• BIST 9703.81
  • Altın 2495.5
  • Dolar 32.5804
  • Euro 34.8524
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 23 °C

Nurettin Canikli, Erdoğan'ı "her yiğidin yoğurt yiyişi farklı" diyerek savundu

Nurettin Canikli, Erdoğan'ı "her yiğidin yoğurt yiyişi farklı" diyerek savundu
Nurettin Canikli, faiz konusunda haftalardır süren Cumhurbaşkanlığı-Merkez Bankası tartışmalarında Erdoğan’ın Başçı'yı hedef alan "faizi indir" eleştirilerini “Amacı hakaret değil, her yiğidin yoğurt yiyişi farklı” sözleriyle savundu.

Hürriyet'ten Erdinç Çelikkan'ın haberine göre Canikli, ekonomi yönetiminin ve Merkez Bankası’nın uyguladığı politikaların kötü niyetten değil, aşırı hassasiyetten kaynaklandığını savundu. Canikli, bu uygulamaları “Soğuk savaş dönemi politikalarına” benzetti. Canikli, “Şu anda faizin düşürülmesi gerekir. Bundan daha uygun bir ulusal ve uluslararası ekonomik ortam ancak 200 yılda bir gelir” dedi.

Canikli, son dönemde tartışılan ekonomi politikaları ve bakanlığın uygulamalarıyla ilgili soruları yanıtladı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın istifa ettiği yönündeki tartışmalara ilişkin Canikli, “Çok net söylüyorum Babacan istifa etmedi. Bakanlar Kurulu’na katıldı, ama hiç konu gündeme gelmedi. Herhangi bir anormallik yok. Bu konu hiç konuşulmadı” dedi. Canikli, Cumhurbaşkanı ile Merkez Bankası arasındaki faiz polemiğine ise şu sözlerle katıldı:

'Enflasyon tehlikesi yok'

Hürriyet'in haberine göre, “Ekonomide, son bir yıldan beri yeni dönem başladı; Deflasyon dönemi. Talebin azaldığı, fiyatların ve faizin düştüğü dönem başladı. Türkiye’de ve dünyada enflasyon tehlikesi yok. Tehlike, büyümenin yavaşlaması ve ona bağlı sorunların ortaya çıkması. Enflasyonla mücadele hiçbir ülkenin ekonomi yönetiminin ajandasında yok. Bu dönemi tetikleyen bir diğer unsur petrol fiyatlarından düşüştür. Deflasyonist süreci kamçılayan, tetikleyen, ağırlaştıran bir gelişme petroldeki düşüş ve faizdeki düşüş. Reel faiz birçok ülkede negatif. Türkiye’nin bundan faydalanması gerekir. Türkiye’nin ekonomisine bu olumlu gelişmeyi yansıtacağı alan da faizlerin düşürülmesidir, başka birşey yok. Düşürülmesi mümkün olduğu halde ekonomiye zarar vermeyecek, dengeleri bozmayacak, makro göstergeleri olumsuz etkilemeyecek faiz düşüşü mümkün ve bu yapılmıyorsa kesinlikle bu ekonomiye yüktür.

'Kesinlikle art niyet yok'

Merkez Bankası’nda tamamen kötü niyet, art niyet söz konusu değil. Öncekiler için de geçerli. Bu aşırı hassasiyet; ben ona hep ‘soğuk savaş dönemi Merkez Bankası politikaları’ diyorum. Ondan kurtulamadılar. Öyle birşey var ki biz düşürürsek dövize talep olur ve bu enflasyonla başka sıkıntıları beraberinde getirir diyorlar. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Cumhurbaşkanı hakaret etmiyor, düşüncesini söylüyor, tavrı öyle. Önceki dönemler için de söyledi. Gayet normal. Rakam vermek doğru değil ama düşürmek için hala marj var elimizde. 2003’ten beri Merkez Bankası bu hataları yaptı. Esas bedeli biz o zaman ödedik. Faiz düşerse enflasyon düşer. Birincisi kar marjları düştü. Yüzde 5-10 arasında kar marjı var. Faiz oranı yatırım kararları vermeleri için son derece önemli. Çok ciddi bir maliyet yaratıyor. Yatırım kararlarını doğrudan etkiliyor. Böyle olunca fiyatları da etkiliyor.

'Böyle konjonktör 100-200 yılda bir gelir'

Bakan Canikli faiz indiriminin enflasyonu arttırmayacağını net olarak söyleyebildiğini dile getirdi. Canikli şöyle konuştu: “Petroldeki düşüş nedeniyle bizim özellikle petrol üzerinden aldığımız şeylerde düşüş var. Şimdi dolayısıyla faizinin düşürülmesi gerekir. Faizin düşürülmesi için bundan daha uygun ulusal, uluslararası ekonomik ortam, konjonktür ancak 100-200 yılda bir gelir ya da gelmez. En uygun dönemdir. Bizde eski dönemden gelen alışkanlıklar, aşırı hassasiyetler var. Türkiye bu faiz düşürülmesi, dövize yönelmesi halinde çok ciddi denge bozulmasıyla karşı karşıya kaldığı için hala onun izleri, aşırı hassasiyetler bütün ekonomi yönetiminde etkisini sürdürmeye devam ediyor. Hala bundan kurtulamadılar. Bu yeni değil 2003’ten beri Merkez aynı hatayı yapıyor, yapmaya devam ediyor. 2003’ten itibaren faizin daha aşağı çekilmesi lazımdı. Çekilmediği için kur bir ara 2’nin altına kadar geriledi. Bu belli sektörleri ortadan kaldırdı.”

'Kimseye kur garantisi vermedik'

“Biz dalgalı kur politikası uyguluyoruz. Kimseye kur garantisi vermedik” diyen Canikli Cumhurbaşkanı’nın tarzının, yöntemlerinin 12 yıldır aynı olduğunu belirtti. Canikli “12 yıldan beri programda taahhüt ettiğimiz ekonomik modeli uyguluyoruz, hiç sapma yok. Uygulayan hükümettir. Açık bir ekonomiden, açık politikadan taviz vermedik. Zaten başarının altında yatan etken sıkı maliye politikasıdır. Dolayısıyla uygulanan ekonomik model hükümetin bir politikasıdır. Biz bunları aylarca programı yazarken konuştuk, tartıştık. Ondan hiç sapılmadı, sapılmasına müsaade edilmedi. Biz geldiğimizde faiz daha yüksekti. Muhtemelen ilk düşen faiz olmuştur. Orada da Merkez o hıza ayak uyduramadı” dedi.

'Yatırımcı kan ağlıyoruz diyor'

Faiz eleştirilerine tartışma olarak bakılmaması gerektiğini kaydeden Canikli “Cumhurbaşkanı da biliyor ki Merkez Bankası özerk. Kendi görüşünü, kanaatini söylemesine engel teşkil etmez. Ama hakikaten şu dönemde yatırımların artması gerekiyor. Daha çok istihdam üretmemiz gerekiyor. 1.5 milyon istihdam üretiyoruz ama yetmiyor. Esas problemimiz gizli işsizler. Cumhurbaşkanımıza yatırımcılar geliyor ‘faiz yüksek’ diye kan ağlıyorlar. Ne yapıyor bu defa yatırım yapmak yerine, daha kolay getirili, sabit getirili faize yöneliyor. Birkaç yerden vuruyor. Yatırıma gitmesi gereken kaynaklar yatırım dışı alanlara kayıyor. Hem de maliyetleri yükseltiyor. Cumhurbaşkanı o nedenle bu hassasiyetle haklı olarak düşüncesini, kanaatini söylüyor. Ekonomik dengeler bundan etkilenmez, reele bakar. Yatırımcı kendi parasını alıp almadığına bakar.”

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim