Türkiye Kamu Sen İzmir Temsilcisi Ahmet Doğruyol, yazılı bir açıklama yaparak terörü lanetledi. Ankara ve Diyarbakır'daki terör saldırılarında 34 şehit verildiğini söyleyen Doğruyol, "Gün geçmesin ki bir şehit haberi almayalım. Gün geçmesin ki bir terör saldırısı duymayalım. Yıllardan bu yana ifade ettiğimiz, "Terörle müzakere olmaz, mücadele olur. Bizim Kürt sorunu diye bir sorunumuz yok, terör sorunumuz var. Kürt sorunu diyerek, devletine, bayrağına sahip çıkan Kürt kökenli vatandaşlarımızı ötekileştiriyorsunuz." haykırışlarımızı birileri duysaydı." dedi.
'2002'DE NEREDEYSE SIFIR NOKTASINA GELMİŞTİ'
Terörün 2002 yılında neredeyse sıfır noktasında bulunduğunu söyleyen Doğruyol, şunları kaydetti: "Terörün bugün geldiği nokta ciğerimizi yakmaktadır. Bugüne dek teröre şehit verdiğimiz yaklaşık 8 bin asker, polis, korucu vardır. Son zamanlarda İstanbul'da, geçtiğimiz gün Ankara'da 28 vatandaşımız hayatını kaybetti. Dün, bir günde dokuz asker ve polisimizi şehit vermemizle birlikte 7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasında 167, 7 Haziran'dan bu yana ise 326 güvenlik görevlisini şehit vererek, milletimizin sabır sınırları zorlanmaktadır. Her gün şehit verdiğimiz şu ortamda, "Hepimiz Ermeniyiz" diyenler, "Hepimiz Berkin Elvanız', "Hepimiz Rabia'yız" diyenler, neden bugün meydanlarda, "Hepimiz askeriz, hepimiz polisiz" demiyorlar ya da diyemiyorlar? Terör örgütü, eylem ve uygulamalarıyla en büyük zararı Kürt kökenli vatandaşlarımıza vermiştir, vermektedir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde dağa kaçırılanlar Kürt, yolu kesilenler Kürt, öldürülenler Kürt; bu nasıl bir Kürt hakkı aramak ve korumaktır? Siz kimin hakkını koruyorsunuz? Ermenilerin mi, Haçlı zihniyetinde olan batı devletlerinin mi? Türk düşmanı olan, sözde Müslüman devletlerin mi? Eğer PKK, Kürt terör örgütü olsaydı, bugün Kürt kökenli vatandaşlarımıza zarar vermezdi. Her zaman ifade ettiğimiz gibi PKK Kürt değil, batı destekli Ermeni terör örgütüdür. Türkiye Kamu Sen olarak her zaman ifade ettik ki teröristle pazarlık yapılmaz. Siz ne yaptınız? İleri demokrasi, yeni Türkiye safsatalarıyla İmralı'daki caniye, bebek katiline her türlü imkanı verdiniz. Yandaşlarıyla Oslo'da, Habur'da, Dolmabahçe'de ve pek çok yerde görüşmeler yaptınız, yaptırdınız. Meydanlarda teröristbaşının mesajlarının okunmasına izin verdiniz, övgüler yağdırdınız, ayaklarının altına kırmızı halılar serdiniz. Çözüm süreci dediniz, "megri megri" diye birlikte şarkılar söylediniz. Öldürülen korucuları basından gizlediniz. Çözüm sürecine zarar vermesin diye terör örgütünün yaptığı her türlü olumsuzluklara haber yasağı getirerek milletten gizlediniz."
Silahların hiçbir zaman bırakılmadığını söyleyen Doğruyol, "Halbuki onlar hiç silah bırakmadı, yol kesmeye, vatandaşları tehdit etmeye devam etti. Yapılanmalarına hiç ara vermedi, dağdaki teröristler şehirlere yerleşti. Bu aşamada siz askerimizin, polisimizin elini kolunu bağladınız. Teröristin üzerine giden güvenlik güçlerine soruşturmalar açtınız. Milletimizin aklı yokmuş gibi birtakım kişileri âkil adam ilan ederek, bu yüce millete akıl verdirmeye çalıştınız. Ay yıldızlı bayrağımızı o toplantılara almadınız. Bu ülkede çözüm süreci hiç olmadı. Bu dönemde terörü kuluçkaya yatırdınız, biri on yaptınız, teröristleri güçlendirdiniz. Türkiye Kamu Sen olarak, çözüm sürecinin hep karşısında olduk. Yanlış olduğunu ifade ettik. Bizler, "Terörle müzakere değil, mücadele edilir', "Çözüm değil, ihanet süreci" derken bizlere vebalıymışçasına yaklaşanlar, o gün bizleri ötekileştirenler, maalesef bugün bizim dediğimiz noktaya geldi. Keşke siz haklı çıksaydınız. Terör bitseydi. Anaların gözyaşları dinseydi. Polislerimiz haince ensesinden vurulmasaydı. Çocuklar, "Hangisi benim babam?" diye şehit cenazelerine koşmasaydı. Şehit analarının bakışları, göğsümüzü delip geçmeseydi. Keşke siz haklı çıksaydınız da terör bitseydi." dedi.
