Yunusemre Belediyesinin öncülüğünde Yunusemre Toplum Sağlığı Merkezince 8 Mart'ta yapılan Kadının Sesi anketinin sonuçları açıklandı. 285 denekle yapılan ankette şiddete karşı cezai yaptırımların artırılmasını kadınlara göre erkekler daha fazla istedi. Ön lisans ve lisans mezunu kadınların en büyük sorunu ise iş istihdamı olarak ortaya çıktı.
Yunusemre Belediyesinin öncülüğünde Yunusemre Toplum Sağlığı Merkezince 8 Mart'ta yapılan Kadının Sesi anketinin sonuçları belediyenin meclis salonunda düzenlenen toplantıyla açıklandı. Toplantıya Yunusemre Belediye Başkan Yardımcısı Şule Uygur, Yunusemre Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Şaver Yüksel, Yunusemre Belediyesi Strateji Geliştirme Müdürü Orhan Güzel ve Yunusemre Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Uzman Dr. Ümit Atman katıldı.
Sunumun açılış konuşmasını yapan Yunusemre Belediye Başkanı Şule Uygur, "8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Yunusemre Halk Sağlığı Merkezi Başkanı Uzman Doktor Ümit Atman ile birlikte bir projeye imza attık. 8 Mart'ta kadınlarımızı dinledik. Karaköy pazar yerinde açmış olduğumuz bir stantta kadınlarımıza sorduk, beklentilerini, isteklerini, kadın olmayı, kadın olmanın zorluklarını sorduk. Onlardan aldığımız tek tek cevapları, verileri Ümit Hanımın önderliğinde güzel bir şekilde sunum haline getirildi. Kadının sesi olmaya devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
Uygur, belediye olarak kadınlara yönelik birçok projeleri olduğunu ve bu projelerin devam edeceğini açıkladı.
TÜRKİYE'DE BİR İLK
Araştırmayı yapan Yunusemre Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Uzman Dr. Ümit Atman ise yapılan çalışmayla Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiklerini belirtti. Bir tam günde tamamlanan tanımlayıcı tipte bir çalışma yaptıklarını dile getiren Atman, "Bu çalışmanın verilerini bilimsel hale getirebilmek için de sosyo demografik özellikleri dediğimiz kadınlarımızın yaşını, medeni durumunu, çocuk sayısını sorguladık ve daha sonra beklentileriyle kıyasladık" dedi.
Kadınların ülke nüfusunun yüzde 50,67'sini temsil ettiğini kaydeden Atman, ülkemizdeki kadınların yüzde 30,7'sinin erkeklerin ise yüzde 10.1'inin okuma yazma bilmediğini söyledi. Yüksek öğrenim gören kadınların yüzde 14 olduğunu dile getiren Atman, kadınların parlamentoda temsil oranının sadece yüzde 4,4 ile dünyada 101'inci sırada olduğunun altını çizdi.
ŞİDDET GÖREN KADINLARIN ORANI YÜZDE 69
Tüm dünya nüfusunu temel alan 48 çalışmanın verilerine göre, eşlerinden veya partnerlerinden şiddet görenlerin oranının yüzde 69 gibi çok yüksek bir oranda olduğunu anlatan Atman, "Biz anketimizde sorularımızı sadece kadınlara sormadık. Her yaş grubundan, her cinsiyetten çalışmamıza katılmayı kabul eden kişilerle görüştük. Bir tam gün sonunda 285 kişi ile görüşmüşüz. Bunların yüzde 58,2'si kadındı. Çoğunluğu 18-35 yaş grubuydu ki bizim toplumda aktif dediğimiz, üretken dediğimiz yaş grubudur bu grup. Yaş ortalaması 36,8. Eğitim durumuna baktığımızda ise anketimize katılanların yüzde 42,5'inin ilkokul mezunu olduğunu gördük" diye konuştu.
ERKEKLER ŞİDDET UYGULAYANLARA CEZAİ YAPTIRIMLARIN ARTIRILMASINI İSTEDİ
Atman, ankette, "Bundan sonrası için ne bekliyorsunuz?" şeklinde yönelttikleri soruya verilen cevapları da aktardı. Ankete katılanların yüzde 51.2'sinin yani yarısından fazlasının "Artık şiddet istemiyoruz ve güvenli ortam istiyoruz" dediğini anlatan Atman, şöyle konuştu:
"Şiddet uygulayıcılara cezai yaptırımlar artırılsın ve caydırıcı olsun" dediler. Bu arada ilginç bir bulgu; cezai yaptırımlar artırılsın diyenlerin ileri istatistik analizlerini yaptığımızda gördük ki cezai yaptırımların artırılmasını isteyenlerin yüzde 66,7'si erkek. Yine yüzde 23,5'i toplumda eşit düzeyde sevgi, saygı ve statü istiyor, cinsiyet ayrımcılığına son verilsin istiyor. Yüzde 8,1'i sosyal hayatta eşitlik babında kendini ifade etme şansı verilmesini ve ekonomik özgürlük dediğimiz iş istihdamı sağlanmasını isteyen bir grubumuz var. Bu grubu irdelediğimizde çalışmamıza katılanların özellikle ön lisans ve lisans mezunlarının iş istihdamı konusunda sıkıntı yaşadığını fark ettik. İş istihdamı ve ekonomik özgürlük isteyenlerin büyük bir çoğu ön lisans ve lisans mezunu. Bir de diğer talepler dediğimiz yaygın dağılım gösteren taleplerimiz vardı ki bunların başındaki hiç kimse yazılı ve görsel basında şiddetle ilgili haber görmek istemiyor."
Toplumda bir iletişim probleminin az olduğunu anlatan Atman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu iletişimsizlik giderilsin bir hoşgörü ortamı olsun istiyorlar. Cinsel istismar, cinsel taciz, tecavüz yine ana konulardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bunu irdelediğimizde gördük ki özellikle 18-35 yaş arası gruptakiler cinsel istismar ve tacizden şikayetçi. Bu konuda beklentileri yüksek. Feminizmle, kadınların eşit koşullara sahip olması bazen bilinmediği için aynı kefeye konulabiliyor buda yanlış anlaşılabiliyor. Feminizm uç akımlardan birisi. Bir kısım katılımcı dedi ki lütfen kadın haklarıyla feminizmi aynı kefeye koymayın. Kadının eşit olması, sosyal statüsünün olması, kendini ifade edebilmesi, özgür olabilmesi adına taleplerin feminizmle eşdeğer tutulmaması şeklindeki beklentilerini dile getirdiler."
ŞİDDET TEK KAVRAMDIR
Atman, ankette katılımcılara gerçek beyanları alamayacaklarını düşündükleri için "Şiddet gördünüz mü" veya "Şiddet uyguladınız mı?" şeklinde soru sormadıklarını anlattı.
Atman açıklamasını şöyle tamamladı:
"Hiçbir kadın çok rahatlıkla bir topluluğa çıktığında veya bir ortama girdiğinde "Ben akşam kocamdan dayak yedim" veya "İşyerinde şiddet görüyorum', "Arkadaşımdan mobbing görüyorum" diye bunu göğsünü gere gere söylemez, içine atar. Hele ki bu kadının tartışıldığı 8 Mart Gününde, kadına yönelik şiddetin en öne çıkarıldığı günde sorduğumuzda kesinlikle verilecek cevapların gerçeği yansıtmayacağını düşündüğümüzden biz şiddet görüp görmediklerini sormadık. Daha önce sağlıkçılara sormuştuk ama hanımlara sormadık. Erkeklere de sormadık "Eşinize şiddet uyguluyor musunuz?" diye. Şiddet bence kadın-erkek diye ayrılmamalı. Erkekler için de aynı şey söz konusu olabilir, çocuklar içinde. Şiddet tek kavramdır."
