Vural, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında İstanbul merkezli operasyona değinerek, hükümetin olayın üstünü örtmeye ve soruşturmaya müdahale etmeye çalıştığını ileri sürdü.
"AKP'nin derin yapısı iş başındadır. Devletin içerisinde özel organizasyonlar, AKP derin devleti çalışmaktadır" diyen Vural, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının sızdırıldığının, muhtemel şüphelilerin haberdar edildiğinin ortaya çıktığını iddia etti. İstanbul Emniyet Müdürünün savcının ifadeye çağırdı İstihbarat Şube Müdürünü, "hangi gerekçeyle çağrıldığı anlaşılamamıştır" diyerek ifadeye göndermemesini eleştiren Vural, Emniyet Müdürünün bu yaklaşımı ile hukuku rafa kaldırdığını, soruşturmayı engellemek için görevlendirdiğinin de ortaya çıktığını savundu. "Artık Türkiye bir hukuk devleti değildir, darbecilerin yönettiği bir devlettir. Hukuk askıya alınmıştır" diye konuşan Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi ikbali için devletin kurumlarını birbirine düşman kıldığını iddia etti. Hükümetin ve AK Parti'nin "kaçabilirsen kaç" taktiği uyguladığını söyleyen Vural, iktidarın denetim ve hukuk kaçkını konumuna geldiğini ifade etti.
Soruşturmada adı geçen bakanların istifa etme taleplerinin Başbakan Erdoğan tarafından geri çevrildiğini söyleyen Vural, Başbakan Erdoğan'ın bu işin nereye ulaşacağı endişesi içinde olduğunu öne sürdü. Vural, "Sırada başkaları vardır. Başbakan onun için bunlara sahip çıkıyormuş görüntüsü verip, önce karda yürüdüğü izleri silmeyi, ondan sonra da bu bakanlarla ilgili tasarruf yapmayı planlamaktadır. Amaç ve hedef kendisini sıyırmak. Ama kanser bütün AKP zihniyetini kavramıştır. Bu çerçevede son derece olayların, değerlendirmelerin olduğu, TBMM'de milletin hukukunu yaparken, AKP'nin hukuku ayaklar altına aldığı bir dönemde TBMM çalışmalıdır. Çalışmalıyız. Onun için parlamentonun çalışması ve milletin hakkına, hukukuna uzanan bu el konusunda milli iradenin konuşması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
Vural, "Bu soruşturma kapsamında AK Parti Genel merkezinden bir kişinin danışmanının da gözaltına alınıp alınmadığı?" sorusunun yanıtlanmasını, "Akfırat yolsuzluk dosyasının yeniden açılmasını" da istedi.
"Kimseyi suçlu ilan etmiyoruz"
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vural, soruşturmada adı geçen bakanların açıklamalarını tatmin edici bulup bulmadığı sorusu üzerine "Biz kimseyi suçlu ilan etmiyoruz. Biz siyasi sorumlunun ve bu hukuki süreci engelleyen zihniyetin peşindeyiz" dedi.
Vural, Başbakan Erdoğan Siyasi Başdanışmanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan'ın bugünkü köşe yazısındaki ifadelerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken de şunları kaydetti:
"Bu münafik siyasetin geldiği boyut. Bizatihi hükümetin kendisidir bu devlete tuzak kuran. AKP'nin kendisidir devlete ve millete tuzak kuran. Bu devleti siz yönetmiyor musunuz? Siz hükümet değil misiniz? Ne yapıyordunuz? Yan gelip yatıyor muydunuz? Kayınpeder, enişte ortaklığı yaptığınız zaman hoş. O bakımdan böylesine bir yolsuzluğa batmış bir hükümetin bu işi saptırması kabul edilemez. 'Bağırsaklardan temizleniyor' diyordunuz ey Yalçın Akdoğan. Ne oldu? Hadi bağırsaklarınızdan temizlenin. Türk Silahlı Kuvvetlerine psikolojik harekatı uygulayan sen değil miydin? Terörle mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri'ni itibarsızlaştıran sen değil miydin? 'Bu paşalarla iyi ki savaşa gitmemişiz' diyen sen değil miydin? Hangi yüzle suçunu örtmeye çalışıyorsun? Kim ne olmuşsa, ne yapmışsa onun bir tek sorumlusu vardır, Hükümet'tir. Hükümet kendini bu işten sıyıramaz, birilerini suçlu göstererek, kendi sorumluluk hırkasını başkasının üstüne giydiremez. Doğu ve Güneydoğu'da paralel devlet kurduğun zaman, KCK soruşturmasının önünü niye kestin?"
Hükümetin kendi sorumluluklarından kurtulmak için bir takım düşmanlıklar ürettiğini ifade eden Vural, Türkiye'yi yöneten hükümetin yaşananların sorumlusu olduğunu, hesabını da vermesi gerektiğini söyledi. Vural, "Muz cumhuriyeti zannetti. Bakkal bile böyle yönetilmez. Eğer Yalçın Akdoğan bunları söylüyorsa eyvah ki eyvah. Acz içerisinde bir hükümet olmuşlar. İradelerini başkalarına teslim etmişler. Madem öyle niye soruşturmayı engelliyorsunuz, rahatsanız? Bırakın gerçekler ortaya çıksın" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Erdoğan'ın düne kadar kendini dünya lideri olarak gördüğünü, bugün ise uluslararası komplolardan söz ettiğini söyleyen Vural, "Sen bostan korkuluğu musun? Devleti ve milleti içeriden çökertmek için görevlendirilmiş bir siyasi Lawrence'sın. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu kadar kurumlarıyla, insanlarıyla birbirine düşman kılınmadı. Böyle bir zihniyet düşman başına" dedi.
Vural, BDDK ve SPK'nın soruşturmada adı geçen bankayla ilgili haberlerde özen gösterilmesine ilişkin uyarısının sorulması üzerine ise bankanın öncelikle olaya adı karışan yöneticisi hakkında tasarrufta bulunması gerektiğine işaret etti.
