Amerikanın Sesi'nde yer alan habere göre, AİHM’in karara bağladığı başvurunun geçmişi 2000 yılına dayanıyor.
Diyarbakır’da görev yapan Avukat İshak Sağlam, "Hizbullah davalarının" sanıklarına avukatlık yapıyordu. Sağlam, Nisan 2000’de iki avukat arkadaşıyla birlikte gözaltına alındı ve bir süre sonra Hizbullah üyeliğiyle suçlanarak tutuklandı. Altı yıl süren yargılamanın ardından Sağlam “yasadışı örgüt üyeliği” suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Deliller arasında, İstanbul’da 2000 yılındaki Hizbullah operasyonunda, örgütün evinde ele geçirilen hard disk'ten çıkan belgeler bulunuyordu. Belgelerde, Sağlam’ın “örgüte yeni katılanlara eğitim verdiği ve örgüte üye kazandırdığı” iddia ediliyordu.
2007'DE BAŞVURMUŞTU
Sağlam yerel mahkemenin kararına itiraz etti. Aleyhine tanıklık yapan iki kişiye dair delilleri mahkemenin göz önüne almadığını ve tanıklara soru sormasına izin verilmediğini savunan Sağlam’ın itirazı kabul edilmedi. Yargıtay, Kasım 2007’de Sağlam’ın mahkumiyet kararını onadı. Sağlam da bunun üzerine AİHM’e başvurdu.
Sağlam başvurusunda, adil yargılama hakkının ihlal edildiğini, yargılamanın makul sürede bitirilmediğini, tanıklara çapraz sorgu yapılamadığını söyledi. Sağlam ayrıca Emniyet Müdürlüğü'ndeki sorgusunda, avukat bulundurma hakkını da kullanamadığını ve delil olarak kullanılan hard diski inceleyemediklerini ekledi.
Davayı karara bağlayan AİHM, Türkiye’yi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yargılamanın uzunluğuyla ilgili ihlalin düzenlendiği 6/1 maddesinden, yargılamanın makul sürede bitirilmemesinden dolayı tazminata mahkum etti. Türkiye 6.500 Euro tazminat ödeyecek.
