Proje kapsamında organ nakli olmuş çocuklar 5 günlük kampa girdi. Çocuklar deneyimlerini paylaştı, uzmanlar ise organ bağışının önemine vurgu yaptı.

Işık Üniversitesi, sosyal sorumluluk projesi kapsamında, "Yaşamak da güzel yaşatmak da" sloganıyla bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Farklı ülkelerden 30 organ nakilli çocuğu istanbul'da buluşturdu.

“ÖLDÜKTEN SONRA YAŞAMAK DA GÜZEL”

Kampta, organ bağışına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için dünyaca ünlü organ nakli cerrahlarının konuşmacı olarak katıldığı Türkiye’nin en kapsamlı organ bağışı konferansı düzenlendi. Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Sıddık Yarman, halka açık olarak gerçekleştirilen konferansta yaptığı konuşmada, “Yaşamak da güzel, yaşatmak da…

Başka bir güzellik daha var: öldükten sonra yaşamak daha da güzel. Öldükten sonra da yaşama şansınız olabilir, arkanızda bırakmış olduğunuz eserlerle. Ben bundan dolayı organ naklinin fevkalade önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

“HASTALARI CİĞERLERİNDEN TANIYABİLİRİM”

Karaciğer nakli konusunda uluslararası başarılara imza atan Prof. Dr. Münci Kalayoğlu ise, “Sanırım şu an dünyadaki en yaşlı organ nakli cerrahıyım. 2500’e yakın karaciğer nakli yaptım. Hala cebimde ilk nakil yaptığım karaciğerin fotoğrafı mevcut. Hastalarımın isimlerini hatırlayamıyorum ama onları ciğerlerinden tanıyabiliyorum.

Türkiye’de işler çok iyi gidiyor. Dünyanın her bölgesinden sayısız cerrahla çalıştım ve ağırlıklı olarak yurt dışında bulundum. Ama Türk cerrahlar kadar kabiliyetli, becerikli ve araştırmacı cerrahlar görmedim” diye konuştu.

“ORGAN BULAMIYORUZ”

Prof. Kalayoğlu, “Bu kadar güzel organ nakli merkezimiz varken, bu konuda başarılı çalışmalarımız varken; bu eksikliğimizi gidermeliyiz. Sizlere çok şey söyleyebilirim ama en önemlisi organlarınızı bağışlayın” çağrısında bulunurken, böbrek nakli ameliyatlarının başarılı ismi Prof. Dr. Alper Demirbaş ise şunları söyledi:

“Türkiye’de her gün 100 bin üzerinde kişinin ve ailelerinin canı, bir böbrek, bir karaciğer ya da kalp bulunabilir mi? sorusuyla yanıyor. Bu nedenle organ nakli demek, organ bağışı demek, hayatın ta kendisidir.”

Türkiye’de yeterince organ nakli yapılamadığını aktaran ve “Çünkü organ bulamıyoruz” diye konuşan Demirbaş, özellikle kadavradan organ bağışının yetersiz olduğuna dikkat çekti.

“GÜNAYDIN DEMEK İÇİN BİLE 3 KERE NEFES ALMALARI GEREKİYOR”

Türkiye’de ilk başarılı akciğer naklini gerçekleştiren Doç. Dr. Asım Kutlu da akciğer nakli bekleyenlerin sorunlarına vurgu yaparak, “Maalesef organ bekleyen akciğer hastaları, böbrek nakli bekleyen hastalar gibi güzel konuşamıyor. ‘Günaydın’ demek için bile 3 kere nefes almaları gerekiyor.

Bizi dinleyen genç arkadaşlara şunu söylemek isterim ki; hep iyimser olmak lazım, iyimser olanlar kazanacak” diye konuştu.

AKRABA EVLİLİĞİ BÖBREK HASTALIĞI SEBEBİ

Çocuk Nefroloğu Prof. Dr. Ahmet Nayır’ın dikkat çektiği nokta, böbrek hastalıklarının nedenleri oldu. Bu nedenler arasında akraba evliliğinin önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Prof. Nayır, “Çünkü Türkiye’de hala akraba evliliği % 20-25 oranında ve akraba evliliği ile bazı hastalıklar özellikle de böbrek hastalıkları daha sık görülebiliyor.

Anne baba sağlamken çocuklarda % 25 oranında böyle ölümcül hastalıklar ortaya çıkabiliyor” değerlendirmesinde bulundu.

İLK ORGAN BAĞIŞI 63 YAŞINDAKİ BAŞKAN VE ÜYEDEN GELDİ

Konferansın hemen ardından gerçekleştirilen Organ Bağışı Kampanyasının ilk organ bağışını Işık Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sıddık Yarman ve Cem Yurtbay yaptı. Kampanyaya bir saat içerisinde yaklaşık 100 bağışçı katıldı ve yaklaşık 600 organ bağışı yapıldı.

Proje kapsamında Haluk Bilginer, İlhan Şeşen, Serra Yılmaz, Hüseyin Avni Danyal, Burhan Şeşen, Ata Demirer gibi çok sayıda ünlü isim de organ bağışına destek verdi.