• BIST 9079.97
  • Altın 2322.611
  • Dolar 32.345
  • Euro 34.8965
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 17 °C

'TSK'nın içinde kumpas var'

'TSK'nın içinde kumpas var'
Hapishaneden üniformasıyla çıkan albay Cem Okyay çarpıcı açıklamalarda bulundu.

3 yıllık esaretin ardından özgürlüğüne kavuşan Balyoz mağduru Albay Cem Okyay, “TSK’da kumpasçıların işbirlikçileri var” dedi
Deniz Kuvvetleri’nde Harekat Plan Şube Müdürü görevini yürüten 46 yaşındaki Albay Cem Okyay, Balyoz soruşturması kapsamında 19 Ağustos 2011’de tutuklandı. Balyoz Davası’ndan 16 yıla mahkum edildi. 18 Haziran’da Anayasa Mahkemesi’nin infaz erteleme kararıyla cezaevi kapıları açıldı. Okyay, 2 yıl 10 ay kaldığı İstanbul Maltepe Askeri Cezaevi’nden 19 Haziran’da kader arkadaşları Hava Kurmay Albay İsmet Çıngı ile Deniz Kurmay albaylar Ender Kahya, Yavuz Uras ve Erdinç Altıner ile birlikte üniformalarını giyerek çıktı. Çıkar çıkmaz eşini de alarak hayalini kurduğu Düzce Akçakoca’ya koştu.

‘Sevinç çığlığı atmadık’
Cem Albay’a cep telefonundan ulaştık. Önce neden cezaevinden üniformayla çıktıklarını anlattı, ardından da Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki görevine neden dönmeyeceğini… Özgürlüğünün sevincini anlatırken sesi çok temkinliydi. Başka davalardan hala cezaevinde olan asker arkadaşlarını üzmek istemediğini söyledi. İşte Cem Okyay’ın anlattıkları: Tahliye haberini aldığımızda Maltepe’de sevinç çığlıkları atmadık. Balyoz’dan 4 arkadaşımız farklı davalardan dolayı hâlâ içeride. Büyük bir boşlukla çıktım cezaevinden. ‘Sevinmeli miyim? Şimdi adalet yerini bulmuş mu oldu?’ diye sordum kendime. Ama işin kötüsü artık gerçekten adalet diye bir şey kalmadı. Zamanı geri alamayız. Ölen arkadaşlarımızı diriltemeyiz. Kayıpları getiremeyiz. Devletin görevi bundan sonra bu işin sorumlularını bulup cezalandırmaktır. Bizim Beşiktaş Adliyesi’ndeki savcılıktan içeri girdiğimiz andan itibaren bu işin kurgusu önceden yapılmıştı.

‘TSK ile buzlar kırılmadı’
Kanuni olarak göreve dönmemizde bir sakınca yok ama duygusal açıdan halledilmesi gereken sorunlar var. Bu iş bitti gibi gözükse de hâlâ cezaevinde olan arkadaşlarımız var. Bu davalardan hapiste bir tek arkadaşımız kalmayıncaya kadar mücadele etmek zorundayız. TSK ile aramızdaki buzlar kırıldı gibi gözüktü ama aslında buzlar erimedi. Üzüntümüze ortak olmayanlar bugün sevincimize ortak olunca samimiyet sorgulanır hale geliyor. Bir diğer esas önemli konu Balyoz ve benzeri kumpas davaları, TSK içinde bu kumpasa destek olanlar olmasaydı oluşturulamazdı.
Bu davaya yardım edenleri bilemem tabii ki. Donanmada o düzmece hard diskleri oraya birisinin koyduğu apaçık ortada. Bunu koyan kişi sivil olamaz. TSK içinde kumpasçıların işbirlikçileri var. Ama bunlar tespit edilmiş değil. Bu şartlarda onlarla Atatürk’ün giydiği bu milletin üniformasını paylaşmak çok güç. TSK içindeki kumpasçılar temizlenmeden kendi adıma söylüyorum göreve dönmeyeceğim. Dönmek zorunda olan arkadaşlarıma saygı duyuyorum.

Acıyı çocuklar çekti’
İyi ki de eşimle çocuğumuz olmamış. Çünkü bu işlerde en büyük acıyı çocuklar çekiyor. Arkadaşlarımızı kaybettik ve onların çocukları şuan gülemiyor. Artık bizim sorumluğumuz bu çocuklara daima destek olmak.
‘Sıradan şeyleri özledim’
Ben özgürlüğü hapiste öğrendim. Bundan sonra özgür bir insanım. (sesi duygu yüklü…) Tahliye ardından derhal Akçakoca’daki kayınvalidemin yanına geldim. İstanbul fazla geldi bana. Akçakoca’yı gerçekten özledim. İçerdeyken gelmek istediğim yer burasıydı. Bir de son derece sıradan şeyleri özledim. Evin bir odasına girip, çıkmayı. Sahilde yürümek gibi sıradan eylemleri özledim.

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim