• BIST 9548.09
  • Altın 2496.893
  • Dolar 32.4867
  • Euro 34.5715
  • İstanbul 22 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 23 °C

Taraf Gazetesi yazarından bomba gibi bir yazı

Taraf Gazetesi yazarından bomba gibi bir yazı
Taraf yazarı Emre Uslu yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda gözaltına alınan polislerin insanların gözünü nasıl açtığını o polisler olmasaydı neler olacağını anlatan bir yazı kaleme aldı.

Taraf yazarı Emre Uslu, bügünkü yazısında gözaltına alınan polislerin Türkiye'de neleri değiştirdiğini örnekleriyle anlattı.
 
Emre Uslu AK partilileri çok kızdıracak yazısında, gazetecisinden işadamına, siyasetçisinden bürokratına kadar herkese ağır eleştirilr yaptı. "O polisler olmasa, Belediye tesisleri, Hazine arazileri, vakıf eserleri devredilecek siz gözünüzün önünde döndürülen bu hokuspokusu hayır işi sanıp, “hayır” demeyecektiniz..." diyen Uslu,
 
"O polisler olmasa, ayakkabı kutusunun sadece ayakkabı kutusu olduğunu sanacak, çikolata kutusunun nasıl fonksiyonel bir anahtara dönüşüp, 20’lik bir veledi “hayırsever işadamı” yaptığınızdan haberiniz bile olmayacaktı...O polisler olmasaydı, Reza’nın jetiyle umreye gidene hacı, başörtüsünü satıp köşe dönene bacı demeye devam edecektiniz..." ifadesini kullandı.
 
İşte Emre Uslu'nun o yazısı...
 
O polisler olmasa...
 
17 Aralık ve 25 Aralık rüşvet operasyonu yapan o polisler olmasaydı Reza’nın kuryeleri bakanlara ve çocuklarına ayakkabı kutusu taşımaya devam ediyor olacaktı ve sizin ruhunuz bile duymayacaktı...
 
O polisler olmasaydı, havuz broşürlerini gazete, broşür yazarlarını aydın sanacak, Havuz’un TV kanallarıyla lağım kanalları arasındaki doğrudan ilişkiyi göremeyecektiniz...
 
O polisler olmasa, “havuz” kavramından bile haberiniz olmayacaktı.
 
Lağım kanalları yapmak için verilen ihalelerle hem halkın def-i hacetini gidermek, hem de beyni doldurmak için TV kanalları kurulduğundan haberiniz olmayacaktı...
 
O polisler olmasaydı, cebinizden hortumlanan milyar dolarlar sıfırlanacak, sıfırlanan paralarla medya organları kurulacak, medya organlarından beyninize bonzai etkili yalanlar şırınga edilecek, onlar gemi yüzdürürken siz dizi izlemeye devam edecektiniz...
 
O polisler olmasaydı, Karun’un memleketi İzmir’de milyon dolarlık villa yaptırıp sıfırlayamadığı paralarla Şehrizar’dan konak alabilen Karunları, Harun sanmaya devam edecektiniz...
 
O polisler olmasaydı, siz kupon biriktirip indirim peşinde koşarken onlar kupon arazi biriktirip imar değiştirmeye devam edecekti...
 
O polisler olmasaydı, televizyondan canlı yayınlanan ihalelerin, telefonla değiştirildiğinden haberiniz bile olmayacak, şeffaf ihaleler yapılıyor sanamaya devam edecektiniz...
 
O polisler olmasa, Belediye tesisleri, Hazine arazileri, vakıf eserleri devredilecek siz gözünüzün önünde döndürülen bu hokuspokusu hayır işi sanıp, “hayır” demeyecektiniz...
 
O polisler olmasa, ayakkabı kutusunun sadece ayakkabı kutusu olduğunu sanacak, çikolata kutusunun nasıl fonksiyonel bir anahtara dönüşüp, 20’lik bir veledi “hayırsever işadamı” yaptığınızdan haberiniz bile olmayacaktı...
 
O polisler olmasaydı, Reza’nın jetiyle umreye gidene hacı, başörtüsünü satıp köşe dönene bacı demeye devam edecektiniz...
 
O polisler olmasa, havuz broşürlerinde gördüğünüz başörtülü münafıklara “âlâ” münevver muamelesi yapmaya devam edecektiniz...
 
O polisler olmasa, Reza’nın önünde yatanları dürüst siyasetçi, kaleminin üstüne oturanları dürüst gazeteci, hırsızlığa fetva verenleri dürüst müftü sanacaktınız...
 
O polisler olmasa, siz huşû içinde Bakara okurken onlara sizin kutsallarınızla hakara-makara yapıp size de “bakar” muamelesi yapamaya devam edecekti. Sizse “bakar”ın trene baktığı gibi önünüzden geçen hızlı tren vagonlarını sayacak, önünüzden akan şeyin trenin aslında cebinizden çıkıp milletin a... koyan müttehitlere akan paralar olduğunu aklınızın ucundan bile geçirmeyecektiniz...
 
O polisler olmasa, meydanlarda karşınıza çıkıp dürüstlük dersi veren ucubeleri dürüstlük abidesi sanmaya devam edecektiniz...
 
O polisler olmasa, hırsızlığa fetva veren parti müftülerini muteber âlimler sanacak, haram paralarla kurulan ve beslenen havuz broşürlerine kutsal mevkute muamelesi yapmaya devam edecektiniz...
 
O polisler olmasa, havuz broşürlerinin kokuşmuş köşelerine çöreklenmiş sinekleri kartal, bir tutam ot yiyebilmek için sahibinin sırtına vurduğu semeri ve üstüne yüklediği yalanları taşımaya çalışan uyuz eşekleri küheylan diye alkışlamaya devam edecektiniz...
 
O polisler 17 ve 25 Aralık’ta kulaklarınıza bir sur üfleyip “uyan ve kalk ey ehl-i kubûr” deyince “ehli kibir”in dengesi bozuldu. Yaşadığımız tüm bu sarsıntıların nedeni bu aslında. Şimdiye kadar kabir ehli gibi uyutulan halk yavaştan da olsa uyanmaya başladı. En azından dürüst dindarlar sandıklarının, arsız hırsızlar olduklarını görüp anlamaya başladı.
 
Belki farkında değilsiniz ama o polisler birilerinin kurduğu hırsızlık dengesini bozdu ve dengeyi değiştirdi. Tüm devlet sistemini değiştirip, yargıyı dağıtmaları kurdukları o meşum dengeyi yeniden sağlayıp ayakta kalma çabasından başka bir şey değil...
 
Bugün o polisler içeride ve sen hâlâ neyin ne olduğunun farkına varamadıysan iyi sersemlemişsin demektir...

 

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim