• BIST 9789.55
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 25 °C
  • İzmir 23 °C

Suriyeli caz sanatçısı Chamamyan: Zeki Müren'i dinliyorum

Suriyeli caz sanatçısı Chamamyan: Zeki Müren'i dinliyorum
Suriye'de iç karışıklık nedeniyle ülkesini terk ederek Paris'e yerleşen caz sanatçısı Lena Chamamyan, Zeki Müren'i dinlediğini ve Göksel ile birlikte...

Suriye'de iç karışıklık nedeniyle ülkesini terk ederek Paris'e yerleşen caz sanatçısı Lena Chamamyan, Zeki Müren'i dinlediğini ve Göksel ile birlikte albüm yaptıklarını söyledi.

Milyonlarca Suriyeli gibi ülkesindeki savaştan kaçmak zorunda kalanlardan biri olan Suriyeli ünlü sanatçı Lena Chamamyan, Zaman Gazetesi'nden Doğan Ertuğrul'a konuştu. Kendi ifadesiyle Doğulu caz yapan sanatçı, müzik çalışmalarını bir süre Türkiye'de sürdürdükten sonra Paris'e yerleştiğini ve vatan hasretiyle yaşamanın zor olduğunu belirtti.

Paris'i kendi evi olarak görmediğini çünkü bunun için fazla doğulu olduğunu söyleyen sanatçı, "Asla bir Parisli olmayacağım, çünkü bunun için fazla Doğuluyum. Avrupalı olabileceğimden çok daha fazla Doğulu. Ama öğreniyorum… Kültürünü anlamaya başlıyorum. Burada sevdiğim bazı şeyler yok değil. Ama gerçekten Paris zor bir şehir. Bazen yaşadıklarımızı bir ceza gibi görüyor, her an cezalandırılıyormuşuz gibi hissediyorum. Sanki yaşamıyor sadece hayatta kalmaya çalışıyormuşuz gibi. Ve Paris hayattan keyif alınacak bir yer gibi gelmiyor bana. Eğer turist olarak gelirseniz keyif almamız mümkün ama yaşamak için değil. Şam kendimi evimde hissedebileceğim tek yer. Hâlâ Şam hakkında rüyalar görüyorum. İstanbul'da da kendimi sanki evimde gibi hissediyorum. Belki de Suriye'ye çok yakın olduğundandır, belki havasından ya da müziğindendir. Ama evim Şam..." ifadelerini kullanıyor.

"ŞU AN HAYALİ BİR VATANIM VAR"

"Bu kadar sürgünden sonra hâlâ bir vatana sahip olma duygusu taşıyor musunuz?" şeklindeki bir soruya Chamamyan, "Şu an hayali bir vatanım var gibi. Çünkü artık orada yaşamıyorum. Bu biraz da uzakta yaşayan birine âşık olmak gibi, sevdiğimiz kişiyi idealleştirmemiz, melek gibi görmemiz gibi… Aslında en zoru orada yaşamaya devam etmek ve tüm zorluklara göğüs germek… Ama benim için bir hayale dönüştü Suriye. Bence buradakiler de, burada bir hayat kurabilmiş olanlar da hâlâ Suriye'yi özlüyorlar. Çünkü oradaki hayat buradakinden çok daha kolaydı. Biz Avrupa'da yaşamak için doğmadık." diyor.

"Savaş ve sürgün duygusu sizi daha fazla mı caza yöneltti?" sorusuna ünlü sanatçı şu cevabı veriyor: "Aslında sadece caza yöneltmedi. Müziğimde yeni bir şey var şimdi. Savaştan önce daha hafif, daha yumuşaktı. Fransa'da yaşamaya başladığım ilk yıl yaptığım albüm Ghazl El Banat biraz da bu yılın bir yansımasıydı. Ama iki ay önce İstanbul'a gittim ve Göksel Baktagir ile yeni bir albüm kaydı yaptık. Sözleri ben yazdım. Ben Şam'da doğmuş ve Paris'e taşınmış biriyim… Türkiye kökenim var, Maraş ve Mardin'den… Yani karmaşık bir kimliğim var. Müziğimdeki bağlantılar hayatımdaki, kökenlerimdeki karmaşıklığın bir yansıması gibi…"

"ESKİLERİ DİNLİYORUM, ONLAR DAHA GÜZEL SÖYLÜYORLAR"

"İyi bir müzik dinleyicisi misiniz? Neler dinliyorsunuz?" şeklindeki başka bir soruya Chamamyan, "Çok şey dinliyorum, Ümmü Gülsüm… Zeki Müren dahil… Doğulu müziği seviyorum. Ve gerçekten eğleniyorum Doğulu müzikle. Eskileri dinliyorum, onlar daha güzel söylüyorlar. Bu kendini eğitmek gibi bir şey. Çok fazla müzik dinleyerek de güzel müzik yapılabileceğine inanıyorum sadece alıştırma yapmakla değil. Dinlemekle alakalıdır müzik." cevabını veriyor.

"Türk müzisyenlerle çalışıyorsunuz. Kendinizi bir anlamda Türkiye'ye ait hissediyor musunuz?" sorusuna ise sanatçı şöyle cevap veriyor: "Türkiye ile alakalı önyargılarım vardı. Bir gün önyargılarımı bir kenara bırakıp gittim ve güçlü bir aidiyet hissettim. Yeniden keşfettim İstanbul'u. Türkiye'de barış hissettim. Aidiyet hissettim."

"GÖKSEL İLE ÇALIŞMAYI SEVİYORUM"

"Paris'te yaşamak yaptığınız müziği nasıl etkiledi?" sorusuna ise Chamamyan, "Müzikal anlamda Paris'e geldiğim için mutluyum. Çünkü burada yeni şeyler öğrenmeye, yeni bir müzik tarzını keşfetmeye başladım. Fransa'da çok ünlü bir piyanist André Manoukian ile yaptığımız kayıtlarda beste de yapıyorum söz de yazıyorum. Şu an Göksel ile yaptığımız albüm de Suriye ve Şam'ın hikâyesini anlatıyor. Bir önceki albümde olduğu gibi bu albümde de Şam olacak... Daha yumuşak daha farklı. Çünkü kendime döndüm, dengemi yeniden bulmaya, farklı şeyler hissetmeye başladım. Şarkı sözleri daha hafif, daha soft... Aşk ile ilgili. Aynı şarkı söyleme biçimine sahip değiliz Göksel ile… Teknik bir mesele bu… Ama Göksel ile çalışmayı çok seviyorum. Benim için yeni bir şey bu, yeni şeyler öğreniyorum." şeklinde cevap veriyor.

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim