Skoda’nın VW ile süren “mutlu evliliği”nin meyvelerinden biri o aslında. Markayla ilgili ezberleri bozan Octavia’dan sonra yaratılan Fabia, her ne kadar Türkiye’de “bilen biliyor” diyen bir kitle tarafından hayli popüler olsa da, Almanya gibi kalite takıntısı yüksek bir ülkede fazlasıyla seviliyor... Tabii “farları okşanmak suretiyle” değil! Şöyle ki, yeni neslinin piyasaya çıkmasına az bir süre kalmasına rağmen, bir önceki nesline olan talep yüzünden Skoda sıra yazmak zorunda kalmış... Sallamıyorum, bizzat yetkililerinden öğrendim!
Peki, Fabia, gerçekten de bu kadar “sevilesi” bir Otomobil mi? Öncelikle şunu hemen belirteyim, Skoda tasarımcıları, yeni nesil Fabia diye onu “uçuk kaçık” çizgilerle şekillendirmeyi tercih etmemiş. Bunun yerine daha ayakları yere basan (lastikleri de diyebilirdim aslında!), insanlarda “sev ya da nefret et” ikilemi yaratmayan bir tasarım seçmişler. Ancak bunu yaparken de, markanın yeni “yüzü”ne ve anlayışına uygun detaylandırmalar yapmaktan da çekinmemişler. Mesela arka kapılarda bulunan ve camın sonunda yukarıya doğru uzayan, markanın ısrarla “tornado çizgisi” olarak nitelediği detay hoşuma gitmiyor değil. Ayrıca aracın yan profilinin, eskisine inat, daha belirgin ve ışık-gölge oyunları yaratacak tasarım unsurlarıyla şekillendirilmesi de bir hareket vermiş.
Bununla birlikte LED gündüz farlarıyla dikkat çekici ve sert bakışlı ön tasarımı, arka bölümde, stop lambalarında “C” harfinin çıkıyor olması, bagaj kapağındaki spoyler gibi diğer hoşuma giden detayları sıralayıp, dış tasarım faslını burada kapatayım diyorum...
Şaşırtıcı şeyler...
İçerideyse, sade ama fonksiyonel bir gösterge tablosuyla karşılaşmak, sizi bilmem ama beni rahatlatıyor. En azından “Şu neredeydi, bunu koymamışlar mı?” gibi bir panik yaşamamak açısından... VW Grubu markalarından tanıdık unsurlar yer almış olsa da, bunlar gayet “akıllıca” bir araya getirilip, farklılık yaratılmış işte.
Bununla birlikte kalite hissini fazlasıyla veren malzemeler, küçük eşyalar için bölmeler, ferah denilebilecek iç mekan (ki eskisinden geniş), markanın “mottosu” haline gelen “tek kelimeyle akıllıca” dedirtecek ayrıntılar, motor sesinin az duyulması, çukurlarda plastik aksamdan gelen “fare tıkırtıları”nın azlığı, iç mekanda otururken aklıma gelen diğer şeyler...
Sınıfına rağmen konforlu sayılabilecek süspansiyon sistemi, Skoda motor sporları bölümünün katkı sağladığını düşündüğüm yol tutuşu, şaşırtıcı derecede “yeterli” bulduğum bagaj kapasitesi ve bagajdaki eşya koyma rafı ise, beğendiklerim hanesine yazıldı.
1.2 lt benzinli motor ve DSG otomatik vites kutusu olayı ise “gözümü dolduran” unsurlardan. 110 HP’lik gücü, 7 ileri şanzımanıyla gerçekten makul yakıt tüketimine, canlılığına diyecek yok. Tabii bazı eksikleri yok da değil, onları da sonra konuşuruz.
Ancak şunu söyleyeyim ki, yeni nesliyle kesinlikle daha iyi başarılara imza atmayı hak ediyor. 1.0 lt motorla 39 bin 900 TL’den başlayan fiyatlar, test ettiğim üst donanımlı araçta 53 bin 200’e çıkmakla birlikte, makul seviyelerde.
 
 
Yeni Fabia’yı tanıyabilir miyiz?
Evet, bu kesinlikle “Neyin nesi?” sorusundan daha iyiydi! Ama cevabın bir kısmı, zaten yazının girişinde vardı. Yine de 1999 Çek Cumhuriyeti doğumlu, halen 16’sında genç bir delikanlı olduğunu söyleyebilirim. Tabii bu yaşa gelene kadar üç kez yenilendi. Bu da üçüncü nesli zaten! Skoda’nın Octavia’dan sonra en popüler modeli ve 3.5 milyondan fazla satmış.
 
Motoru  yeterli mi?
Olmaz mı? 1.2 litre ama 110 HP ve turbo beslemeli. Bu nedenle ayılıp, bayılma gibi derdi yok! Ayrıca 7 ileri DSG, bu motora çok yakışıyor. Allah muhabbetlerini bozmasın! Bu sayede 100 km’de ortalama 5.8 litre gibi bir tüketim değerine ulaşmayı da başardım ayrıca. Kendimle gurur duyayım diye söylemedim, tüketim değeri bir benzinli motor için gayet mantıklı. Tabii Stop&Start sistemine de teşekkür etmek gerekebilir. Alınmasın diye...
 
Neleri var?
Aslında pek çok şeyi olduğunu söyleyebilirim. Uzun uzadıya liste yapmak biraz gereksiz olabilir ancak giriş seviyesindeki “Style” donanımında bile bir dolu güvenlik donanımı var! Skoda yine bonkör davranmış yani. Kullandığım “Style” donanımına biraz daha fazlası eklenmiş. Dokunmatik ekranlı müzik sistemi (ki kullanımı kolay), otomatik klima ve diğerleri. Ancak “anahtarsız çalıştırma” olmasa da olurmuş. Bir de park sensörü ya da geri görüş kamerası hiç fena olmazdı. Bunun dışında bilgi ekranında “çizgi Fabia” ile karşılaşmak hoşuma gitti.