Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Dr. Sare Davutoğlu, sezeryanla doğum oranınında Türkiye'nin Şili ve Meksika'dan sonra 3. sırada olduğunu belirtirken, bunun aşağı çekilmesi gerektiğini söyledi.
Normal doğumla ilgili bilinçlendirilmesi ve normal doğumun teşviki amacıyla gerçekleştirilen "Doğumuna Sahip Çık" projesi, Dr. Sare Davutoğlu tarafından Bursa'dan başlatıldı. Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi koordinasyonunda Sağlık Bakanlığı Bursa Halk Sağlığı Müdürlüğü, Bursa Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, Uludağ Üniversitesi, Türk Ebeler Derneği ve Temas Emzirme ve Anne Sütü Gönüllüleri Derneği işbirliğiyle düzenlenen "Doğumuna Sahip Çık" projesi, Bursa'da Atatürk Kongre Kültür Merkezi'nde (Merinos AKKM) yapılan sempozyumla başladı. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Dr. Sare Davutoğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Ramazanoğlu da Bursa'dan başlatılan "Doğumuna Sahip Çık" projesine destek oldu.
Törende bir konuşma yapan Dr. Sare Davutoğlu, hem adı hem de içeriğiyle anlamlı bir projenin gerçekleştiğini söyledi. Bu proje için çok heyecanlandığını ifade eden Dr. Davutoğlu, "Doğum, çok özel bir durum. Doğum yolculuğunun çok güzel hatıralarla anılması, hem bebeğin hem de annenin bu durumdan güçlenerek çıkması önemli. Bu projenin Bursa'dan başlatılmasını da önemsiyorum." dedi.
Dr. Davutoğlu, Türkiye'deki sezaryen doğum oranının dünya ortalamasını yükselttiğini hatırlatarak, şöyle konuştu: "Genel olarak geçen yıl ortalama 100 bebekten 52'si sezaryen doğumla dünyaya gelmiş. Bu durum, dünya ortalamasının üzerinde ve aynı zamanda Türkiye bu rakamla Şili ve Meksika'dan sonra sezaryen oranında 3. sırada yer alıyor. Türkiye oranı yüksek çıkıyor. Türkiye'de 2008 yılından bu yana sezaryenle ilgili yapılan çalışmalar devam ediyor. Ancak 1998'de Türkiye genelinde yüzde 5,7 olan sezaryen doğum oranı, 2003'de yüzde 21, 2013'de yüzde 48 ve 2015'de de yüzde 51,9'a ulaşmış."
Dr. Davutoğlu, son 20 yılda Türkiye'nin farklı bölgelerinde farklı sezaryen oranları tespit edildiğini örnekleyerek, "Sezaryen oranlarının 3 kattan fazla artmasına rağmen doğumlarda yaşanan sıkıntıların yine de azalmadığı görülüyor. Anne bebek arasında bağlanma sorunları, bağırsaklarla ilgili yaşanan durumlar ve daha birçok konuda sıkıntılar yaşanabiliyor. Hayata güzel bir başlangıç, doğan bebeğin de annenin de sevgi ve güvenle yaşamlarına devam etmesi çok önemli. Dünyadaki en büyük mucizeye tanıklık ediyoruz." diye konuştu.
Dr. Sare Davutoğlu, "Doğumuna Sahip Çık" projesinin toplumdaki doğum algısının değişmesine katkıda bulunacağına inandığını da kaydederek, "Doğum normal bir süreç. Bu nedenle aslına "normal doğum" şeklinde bile ifade edilmemeli. Araştırmalar, kendiliğinden başlayan doğumlarda bebeklerin koku duygusunun daha yoğun geliştiğini ve bu durum da bebeğin anne sütü alma oranını arttırdığını ortaya koyuyor. Doğum konusunda doğru bilinen yanlışlarla ilgili bilinçlenme sağlanmalı. Doğumun, olması gerektiği gibi en verimli şekilde gerçekleşmesi önemli." ifadelerini kullandı.
SEZARYEN, ÖNEMLİ BİR KURTARMA AMELİYATIDIR
Hastanelerdeki doğum noktalarının en iyi şekilde düzenlemesiyle ilgili altyapı çalışmalarının da sürdüğüne dikkati çeken Dr. Sare Davutoğlu, şöyle devam etti: "Doğumun acı dolu travmatik bir durum olmadığı konusunda bilinçlenme sağlanmalı. Doğum, farklı bir enerji. Doğumun güzel enerjisini her kadın yaşamalı... Bu arada sezaryeni çok eleştirdik ancak sezaryenin gerektiği zaman, önemli bir "kurtarma ameliyatı" olduğu bilinmeli. Normal bir süreçle başlayan doğumlar bazen sezaryenle sonuçlanabiliyor. Ancak olabildiğince müdahaleden uzak, büyük bir sabırla doğum sürecinin en güzel şekilde yaşanması önemli. Doğum bir yolculuk. Hayatın başında, güven ortamıyla başlaması da çok önemli."
"Doğum, özel bir yolculuktur"
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Ramazanoğlu da Bursa'dan başlatılan "Doğumuna Sahip Çık" projesinin amacına vurgu yaparak, şunları kaydetti: "Doğan her çocuk yeni bir umuttur. Yaşama coşkusunu veren çocuklarımızdır. Çocuklar, toplumların atardamarıdır. Doğum, bir yolculuktur, sadece fiziksel bir durum değil, özel bir yolculuktur. Ülkemizde yılda yaklaşık 1 milyon 250 bin doğum gerçekleşiyor. Her canlı doğan bebek, sağlıklı doğum yaşayamıyor maalesef. Bugün her 3 bebekten biri sezaryenle dünyaya geliyor. Doğumun bir an önce bitirilmesi gereken bir durum olmadığına dikkat etmeliyiz. Doğum bir süreçtir. Vücudun fizyolojik bir fonksiyonudur."
Doğal sürecinde gelişen bir doğumda kadının kendini güvende hissetmesinin önemine değinen Bakan Dr. Ramazanoğlu, doğumda kadın ve doktorun birbirlerine duyduğu güvenden, kadının mahremiyetine ve doğum yapılacak doğumhanenin fiziki şartlarına kadar her konunun önemli olduğunun altını çizdi. Dr. Ramazanoğlu, doğumun değer verilmesi gereken bir durum olduğunu da sözlerine ekleyerek, toplumda farkındalık oluşturulması ve ayrıca kadınların da doğum önyargılarıyla korkutulmaması gerektiğini sözlerine ekledi.
