• BIST 9672.32
  • Altın 2500.365
  • Dolar 32.5848
  • Euro 34.8412
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 23 °C

Ünlü Türkolog: Rusya-Türkiye ilişkileri 90'lı yıllardan daha kötü

Ünlü Türkolog: Rusya-Türkiye ilişkileri 90'lı yıllardan daha kötü
Ünlü Rus Türkolog Apollinaria Avrutina, uçak krizinden sonra Türkiye -Rusya ilişkilerinin 90'lı yılların da gerisine düştüğünü söyledi.

Ünlü Rus Türkolog Apollinaria Avrutina, uçak krizinden sonra Türkiye -Rusya ilişkilerinin 90'lı yılların da gerisine düştüğünü söyledi. Orhan Pamuk başta olmak üzere Sabahattin Ali, Perihan Mağden, Bilge Karasu ve birçok ünlü Türk yazarın kitaplarını Rusçaya çeviren Apollinaria Avrutina, Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) uçak krizinden sonra Rusya -Türkiye ilişkilerinde gelinen durumu değerlendirdi.

1996 yılında St. Petersburg Devlet Üniversitesi Türkoloji bölümünden mezun olan Avrutina, 20 yılı aşkın süredir Türkiye'yi ve Türk halkını yakından takip ediyor. Mezun olduğu üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmaya devam eden ünlü Türkolog, iki ülke arasındaki uçak krizini şöyle özetliyor: "Geldiğimiz nokta, 90'lı yıllarda yaşanan soğuk Sovyet-Türk ilişkilerinden çok daha zor durumda…"

Uçak hadisesinden sonra yaşanan krizde gelinen noktayı değerlendiren Avrutina, "Ben ilişkilerimizde bundan daha düşük bir seviye görmedim, 90'lı yıllarda bile ilişkiler daha iyiydi. Hem o zamanlarda Rus ve Türk halkı arasında şimdiki kadar kişisel temas yoktu, hiç bu kadar Rus-Türk evliliği yoktu, hiç bu kadar dostça, akademik, ticari ve kişisel temas yoktu. İnsanlar o zamanlarda birbirlerini çok iyi tanımıyorlardı. Şimdi ise tüm bunlar olduktan sonra, bu trajedi birçok kişiyi doğrudan etkiledi." dedi.

RUS UÇAĞI DÜŞÜRÜLDÜKTEN SONRA ERDOĞAN'A DESTEK ARTTI

Rus uçağının düşürülmesinden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın reytinginin birden fırladığını söyleyen Avrutina, başkanlık sistemine geçiş için yapılması planlanan referandumun bu yüzden gündeme geldiğini iddia etti. Artık Erdoğan'ın destekçilerinin sayısı, onun muhaliflerine ağır basıyor. Yapılan anketlere göre, Rus uçağına yapılan saldırıya kadar böyle bir referandumu destekleyenlerin oranı yüzde 30 iken, şu anda bu oranın yüzde 60'a, yani tam iki katına çıktığını anlatan bazı makaleler okuduğunu belirten Türkolog, Türkiye'de laikliği destekleyen insanların sayısının da ciddi şekilde azaldığını düşündüğünü söyledi.

Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmeleri yorumlayan Avrutina, "Daha önce yaklaşık yüzde 50'ye yüzde 50 oran vardı, sonra yüzde 45'e yüzde 55. Diğer yandan, Adalet ve Kalkınma Partisi, tarihten bu yana azınlık olarak yaşamış azınlıkların yaşadığı bölgelerden fazla oy alabilmek için yıllarca popülist siyaset yaptı, bu hepimizin hatırladığı üzere Kürt sorunu. Ulusal bir sorunla yapılan bu flört şimdi olumsuz meyvelerini veriyor. Çünkü başlarda bu şekilde hükümet ek oylar alarak reytingini yükseltti, şimdi ise insanlar seçimlerde yaptıkları yardımların sonucunu sormaya başladılar. Ve maalesef, biz ne olduğunu görüyoruz, Rusya'da bazı siyasetçiler Türkiye'nin dağılma eğilimi gösterdiği yönünde görüş bildiriyorlar. Eğer böyle devam eder ve Kürtler ayrılırsa, o zaman, maalesef, böyle bir tehlike vardır demektir." yorumunu yaptı.

"Bunlar benim şahsi düşüncem, siyasetçi değilim" diyen Avrutina, Türkiye'nin kaderine kayıtsız kalamayacak bir insan olarak sadece kenardan gözlem yaptığını ve maalesef Türkiye'yi zor yılların beklediğini söyledi.

AKADEMİK CAMİA KRİZDEN ÇOK FAZLA ETKİLENDİ-ETKİLENECEK

Krizden sadece politikacıların değil çift dilli ailelerin ve Rus-Türk bilim insanlarının birlikte yürüttüğü akademik çalışmaların dahi etkilendiğini vurgulayan Avrutina, küçük ve orta ölçekteki işletmelerin ticari temaslarının da olaylardan sonra büyük zarara uğradığını söyledi. "Çevremde örnekler çok fazla, birçok insan sıkıntı çekiyor. Bu bakış açısıyla baktığımızda şu andaki durum, bireysel seviyede çok az temas kurulan Sovyet-Türk ilişkilerinin soğuk dönemindekinden bile çok daha zor." değerlendirmesinde bulunan Avrutina, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'ye karşı imzaladığı yaptırımları hatırlatarak şunları söyledi:

"Devlet başkanımız bilimsel ve akademik alanlar da dâhil olmak üzere bazı temasların nispeten dondurulması yönünde bir kararname yayımladı. Bu kararname akademik alanı hemen etkiledi, çünkü Türk üniversiteleriyle ilişkilerin durdurulması yönünde bir karar vardı. Aramızdaki, gerek resmi gerek gayri resmi akademik ilişkiler çok fazlaydı. Şimdi ise gündemde bu ilişkileri yok etmek, dondurmak ve bir süreliğine erteleyerek rafa kaldırmak yer alıyor, bu yüzden bilimsel ve akademik alan çok etkilendi."

ORHAN PAMUK VE NERMİN BEZMEN RUSYA ZİYARETLERİNİ ERTELEDİ

Yaşanan krizden yazarların ve kitaplarının etkilenişine de değinen Avrutina, Şubat başında Orhan Pamuk'un Rusya ziyaretinin olacağını ancak yaşanan olaylardan sonra (Türkiye'de yanlış anlaşılabilme ihtimaline binaen) ziyaretinin bir süreye kadar ertelendiğini hatırlattı.

Ayrıca "Kurt Seyit ve Şura" romanının yazarı Nermin Bezmen "in de Rusya ziyaretinin planlandığını ancak onun da en azından bahara kadar ertelendiğini söyleyen Avrutina, "Bu durum Rus-Türk buluşmalarını ve bazı maddi ilişkileri etkilemiş oldu. Çünkü yeni bir kitap çıktığı zaman insanlar onu okuyor, tartışıyor ve herkesin hoşuna gidiyor. Yazar geldiği zaman ise bu artık bir eyleme dönüşüyor. İşte bu tip projeler en az bahara-yaza kadar ertelenmiş durumda, herkes ilişkilerin iyileşmesini bekliyor." diye ifade etti.

RUS-TÜRK KÜLTÜR MERKEZİ İLİŞKİLERE KATKI SAĞLAYABİLİYOR MU?

Yaşanan krize kim nasıl pozitif etkiler sağlıyor? Sorusuna ise Rus-Türk Kültür Merkezi'nin faaliyetlerine değinerek cevap veren Türkolog, "Rus-Türk dost ilişkilerinin gelişmesi için çok şey yapıyorlar. Özellikle bu kurumlar, büyük bir özveriyle emek harcayarak her iki ülkede de ciddi ve yararlı faaliyetlere imza atıyorlar. Bu yüzden, Moskova ve St. Petersburg'daki Rus-Türk Kültür Merkezi'ndeki arkadaşlarımıza manevi olarak ayakta kalmalarını ve bu durumun bir gün sona ereceğini umut etmelerini diliyorum. Ne de olsa politikacılarımız arasındaki barış yeniden kurulacaktır." yorumunda bulundu.

İKİ ÜLKE ARASINDA ENFORMASYON SAVAŞI YAŞANIYOR

İki ülke arasında yaşanan enformasyon savaşına değinen Avrutina, Rus ve Türk basınında karşılıklı olarak Rusya ve Türkiye aleyhine aktif bir propaganda yürütüldüğünü söyledi. Rusya'da çok televizyon izleyen herkeste, Türkiye ile ilişkili her şeye karşı negatif bir algı oluştuğunu; aynı şeyin Türkiye'de de yaşandığını söyleyen Avrutina, iki ülke tarafından uygulanan bu yanlış politikaların ilişkileri daha da büyük bir cepheleşmeye götürebileceğini ifade etti.

HALKLAR BU DURUMLA NASIL MÜCADELE EDEBİLİR?

Vatandaşlar tarafından her iki tarafın da hükümet kanallarına müdahalede bulunulamayacağını ve bununla savaşmaya çalışmanın bir manası olmadığını söyleyen Avrutina'nın çözüm önerisi ise "Bu durumda yapabileceğimiz tek bir şey var, o da kendi işimize devam etmek. Ben kendi tarafımdan, Türkçe ve Türk edebiyatını öğretmeye devam edebilir, öğrencilerle Türkçe kitaplar okuyabilir, kitap çevirisi ve basımı yapabilirim. Devlet kanalıyla olmayan, resmi organizasyonların kararlarıyla ilişkisi olmayan, sadece bazı insanların katılımıyla bağlantılı olan, onların kişisel ilgisiyle bağlantılı olan Rus-Türk projelerine devam edebiliriz. Herkesin bu tip projeleri ısrarla devam ettirmesi gerekiyor."

Şu anda kültür noktasında Türkiye'de Rusya'yı ve Rusya'da da Türkiye'yi tanıtmanın fevkalade önemli olduğuna değinen Avrutina, "Bu çalışmalar bazı dostça ilişkilerin geri kazanılmasına olanak sağlayacaktır. Biz silah şıngırtıları dinlemeyi bırakıp, şimdiye kadar nasıl dinliyorsak yine müzik dinlemeye başlayacağız." diye duygularını aktardı.

IŞİD YÜZÜNDEN İNSANLAR İSLAM'DAN KORKUYOR

St. Petersburg Devlet Üniversitesi'nde "İslam Tarihi ve Kültürü" alanında dersler veren Avrutina, "Rusya'da islamofobiyle her gün karşılaşıyorum…" dedi. Fakültede çalıştığı süre içerisinde İslam karşıtlığı sorunuyla her gün karşı karşıya geldiğini belirten Türkolog, "Herkes İslam'dan korkuyor. Bizim programımızın adı İslam Tarihi ve Kültürü. Herkes şunu söylüyor: "İslam ve IŞİD!". Herkesi bir korku kaplıyor. Ve biz de meslektaşlarımızla, dünyadaki en büyük İslam ülkelerinden ve en büyük Türk ülkelerinden biri olan ülkemizde İslam'dan korkmanın aptalca olduğunu açıklamaya çalışıyoruz. Çünkü ülkemizin üçte biri Müslüman ve bu oran gelecekte sanırım daha da çoğalacak. Bu yüzden İslamofobi sorunu elbette büyük, özellikle Moskova ve St. Petersburg gibi Rusya'nın büyük kentlerinde." diye ekledi.

Müslüman ve Hıristiyanların Rusya'da son derece barış içinde yaşadıklarını, milli politikalarının bütün dinlerin eşitliği temelinde işlemesinin çok hoşuna gittiğini ifade eden Avrutina, "Müslüman bölgelerdeki Müslümanlara, Hıristiyan bölgelerdeki Hıristiyanlara ve Budist bölgelerdeki Budistlere ve çok uluslu Rusya'nın topraklarında var olan bütün dinlere aynı ölçüde destek verilmesi çok hoşuma gidiyor." dedi.

BİZ "GÜZEL İSLAM"I ANLATMAYA ÇALIŞIYORUZ

Dünyada İslam'ın olumsuz imajının diğer dinlerde de olduğu gibi radikallerin rolü olduğunu söyleyen Avrutina, Hıristiyanlık tarihinde de her şeyi kendilerine göre yıkıp-yakan ve binlerce insanı öldüren radikallerin olduğunu, bir avuç toprak için öylesine yok edilen Güney Amerika yerlilerini ve Avrasya topraklarındaki haçlı seferlerini hatırlamanın da yeterli olacağını hatırlattı. Avrutina, "Bu yüzden radikaller ve barbarlar elbette ki her dinin içerisinde var. Bu yüzden ben kendi öğrencilerime normal bir İslam'ın, iyi bir İslam'ın var olduğunu; bir de normal olmayan ve İslamı kötü temsil edenlerin var olduğunu açıklamaya çalışıyorum." diyor.

Dini kitapların insanlar tarafından farklı yorumlanmasına değinen Avrutina şunları söyledi: "Maalesef her kutsal yazı kendi dünya görüşü ve kendi inançları nedeniyle hem olumlu hem de olumsuz yönde yorumlanabilir. Genellikle, düşüncelere dalma imkânı sağlayan derin ve zor bir dille yazılan bütün kutsal metinler için bu durum geçerli. Kötülük saçmayı kendine hedef olarak koyanlar bu metinlerde başka şeyler bulurken, iyilik taşıyan bir insan da bu metinlerde, aynı cümlede farklı bir şey bulacaktır. "

Avrutina, "Hz. Muhammed'in, insanlara zarar vermeyi yasakladığına dair bir ferman yazdığı, bu fermanın da güya Sina'da Azize Katerina Manastırı'nda saklandığına dair bir efsane var. Fakat 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman zamanında bir kopyası yapılarak İstanbul'da koruma altına alınmış." dedi.

"RADİKAL İSLAMCILAR KURAN-I KERİM'İ BİLMİYOR"

Kur'an-ı Kerim'i yanlış yorumlayan radikal İslamcıların olduğuna değinen Avrutina, "Kur'an'daki tüm formülasyon yeterince yumuşak ve "Bizimle olmayan herkesi öldürün!" çağrısı yer almıyor elbette. Kur'an'da okuduğumuz her şey insana bir seçim bırakıyor. Ne kadar radikal görüşlü insanla görüştüysem, hiç birinin ne Kur'an-ı, ne de Kitab-ı Mukaddes'i okumadıklarını görüyorum. " şeklinde konuştu

Avrutina, Rus halkı tarafından da çokça bilinen şu anekdotu anlattı: "IŞİD militanları çölde Hıristiyan bir aileyi durduruyorlar ve Kur'an-ı Kerim'den ayetler okumasını istiyorlar. Hıristiyan adam başlıyor İncil'den ayetler okumaya. Sonra ona "Tamam, geç, huzur içinde git." diyorlar. Kadın kocasına dönüp, "Ne yapıyorsun, az daha bizi öldürtecektin." diyor. Kocası ona şöyle cevap veriyor: "Onlar Kur'an'ı okumuyorlar, ben de onlara İncil'den ayetler okudum."

HÜRREM - MOSKOF CARİYE

Apollinaria Avrutina'nın uzun zamandır çevirisini yaptığı "Hürrem - Moskof Cariye" (Demet Altınyeleklioğlu) kitabının tüm çalışmaları bitti ve kısa bir süre önce Rusya'da satışa sunuldu. Avrutina ayrıca Orhan Pamuk'un "Kafamda Bir Tuhaflık" adlı romanını hali hazırda Rusçaya çeviriyor.

"Hürrem" romanına Rusya'da çok büyük ilgi olduğunu ve kitabın uzun süredir beklendiğini belirten Avrutina, yaşanan ufak aksaklıklarla ilgili, "Türk arkadaşlarımızla ve Rus-Türk Kültür Merkezi ile Moskova'da yaklaşık 2 saat sürecek olan büyük ve güzel bir tanıtım yapmayı planlamıştık. Tanıtıma "Muhteşem Yüzyıl" dizisinin bazı oyuncularını davet ederek dizide kullanılan kostümleri sergileyecek ve misafirlere Türk tatlıları ikram edecektik. Fakat bunların hepsi malum olaylarla aynı zamana denk gelince her şeyi iptal etmek zorunda kaldık. Çünkü Türk meslektaşlarımıza ve hatta böyle bir kitabı yayımladığı için yayınevine bile çeşitli tehditler gelmeye başladı. Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği ve St. Petersburg Konsolosluğu'na yapılan saldırıların ve ortaya çıkan milliyetçilik akımının şahitleri olduk. Bununla ilgili olarak Moskova'daki "Non Fiction" fuarındaki gösterimde de bazı aşırıcılıklar beklemiştik ama hiçbir şey olmadı ve gösterim sakin bir şekilde gerçekleşti." ifadesini kullandı.

Ünlü Türkolog: Rusya-Türkiye ilişkileri 90'lı yıllardan daha kötü

Ünlü Türkolog: Rusya-Türkiye ilişkileri 90'lı yıllardan daha kötü

Ünlü Türkolog: Rusya-Türkiye ilişkileri 90'lı yıllardan daha kötü

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim