• BIST 9798.66
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 24 °C
  • Ankara 24 °C
  • İzmir 24 °C

Yolsuzluk yapanın elini koparırız!

Yolsuzluk yapanın elini koparırız!
AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde genel başkanlığa aday olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Biz bir rüya görüyoruz, yeni bir Türkiye rüyası görüyoruz. Bu rüyayı göremeyenler utansın” dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, genel başkanlık için tek aday olarak girdiği AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde konuşma yaptı. 

Davutoğlu konuşmasında, "Tüyü bitmemiş yetimin hakkına uzanan eli kardeşimiz de olsa koparırız. Ahlakın ve erdemin olmadığı siyaset yozlaşır çürür." diyerek yolsuzluk vurgusu yaptı. Davutoğlu'nun bu vurgusu sosyal medyada günün konusu oldu. 

İşte Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:

Selam olsun... Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgililer sevgilisine selam olsun. Onun gül kokusunu bu diyarlara getiren Eba Eyyub el Ensari'ye selam olsun. Ankara'nın manevi mimarı İstanbul'un fatihinin hocası Akşemseddin'in hocası Hacı Bayram'a selam olsun. Mevlana'ya, Ahi Evran'a, Hacı Bektaşı Veli'ye selam olsun... 

Gönül dilimizin pirleri Yunus Emre'ye, Ahmed-i Hani'ye selam olsun. Ve zamana selam olsun. O zaman ki bize varoluşun ve tarihin sırrını öğretti. 

Kocatepe'den İzmir'e yürüyen Gazi Mustafa Kemal'e selam olsun. 

1071 ile 1922 arasında medeniyetimizi ihya için inşa için yola çıkmış şehit düşmüş emek vermiş Gaziyanı Ruma Ahiyanı Ruma mezapotamya alimlerine bütün şühedaya selam olsun. Mekana selam olsun. 

Bu vatanın suyuna ırmağına selam olsun... 

AK Parti kadrolarının kurucu lideri ve seçilmiş cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'a selam olsun... 

AK Parti konjonktürel siyasi şartlarda çıkmış bir siyasi parti değildir. Dönemsel bir parti değildir. Bir döneme bir kesime hitap eden bir parti değildir. Ak Parti bütün ulu erenlerin yolunu aydınlattığı kutlu bir yürüyüşün bugünkü tecessüm etmiş halidir. AK Parti milletin ta kendisidir. AK Parti millet idealinin ta kendisidir. 

Sayın Cumhurbaşkanım... Sayın Cumhurbaşkanımız bir veda kongresinden bahsettiler. Bu bir veda kongresi değil. Bir vefa kongresi bir ahitleşme kongresidir. Sayın Cumhurbaşkanımıza vefa borcumuzu ödüyoruz. Onun bıraktığı miras Ak Parti için şeref meselesidir. O miras bizim şerefimizdir ve sonuna kadar korunacaktır. Onun başı dik onurlu yürüyüşünün devamı için her türlü fedakarlığa hazır ve nazırdır. 

İlelebet sürecek bu yürüyüşü devretmek ve AK Parti hareketini hedefe ulaştırmak için her şeyi yapmaya hazırız. Sayın Cumhurbaşkanım biz size borçluyuz. Çünkü bu partinin kurulmasına öncülük ettiniz. O Partiyi bir buçuk yılda iktidar yaptınız. Büyük başarılara öncülük ettiniz. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu dönemde bu tarihi emaneti hakkıyla yerine getirdiğine şahitlik eder misiniz? Allah şahittir ki bundan sonra da bu kadrolar sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte bu yolda yürüyecektir. 

Hiçbir odak ve mahfil bu saflara fitne sokamayacaktır. 

Son 12 yıl içinde büyük bir restorasyon inşa ve ihya faaliyeti yaptık. Bundan 600 yıl önce 100 yaşında olan devleti aliye büyük bir fetrete girmişti. Ak Parti hareketi sadece bir devleti bir siyaseti bir otoriteyi tesis üzere değil yeni bir medeniyet ihyası için ayağa kalktı. Bu ihyanın inşanın dokuz temel esası vardır. Bu dokuz alanda bu yürüyüş devam ediyor. 

Yeni Türkiye'nin psikolojik altyapısı özgüvendir. 12 yılda büyük devrimler yapıldı. Ulaştırma, sağlık, tarım ve dış politikada büyük başarılar sağlandı. Bütün bu başarıların arkasındaki temel saik nedir diye sorulsa, denilecek şey özgüvendir. 

Davos'ta sayın Cumhurbaşkanımızın başdanışmanıydım. Özgüvenimizin bir timsali olarak aslında o gün İstanbul'a geldiğimizde sayın Başbakanımız o gün bu özgüvenin işaretini vermişti. Bundan sonra hiçbir zaman şu veya bu tavrı alırsak şu ülke ne diyor diye düşünmeyeceğiz demişti. İşte bir milletin ayağa kalktığının simgesi budur. Bu özgüven bizde oldukça bunu harekete geçiren AK Parti kendine güvendikçe kimse dur diyemeyecek. 

2013'teki gezi olayları ve 17-25 Aralık kumpaslarının asıl hedefi bu özgüveni yıkmaktı. Dediler ki bunlar rüya görüyorlar. Ütopikler, hayal kuruyorlar. Yapamayacağımız hedeflere yürüyorlar. Doğru biz bir rüya görüyoruz, yeni Türkiye rüyası görüyoruz. Bu rüyayı görmeyenler utansın. 

10 yaşındaki çocuğa çabuk büyü adam lazım dedim. O da aradığınız adam benim dedi. Bir an o küçük kardeşimizi 2053 yılında hayal ettim. Tam da bizim yaşımızda olacaktı. Eğer o kardeşimiz kararlılığını göstermişse son 12 yıl içinde milletin adamının gösterdiği dirayet ve liderlik vardır.

Şimdi milletin adamı Cumhurbaşkanlığı makamında ama milletin adamları tükenmeyecek. 

İkinci önemli alan çözüm sürecidir. Devletler ve milletler ancak aidiyet bilinciyle ayakta dururlar. 

Çözüm sürecini başarıya ulaştırana kadar bize uyku haramdır. Fitne tohumları yok olana kadar bu millet her etnik ve mezheple kutlu yürüyüşe çıkana kadar gece gündüz çalışacağız. Aidiyetin iki boyutu var biri tarihdaşlık, biri vatandaşlık... 

Aziz milletimize söz veriyoruz bizim iktidarımızda hiç kimse bir daha ötekileştirilemeyecek. Kaderdaşlığımız, tarihdaşlığımız, eşit vatandaşlık hukuku korunacak. Aynı şekilde bizim için mezhebi bir tavır sözkonusu değildir. Alevi, Sünni kardeşlerimiz eşit vatandaşlar olarak bu toprağın asli unsurlarıdır. Onların inanç özgürlüğü bize emanet edilmiş bir görevdir. Gayri müslim vatandaşlarımız da eşit vatandaşlık haklarını koruyacaklardır. 

Suriye'de Irak'ta bunalım var. Bütün bu kavimler bir sıkıntıyla karşılaştıklarında Anadolu'ya gelirler. Anadolu kucağına sığınıyorlar. Şu veya bu gerekçeyle melce bulmaya gelen kim olursa olsun bu topraklarda asli unsur olarak karşılanacaklardır. Bizim tarihimiz merhamet tarihidir şefkat tarihidir. Hem kendi vatandaşlarımıza merhamet, hem de bu topraklarda medet umanlara şefkat ve merhamet... 

Üçüncü inşa alanımız siyasi alandır. İnsan onuru insanın eşrefi mahlukat olma özelliğinden gelir. Bu onuru korumak asli görevdir. Özgürlüğü garanti edilmemiş insanın onur duyması mümkün değil. Güvenliği tehdit altında olan birinin özgür olması mümkün değildir. 

Öyle bir kampanya yürütüldü ki sanki Türkiye'de otoriterleşme var gibi iftiralar atıldı. 12 yıllık AK Parti iktidarları dönemi bir bütündür parçalanamaz. Kimse daha sonradan otoriterleşti diyemez. Aslında niyeti AK Parti kadroları arasına fitne sokmaktır. İktidarımızın ilk dönemlerinde temizlikle meşgul olduk. Bir çok özgürlük uygun zamana kadar bekletildi. Sayın Başbakanımıza yapılan saldırılara bir cevap olsun diye söylüyorum. Türkiye gerçek demokratikleşme hamlelerini son bir kaç yılda gerçekleştirdi.

2008 yılında ülkenin iktidar partisi kapatılma tehdidi altındaydı. 2010 referandumuyla bütün bunlar tarihe gömüldü. Siyasi partilerin özgürlükleri teminat altına alındı. Anadilde dil öğrenme ve siyasi propaganda hakkı son yıllarda verildi. Azınlık mülklerinin devri son 3 yıl içinde gerçekleşti. Hepsi de sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekleşti. Otoriter denilen Cumhurbaşkanımız bu reformları yaptı. Başörtüsüne özgürlük son yıllarda gerçekleşti.

Cumhurbaşkanımızın açtığı yoldan yürüyerek müsadenizle ben de ceketimi çıkarabilir miyim? 

Sandığı hafife alanlar, sanki sandık dışında demokrasi varmış gibi tavır takınanlara cevap veriyorum. Bu millet başı dara sıkıştığında sandığı bekledi. Hiç ümitlenmesinler sandığı namusu gibi gören bu milletin emanetine sadık kalacağız ve sandığın hafife alınmasına hiçbir zaman izin vermeyeceğiz. 

Türkiye'nin ortadoğu politkası, makroekonomik politikası, IMF ile ilişkilerini milletin iradesiyle seçilen lider karar verdi. Devlet bürokrasinin hizmetinde kanaati yayanların dönemi bitti. Yeni Türkiye'de devlet de hükümet de milletin emrindedir. Amir olan millettir. Memur olan devlettir. Devlet ancak ve ancak millet iradesini kullanarak iktidara gelmiş olanlarca denetlenebilir yönetilebilir. 

Dava arkadaşlarıma soruyorum, inşallah 2015'te anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip olacak mıyız? İlk defa millet tarafından seçilenlerin yaptığı bir anayasaya sahip olacak mıyız? Bu bir teminattır bir ahitleşmedir. 

Cumhurbaşkanlığı makamı ile başbakanlık makamı arasında ikisi de seçilmiş olmak dolayısıyla ihtilaf bekleyenlere cevap veriyorum. Millet iradesine dayanan makamlar arasında ihtilaf çıkmaz. Milletten gücünü alanlar arasında hele dava arkadaşları arasında hiçbir zaman ihtilaf çıkmaz. Hiç heveslenmesinler. El ele omuz omuza birlikte yeni Türkiye'yi inşa edeceğiz. Bu yolda yürümeye kararlıyız.

Dördüncü inşa alanımız bürokrasinin restorasyonuydu. AK Parti iktidara geldiğinde devlet içinde çeteler, mafyalar cuntalar ve koalisyonların her bir bakanlığı neredeyse ilahlık ilan etmişti. Hükümet toplanamıyordu. AK Parti iktidarı ile birlikte devlet büyük bir restorasyondan geçti. Devlette karar alma yeteneği gelişti. Geçmiş vesayetler bittikten sonra yeni vesayetler çıkmaya başladı. Paralel devlet denilen yapı fetret isteyen bir yapıdır. Geçen seni gezi olaylarından bu yana onların yayın organlarında tek bir olumlu haber göremezsiniz. 17 Aralıktan bir yana isterler ki kriz çıksın, ekonomi tarumar olsun ihtilaf çıksın bazı milletvekilleri istifa etsinler, 30 Mart'ta dışişleri bakanlığını dinleyerek saldırı yaptılar. Sürekli bir kampanya yürüttüler. Kampanyanın hedefi AK Parti'nin gerçekleştirdiği büyük birikimdir. 

Bir kez daha sayın Cumhurbaşkanımızı teyiden söylüyoruz. Kim ve ne niyetle olursa olsun devlet otoritesinin parçalanmasına bir daha izin vermeyeceğiz. Nizamülmülkün ehliyet esasları açısından bürokraside aranacak tek nitelik ehliyettir liyakattır. Şu veya bu networkta, paralel devlet yapılanması içinde o networklar içinde bürokrasiyi ele geçirmek, bunun üzerinden milletin seçtiği siyasi otoriteye şantaj yapmak açık bir ihanettir. 

Eğer bu otoriteyi birileri kullanmak istiyorsa bürokrasi sıfatından ayrılacak ve halkın önüne gelip bizler gibi oy isteyecek ter dökecek. Ama bunlar ter dökmeden devleti ele geçirmek isteyen bir zihniyettir. İzin verilmeyecektir. Bürokrasiyi kontrol suretiyle devleti ele geçirmek isteyenler cunta heveslileri, localar, paralel devlet hiçbir şekilde nüfuz edemeyecekler. 

Beşinci ve en önemli restorasyonumuz ahlak restorasyonudur. 

Biz bir vefa hareketiyiz. Onun için cumhurbaşkanımızın hitabı vefa hitabıdır. Biz bir sadakat hareketiyiz. Sadakatimiz davamıza kardeşliğimizedir. Bundan sonra da ilelebet sürecek olan musalla taşına kadar sürecek olan bir birlikteliğin adıdır AK Parti. 

Yolsuzluklara karşı da en çetin mücadeleyi AK Parti vermiştir ve vermeye devam edecektir. Seçilirsem AK Parti genel başkanı olarak ve atanmamız durumunda Başbakan olarak teminat veriyorum. 

Tüyü bitmemiş yetimin hakkına uzanan eli kardeşimiz de olsa koparırız. Ahlakın ve erdemin olmadığı siyaset yozlaşır çürür. 

Altıncı restorasyon inşa ve ihya alanı ise Adalettir. Adalet Mülkün temelidir denildiğinde kastedilen devlettir. Adaletin olmadığı devletin yaşaması mümkün değildir. 

Bizler bir daha Osmanlı devletinin başına gelen felaketin Türkiye'nin başına gelmesine izin vermeyeceğiz. 27 Mayıs'ı hatırlayın.

İşadamları dinlendi, muhalefet ve iktidar dinlendi, devletin sırlarına sızılmaya çalışıldı. Hedef darbe benzeri yargılamaları tekrar kurmaktı. 12 Ekim'de HSYK seçimleri var. Öyle bir hava esiyor ki sanki C.başkanlığı seçimlerinden daha önemli. HSYK seçimi belli bir adalet felsefesine inanmış yargı mensupları arasında yapılan mesleki bir seçimdir. Ama birileri şöyle düşünüyor. Eğer bu seçimlerde geçmişte olduğu gibi kendi otoritemizi kurarsak yaptığımız çalışmalarda tek bir fikre ait HSYK oluşturursak bu HSYK siyasi irade üzerinde demoklesin kılıcı olarak durur. Hiç heves etmesinler hiçbir kılıç milletin iradesinden daha güçlü değildir. 

27 Mayıs yargısının mantığını kimse yeni Türkiye'de göremeyecek. 

Bir diğer alan ise ekonomik restorasyondur... Tasarruflarımız hortumcular tarafından tarumar edilmişti. Atıl kapasite harekete geçirildi. 12 yıl aciz görülen bir ülkenin ayağa kalkmasını sağlayan ekonomik bir devrim gerçekleşti. Ak Parti döneminde ekonomik sıçramayı yaşadık. 

Dış politikada temel ilkeleri terk etmeyeceğiz. Politkamızın Ankara merkezli olması temel ilkemizdir. Artık diğer ülkeler biliyorlar ki Ankara'da oturduğunuzda çevre ülkelerin nabzını tutabilirsiniz. Dış politikamız çok boyutlu olmaya devam edecektir. Türkiye'nin AB hedefi stratejik bir hedeftir ve sürdürülecektir. Ama Türkiye;'nin stratejik gücü çevre ülkelerde de devam edecektir. Onun için 74 ülkeyle vizeleri kaldırdık. 19 ülke ile ortak kabine toplantıları yaptık. Şu anda 222 dış temsilcilik ile dünyada en fazla temsil edilen yedinci büyük ülkeyiz. 

Bakanlığı devralınca bir talimat verdim. Bundan sonra hattı diplomasi yoktur sathı diplomasi vardır satıh ise bütün dünyadır. Etkin ve sonuç alıcı dış politika için çalışacağız. 

Hiçbir kardeş halkı yalnız bırakmayacağız. 

Biz tarihi mirasın emanetçisiyiz. Bir kişi olarak değil bütün AK Parti kadroları olarak tarihin bize emaneti bizim varoluş sebebimizdir. 

Allah yar ve yardımcımız olsun. Allaha emanet olunuz."


 
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim