Aydın Tabip Odası, 9 Ocak 2015 tarihinde Efeler Şükran Güngör Tiyatro salonunda Aydın Çevre Kurultayı düzenleyecek.
Aydın'da yaşayan ya da yaşama tutunmaya çalışan herkesin geleceğinden endişe duyduklarını belirten Aydın Tabip Odası Başkanı Metin Aydın, " Şehrimizde yaşayan genci-yaşlısı, kadını-erkeği, köylüsü-kentlisi, çiftçisi-memuru, öğrencisi-emeklisi geleceğimizden endişe ve kaygı duyuyoruz. Ülkemizin demokratik yönetim çizgisinden uzaklaşmasından, hukuksuzluğun giderek artmasından, yaşamın her alanında otoriter ve tekçi yapı ve idarenin artmasından dolayı bizlerin endişe ve kaygıları daha da artmaktadır.
Her şeyin, sağlığın ve eğitimin bile özelleştirildiği, emeğin-özgürlüklerin yok sayıldığı, bilimin dışlandığı, bizlere yaşam-iş-nefes alacak alan bırakılmayan, küresel ve emperyalist sermaye güçlerinin her şeyi ama her şeyi satın aldığı, sahiplendiği bir ülkede yaşar hale geldik. Küresel ve emperyalist sermaye güçleri daha fazla kazanç, daha fazla enerji adına bizlerin suyunu, havasını, rüzgârını, toprağını da satın aldı. Bizler çok iyi biliyoruz ki sürdürülebilir yaşam ve gelecek adına temiz ve sağlıklı suya-havaya-toprağa ve gıdaya, demokrasiye ihtiyaç vardır. İnsanların en temel hakkı olan "yaşam hakkı" ve "sağlıklı çevrede yaşama hakkı" tüm bu can damarlarımızın kirletilmesinden ve kurutulmasından, özelleştirilmesinden dolayı yok edilme sürecine girmiştir. Aydın'da yaşayan bizler son 30-40 yıldır Türkiye'nin diğer bölgelerine göre bu kaynaklarını, zenginliklerini daha fazla ve hızlı kaybetme süreci yaşamaktayız." dedi.
Yüz yıllardır pek çok medeniyete yaşam veren Menderes nehrinin bugün tarımda bile kullanılamayacak düzeyde kirlilik seviyesine geldiğini söyleyen Aydın, " Yeraltı sularımız jeotermal santrallerin her tarafı delik deşik etmesi nedeni ile kirlenme ve yok olma sürecindedir. Topraklarımız Menderes nehrinin taşıdığı kirlilik, tarım ilaçları ve gübrelerin fazla kullanımı,imara ve sanayiye açılması, bu sanayi tesislerinin arıtmasız çalışması nedeni ile çoraklaşma ve çölleşme sürecine girmiştir. İncir, zeytin, pamuk, kestane üretimi ve kalitesi giderek azalmakta. Bitki ve canlı varlıklarımız, kültürel ve tarihi mirasımız yok olmakta. Hava kirliliğimiz Türkiye ortalamasının çok üstünde olup il olarak 2014 yılında Türkiye 8. siyiz. Yazın havada Kükürt dioksit ortalamasının en fazla olduğu il Aydın'dır. Beşparmak dağlarımız maden ocakları tarafından talan edilirken binlerce yılda oluşan jeolojik ve ekolojik yapı,buradaki medeniyetlerin izleri yok edilmekte,orman köylüsü yok olmakta. Aydın topraklarının yüzde 80'nin de kullanım ve faaliyet alanı verilen jeotermal santraller enerji adına suyu-havayı-topraklarımızı kirletmekte, çoraklaştırmakta, köylülerin topraklarını kamulaştırma tehdidi ile satın almakta ve onları göçe zorlamakta. Jeotermal santrallerin hali hazırda ulaştığı sayı ve gelecekte ulaşması hedeflenen sayısal çoğunluğu Aydın'da temiz suyun-havanın-toprağın-tarımın-gıdanın yok olmasına sebebiyet vereceğinden, sürdürülebilir yaşama engel oluşturmaktadır. Aydın artık "dağlarından yağ ovalarından bal akan" diyar değil kanserin arttığı, tarımın yok olduğu, Menderes havzasının çoraklaştığı ve çölleştiği,çocuklarımızın geleceklerinin yok edildiği memleket toprağı haline gelmiştir. Bu kabul edilebilir ve sürdürülebilir bir durum değildir. Biz Aydın'daki sivil toplum örgütleri,sendikalar,meslek odaları,köylüsü-kentlisi,üreticisi-emekçisi-emeklisi-öğrencisi,kadını-erkeği yani yaşamı,sağlıklı çevreyi,Aydın'ın zenginlerinin gelecek kuşaklara temiz ulaşmasını,bu zenginliklerin hakça paylaşımını talep eden yani kendini Aydın'lı hisseden tüm kesimleri "Keşke Demeden Önce" 9 ocak 2016 tarihinde saat 12:00-17:00 de Efeler Şükran Güngör Tiyatro salonunda yapılacak "Aydın Çevre Kurultayı'na" davet ediyoruz" diye konuştu.
