22 Temmuz operasyonunda tutuklanan Komiser Yardımcısı Ensar Doğan’ın annesi Zehra Doğan, görüş izni için gittiği savcıdan, “Oğlun da cezaevine girmeseymiş” cevabını aldı. Şaşkınlık yaşayan Doğan, “Ebru Gündeş her gün izin alıyordu. Onların uçaklar dolusu paraları vardı, bizim bir şeyimiz yok diye mi böyle oluyor?” dedi.
Metris Cezaevi’nde bulunan polislerin aileleri hafta içi görüş izni istediklerinde bazı savcılar tarafından olumsuz cevap aldıkları öğrenildi. Pazartesi günü görüş için Bakırköy Adliyesi’ne giden Komiser Yardımcısı Ensar Doğan’ın annesi Zehra Doğan, aldığı cevap karşısında büyük şaşkınlık yaşadı. Oğluna çamaşır getirmek için cezaevine gideceğini, gitmişken de görmek istediğini söyleyen anne Doğan’a savcının cevabı, “Oğlun da cezaevine girmeseymiş.” şeklinde oldu. Bu sözler karşısında büyük üzüntü yaşadığını söyleyen Zehra Doğan, konuşma sonrası görüş izni aldığını, ancak oğlunu görmeye dahi ağlayarak gittiğini söylüyor. Yapılan muameleye anlam veremeyen Doğan, “Benim oğlum kaç yıl bu vatana hizmet etti. Teröristleri yakaladı. Gece 3’lerde can güvenliğini bir kenara bırakarak operasyonlarda çalıştı. Şimdi bizlere neden böyle yapıyorlar?” diyor.
"SAVCININ CEVABIYLA DONUP KALDIM"
Zaman'ın haberine göre, büyük şaşkınlık yaşadığını söyleyen Zehra Doğan, “Savcı Bey’e, ‘Ben anneyim, özlüyorum, görmek istiyorum’ dedim. Öyle bir cevap alınca dondum kaldım. O şaşkınlıkla dışarı çıkamadım. Bana bu şekilde davranmasına gerek yoktu.” ifadelerini kullanıyor. Oğlunun suçlu olduğu için değil, Tevhid-Selam terör örgütü dosyasında çalıştığı için tutuklandığını belirten anne, “Onun meslektaşları benim oğluma emir verdi. Bu bir suçsa onun meslektaşı 150 imzayı neden attı? Bu suçsa Bekir Altun da suçlu. İmzayı atarken görmedi mi acaba? İmzaları atarken düşünmedi mi acaba, bu dosyanın ucu kimlere uzanıyor diye, şimdi yanlarına geçti.” şeklinde konuşuyor. Başka polis yakınlarının da izin alırken sıkıntı yaşadığını dile getiren Doğan şunları söylüyor: “Ebru Gündeş her gün izin alıyordu. Onların uçaklar dolusu paraları vardı, bizim bir şeyimiz yok diye mi böyle oluyor? Benim oğlumu görmeye hakkım yok mu?”
