtsün, Cumhuriyet Başsavcısı diyecek ki, 'bu neyin nesidir', ilgili savcılara görev verecek ve diyecek ki, 'biz soruşturma başlatalım, yargı görevimizi yapalım ve gereği neyse oraya kadar gitsin." dedi.
Devlet Bahçeli, Bilecik'in Bozüyük ilçesinde partilerle bir araya geldi. Burada kendisini karşılayan kalabalığa hitap eden Bahçeli, yolsuzluk iddialarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'savcıları sürerek, 8 bin polisi dağıtarak, telefon dinlemeleri ile insanları taciz ederek, konuları başka yere çektiğini dile getirdi.
"BÜYÜK BİR YOLSUZLUK VE RÜŞVETE BABA OĞUL KARIŞTIKLARI ANLAŞILIYOR"
Bahçeli, şöyle konuştu: "Ama bir gördük ki, dün akşam yine bir olay patladı ve bugün o Türkiye'nin gündemini oluşturdu. Yani 71. günde çok büyür bir yolsuzluk ve rüşvete baba oğul karıştıkları anlaşılıyor. Sabahleyin bakan çocukları ile beraber gündeme gelir gelmez demek ki biliyor veya içine doğmuş, bir telaşla oğlu Bilal'i arıyor. Şimdi onların yaptığı telefon konuşmaları ile kardeşler var, oğullar var, yakın dostlar var, bunların kardeşlerinin muhtelif yerlerde evleri var. Şimdi böyle bir durumda, Türkiye'de yolsuzluğun başının başbakan olduğuna dair işaretler var. Bunlar ne kadar doğrudur. Sayın Başbakan diyor ki 'bu komplodur, bu yakıştırmadır' diyor ve reddediyor. Eğer reddediyorsan mesele yok ama bunu halka ispat et, bunun böyle olmadığını ispat et. Ama konuştuklarınız doğruysa Sayın Başbakan, bir saniye daha Başbakanlık görevinde kalmaman lazım."
"YARGI HAREKETE GEÇMELİDİR"
Türkiye'nin, çok kritik bir dönemde yolsuzluk ve rüşvetin temel gündem haline gelmesinden çok büyük bir huzursuzluk içinde olduğuna dikkat çeken Bahçeli, bunu düzeltilmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: "Bunun yolu ne olması lazım. Yargı harekete geçmelidir. Ne kadar savcı kıyımı olursa olsun, ne kadar bu konuların yalan olduğu ifade edilirse edilsin, bazı belgeler ortaya çıkmış olsun, telefon konuşmaları ortaya yayılmış olsun, sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı sandalyesinde oturmamalıdır. Bu cumhuriyetin başsavcısı bu kadar söz dolaşıyorsa, bu kadar belge ortadaysa, bütün konuşmalar kamuoyuna her yönü ile nüfuz etmişse yerinde duramaz, bunlara kulak tıkayamaz. Başbakan ne kadar üstünü örterse örtsün, Cumhuriyet Başsavcısı diyecek ki, 'bu neyin nesidir', ilgili savcılara görev verecek ve diyecek ki, 'biz soruşturma başlatalım, yargı görevimizi yapalım ve gereği neyse oraya kadar gitsin.'"
