• BIST 9059.38
  • Altın 2295.098
  • Dolar 32.3137
  • Euro 35.1151
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 25 °C

Yunanistan Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı

Yunanistan Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı
Türk savaş gemileri ve TCG Bafra korvetinin ENI'nin 9'uncu parselde sondaj yapan Saipem 10000 isimli gemiyi takibe alması üzerineRumlar'ın tendidine karşılık Yunan Büyükelçi Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.

Yunanistan'ın dün Türkiye'ye protesto notası vermesinin ardından, bu ülkenin Ankara Büyükelçisi Kyriakos Loukakis Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.

Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Loukakis, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Muhtar Gün ile bir araya geldi.  

Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis, dün, Türkiye'nin doğalgaz araması yapılan bölgeye savaş gemilerini göndermesi nedeniyle müzakere sürecinden çekildiğini açıklamıştı.

Rum lideri Anastasiadis, Parti Başkanları Zirvesi'nin ardından yaptığı açıklamada, Rum tarafının müzakerecisi Andreas Mavroyannis ve müzakere heyetiyle görüşmelerden çekilme kararı alındığını bildirmişti. 

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı da yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Kerim Uras'ın Dışişleri Bakanlığına çağrılarak kendisine Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Büyükelçi Anastasios Mitsialis tarafından  protesto notası verildiğini belirtmişti. Açıklamada, "Türkiye'nin, Kıbrıs Cumhuriyeti'ne (Güney Kıbrıs Rum Kesimi) ait Münhasır Ekonomik Bölge içinde Türk araştırma gemisi Barbaros'un inceleme yapması yönünde yayımladığı yasa dışı seyir duyurusu (NAVTEX) ve Türkiye'nin girişimleriyle bölgede gerginlik yaratmakla ilgili bir protesto notası verildi" denilmişti. 

Güney Kıbrıs Rum Kesimi Endişeli: Her An Sıcak Olay Çıkabilir

Öte yandan Güney kıbrıs'ın 1974 yılından bu yana Türkiye ile en büyük krizinin yaşandığını öne süren Rum basını, Türk gemilerinin Doğu Akdeniz'de cirit atması ve TCG Bafra korvetinin ENI'nin 9'uncu parselde sondaj yapan Saipem 1000 isimli gemisine defalarca yaklaşmasından dolayı her an sıcak olay çıkabileceği yorumunda bulundu.

Güney kıbrıs'ın 1974 yılından bu yana Türkiye ile en büyük krizinin yaşandığını öne süren Rum basını, Türk gemilerinin Doğu Akdeniz'de cirit atması ve TCG Bafra korvetinin ENI'nin 9'uncu parselde sondaj yapan Saipem 1000 isimli gemisine defalarca yaklaşmasından dolayı her an sıcak olay çıkabileceği yorumunda bulundu.

Güney Kıbrıs Rum kesiminde yayınlanan Simerini gazetesi, "Ankara Bizi Denizden Ablukaya Aldı. Nikolas Papadopulos Başkan Anastasiadis'e Mektubunda 'Her Şeyi Kaybetme Tehlikesiyle Karşı Karşıyayız' dedi" başlıklı haberi manşeten verdi. Haberde, Türkiye'nin, bir yandan Rum Yönetimi'nin Doğu Akdeniz'de tek yanlı ilan ettiği 'Münhasır Ekonomik Bölge'deki faaliyetlerini durdurmayı, bir yandan da üçüncü tarafların müdahalesiyle Rum Yönetimi'ni 'Egemenlik haklarını' müzakereye sürüklemeyi hedeflediği belirtildi.

Gazeteye göre, DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis'e mektup göndererek, "Türkiye bizi denizden ablukaya alıyor. Şirketleri ve hidrokarbonlarımızı kaybetme tehlikesi var, parsellerimizde Türk platformu görebiliriz" sözleriyle durumun vahametine dikkat çekti.

Gazete, Kıbrıs'ın şansının 'bir fiskede yerle bir olabileceği' belirtilirken, "Bu kritik günlerde müttefik ve ortaklarımız üzüntü, endişe belirtip, soğukkanlılık tavsiye etmekle yetiniyor" vurgusunu yaptı. Gazete, Papadopulos'un mektubunun detaylarını "Nikolas Papadopulos'tan Anastasiadis'e Dramatik Mektup- Türkiye Bizi Ablukaya Alıyor" başlığıyla iç sayfasında detaylandırdı. Gazeteye göre, Güney Kıbrıs'ı büyük tehlikeler beklemekte olduğu uyarısında bulunan Papadopulos'un mektubu şu şekilde devam etti:

"Türkiye bizi ablukaya almaya çalışıyor. Bu meydan okumayı burada durduramazsak, devlet olarak itibarımızı ve güvenilirliğimizi kaybedeceğiz. Gelecekte parsellerimize kimse ilgi göstermeyecek ve doğal gaz araştırmaları duracak. Denizimizi kaybedeceğiz ve Türkiye yeni oldubittiler yaratmayı başaracak. Kararlılıkla karşı koymazsak, Türkiye'nin bir sonraki hareketi, parsellerimizden birine sondaj platformu kurmak olabilir. Bu da bölgedeki hidrokarbonların değerlendirilmesinde düzeltilmesi imkansız etkiler yapar. Tartışılan karşı tedbirler müzakerelerle sınırlı kalmamalı. Dahası müzakereleri durdurmak daha çok Kıbrıs Rum tarafını yaralar. Dolayısıyla; müzakerelerin daha ileri gitmesi, Türkiye'nin üyelik süreci ve sürecinin değerlendirilmesiyle ilgili tedbirler alınmalı. Türkiye aleyhine AB düzeyinde de gerçek ve özlü yaptırımlar uygulanmalı. Sahte devlete ve Türkiye'ye gerçek siyasi bedel ödetmek için sahte devletin 'yetkilileri' ve 'kurumlarının' işleyişiyle ilgili özlü yaptırımlar uygulanmalı. Deniz Hukuku'nu ve Uluslararası Hukuku ihlal ettiği için Türkiye'ye karşı hukuki tedbirler alınmalı."

Fileleftheros da Papadopulos'un Anastasiadis'e gönderdiği uyarı mektubuyla ilgili haberini "Türkiye'ye ve Sahte Devlete Karşı Özlü Yaptırımlar" başlığı ile özetledi. Simerini, "Partiler Eylem İstiyor... Hükümeti, Türkiye'nin Hareketlerini Şikayet Etmeye Çağırıyorlar" başlıklı haberinde, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis'in dün Köşk'te topladığı siyasi parti başkanları konseyi sondasında, siyasi parti başkanlarının köşk çıkışında yaptıkları değerlendirmelere yer verdi.

Gazete, Kıbrıs Rum tarafının müzakerelere katılımının ertelenmesi ve başka paralel tedbirler alınması kararının oy birliğiyle alınmasına karşın Rum Başkanlık Köşkü çıkışında siyasi parti başkanlarının, konuyla ilgili kendi kaygılarını ve bazı tavsiyelerini dile getirdiklerini yazdı. Gazeteye göre, iktidar partisi DİSİ Başkanı Averof Neofitu ulusal açıdan zor günler geçirmekteyken sağduyuya ve soğukkanlılığa ihtiyaç duyduklarını söyledi.

Vatandaşlar İttifakı Başkanı Yorgos Lillikas, sözde "Kıbrıs Cumhuriyeti'ne yönelik Türk saldırısı" karşısında birlik olmaları gerektiğini söyledi. Lillikas, konsey toplantısında partilerin açıklama yapmaması yönünde karar alındığını ancak siyasi partilerin buna uymadığını da ekledi.

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu de, Türkiye'ye karşı tedbir alınması gerektiği görüşüne katıldıklarını ancak Anastasiadis hükümetinin izlemekte olduğu "Kıbrıs Batı'ya aittir" dış politikasına katılmadıklarını belirtti. Kiprianu, Anastasiadis'i "geleneksel dostları Kıbrıs sorunundaki müttefiklerini terk etmemeye ve Rusya Federasyonu ile ilişkileri öne çıkarmaya" çağırdı. DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos da Doğu Akdeniz'de tek yanlı Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilan ettikleri günden beri en kötü gelişmeyle karşı karşıya bulunduklarına dikkat çekti. Papadopulos, "Türkiye, işgalini Kıbrıs'ın güneyine de yaymaya çalışıyor. Oyunu kaybedersek, doğal gazı değerlendirme perspektifini de kaybedeceğiz. Kıbrıs'ın güney denizini kaybedersek, MEB'imizi de kaybedeceğiz. Dahası, devlet olarak itibarımızı ve güvenilirliğimizi de kaybedeceğiz" dedi.

"BM GÜVENLİK KONSEYİ'NE BAŞVURALIM"

EDEK ve Meclis Başkanı Yannakis Omiru ise, Türkiye'nin sözde "Rum MEB'inde çok ciddi bir durum" yarattığını, bununla da, "Rum tarafının deniz altındaki doğal zenginliklerini araştırma ve bunlardan yararlanma hakkını iptal etmeyi" hedeflediğini savundu. Kararlaştırılan tedbirler dışında, BM Güvenlik Konseyi'ne de başvurulmasını isteyen Omiru, AB'nin derhal Türkiye nezdinde tepki göstermesi gerektiği iddiasında bulundu.Ekologlar ve Çevreciler Hareketi Basın Sözcüsü Eleni Hrisostomu da, Türkiye'ye karşı uluslararası toplumun, özellikle de ABD'nin şu ana kadar ılımlı tepki göstermesinin, etkin tedbirler alınmasını zaruri kıldığı görüşünü ortaya koydu. ABD ilgisini ütopya olarak niteleyen Hrisostomu, "Türk meydan okumaları karşısında tek başımıza kalma tehlikesiyle karşı karşıyayız, ki bundan Kıbrıs hükümeti de sorumludur. Yeni dostlarımız ve düşmanlarımızın dostları pasif seyirci kalıyor" dedi. Gazete, İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın Doğu Akdeniz'deki gelişmelerden derin endişe belirttiğini de hatırlattı. Öte yandan, Rum Avrupa Milletvekili Eleni Theoharus, Türkiye'ye karşı tedbir olarak AB üyelik müzakerelerinin ertelenmesini önerdi.

Simerini, Rum Meclis Başkanı Yannakis Omiru'nun Avrupa Parlamentosu'nun bütün mercilerine zehir zemberek bir üslupla kaleme aldığı mektuplar göndermesini, "Gambotların Politikasını Teşhir Ediyor" başlığıyla verdi.

Gazete Omiru'nun Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz'a gönderdiği mektupla, "uluslararası sözleşmelere saygı gösteren ve bunları uygulayan ülkeler bütünü AB'yi Türkiye'ye tepki göstermeye çağırdığını yazdı. Omiru'nun mektubunda çok sert bir üslup kullandığını defalarca vurgulayan gazete, Schulz'un dikkatini, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki son faaliyetlerine çekerek, "Kıbrıs'ın MEB'indeki egemenlik hakları uluslararası toplum tarafından tanınmıştır. Sizi, AB'ye aday bir ülke olan Türkiye nezdinde bütün nüfuzunuzu kullanmaya teşvik etmek istiyorum" ifadesine yer verdi.

Gazeteye göre, Omiru, Schulz dışında 27 AB üyesi ülkenin parlamento başkanlarına, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı'na, AGİT Parlamentolar Birliği Başkanı'na, Akdeniz Birliği Parlamentolar Birliği Başkanı'na, Dünya Parlamentolar Arası Birlik Başkanı'na da mektup gönderdi. Rum ve Yunan meclislerinin de parlamentolar düzeyinde mücadele verdiğini iddia eden gazete, Omiru'nun Yunan dengi Evangelos Meymarakis ile uzun bir telefon görüşmesi yaptığını ve iki parlamentonun Türkiye'yi yabancı parlamentolara ve parlamento organlarına şikayet etmesine karar verdiklerini kaydetti. Gazeteye göre, Omiru, Rum Meclisi Uluslararası İlişkiler Birimi'ne, AP Başkanı Schulz ve AP'deki siyasi grup başkanlarıyla görüşmek üzere derhal Brüksel'e gitme ihtimalini incelemeleri emri verdi. Omiru'nun aycıca Rum milletvekillerinden önümüzdeki günlerde parlamento heyetleriyle gidecekleri uluslararası mercilerde Türkiye'yi şikayet etmelerini istedi.

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim