Nevşehir'in Gülşehir ilçesinin Tuzköy Mahallesi'nde bulunan eski evlerde kullanılan kaya taşların akciğer zarı kanseri "mezotelyoma'ya yol açması nedeniyle ölüm yaşı 52'ye, nüfusta 3 binden bin 200'e kadar düştü.
Tuzköy Mahallesi'nde yaşayan vatandaşlar, 1978 yılına kadar burada bulunan taş ocaklarından çıkarılarak yapılan kaya evlerin içerisindeki minarellerin oluşturduğu bir akciğer kanseri türü olan mezotelyomayla mücadele ediyor. Volkanik taşların kansere yol açtığı ortaya çıkınca taş ocakları kapatılmış. Ancak yapılan evlerde halk oturmaya devam etmiş. Yaklaşık 40 yıl önce Hacettepe Üniversitesi'ne Tuzköy'den, çok sayıda akciğer zarı kanseri hastası gelince bölgeye gelen çok sayıda yerli ve yabancı uzman araştırma yaptı. Sonunda köylerin zemininde bulunan, ev yapımında da kullanılan, volkanik küllerden oluşan kayaların içerisindeki minerallerin bu kansere neden olduğunu tespit etti.
Gülşehir Belediye Başkanı Vahdi Arısoy, 40 yıl önceden belirlenmiş olan akciğer zarı hastalığının mahalledeki evlerde mevcut olduğunu söyledi. Hükümetin bunun üzerine bu köyün taşınmasına karar verdiğini ve bir kısmını da taşıdığını kaydeden Arısoy, "Herkese konut çıkmadığı için bir kısım vatandaşımız da burada yaşamaya devam ediyorlar. Mahallemizde 3 bin kişi yaşamaktayken şu anda bin 220 civarında vatandaşımız burada ikamet ediyor. Nüfustaki bu azalma göçten daha ziyade, hastalık nedeniyle ölüm oranlarının yüksek olmasından dolayıdır. Bir günde bile ben 3 cenazenin defnedildiğine bu beldede şahit oldum. Şimdi bir kısım vatandaşlarımızı oraya taşımışlar. Ama taşınana vatandaşlarımızın da sıkıntıları var. O bölgede altyapılar yetersiz. Müteahhite 900 parsele ev yap denmiş. O da ev nereye sığıyorsa oraya yapmış. Geniş bir alana hitap ediyor. Belediye olarak da biz bunun üstesinden gelemiyoruz. Viyadüklerle falan beslenmesi lazım, onu da yapamıyoruz." dedi.
Tuzköy'deki vatandaşların diğer bir sıkıntısının da Afet Evlerine istenen para olduğunu belirten Arısoy, "Bu evleri afet kapsamında devlet olarak karşılıksız vermemiz lazım. Ama biz "vatandaşlarımıza bunun parasını ödeyin" diyoruz. Vatandaşın işi yok, gücü yok. Doğru dürüst, düzenli bir geliri yok. Bu vatandaşımız bu parayı nasıl ödeyecek? O da ayrı bir sıkıntı konusudur." diye konuştu.
Devletin eski yerleşim alanını 3 adaya böldüğünü ifade eden Arısoy, sözlerine şöyle devam etti: "A, B, C bölgesi diye burası üçe bölündü. A bölgesinde kesinlikle hiçbir hafriyat, inşaat çalışmalarının yapılmaması gerekir. Biz belediye olarak buna dikkat ediyoruz. Kimseye ruhsat vermiyoruz. A bölgesinin 2 metre yüksekliğinde alanın kaplanıp eski binaların ortadan yok edilip üzeninin yeşillendirilmesi lazım. Şu ana kadar da devletimiz o yeşillenmeyi yapmadı. Bizim de buna belediye olarak mali imkanımız yok. Onun için bu vatandaşları korumak için acilen bu bölgemizin üzerinin 2 metre kapatılıp yeşillendirilmesi lazım. Ölümün yaş ortalaması 52 yaş civarındadır."
Mahalle sakinlerinden Osman Gülen ise 56 yaşında olduğunu ve tüm yaşamını burada geçirdiğini söyledi. Devletin B planındaki evleri yaptırmadığını kaydeden Gülen, "Bu nedenle mağdur durumdayız. Ne evladına bir tapu bırakabiliyorsun, ne de bir inşaat yaptırabiliyorsun. Güzelleştiremiyorsun, asansör yapamıyorsun. Şu anda oradaki sıkıntı B planındaki evlerin düzeltilmemesidir. Bu birinci sıkıntımız. İkinci en büyük sıkıntımız A planındaki evlerin, boşaltılan evlerin devlet tarafından kaldırılıp üzeri 2 metre toprakla örtülmeyip yeşil alan yapılmamasıdır. Şu anda bizim öğrencilerimiz var burada. Bizim devletimizden beklentimiz, A planındaki yerlerin üzerine toprak dökülüp yeşil alan yaptırılması, Tuzköy'deki göçün durdurulmasıdır. 14 bin 600 nüfus vardı, şu anda bin 220 nüfus var. Bu kalan nüfus daha risk altındadır. Yaş ortalamasının 52 olduğu bu Tuzköy'de biz de 60'larda 70'lerde ölmek istiyoruz. Şu anda burada bin 220 yaşayan insan varsa 20 tane ölecek insan var. Bunu ispat ederiz. Devletin acilen bize el uzatması lazımdır." dedi.Cihan
