Yılmaz Vural ile bir haber konuşmamızda “Futbol, modern çağın gladyatörlüğüdür” demişti. Eğer halkın istediği buysa ve futbolcu modern çağda gladyatörlerin yerini aldıysa, Totti’nin Spartaküs olduğuna şüphe yok.
Çok sevdiği Roma’sını milyon eurolar uğruna bırakmayan bir romantizm feneri, o. Arkadaşlarını yalnız bırakmamak için sakat sakat oynayan, attığı ‘ünlü’ topuk paslarıyla seyirciyi mest eden bir isyanın lideri… ‘Modern futbol’ diye bahsettiğimiz ‘şey’in içinde kaybolanlara inat, erdemlerinin peşinde koştu hep Totti. Kaptan, bu sene 37 yaşında ve 1992 yılında yani 16. yaşında girdiği kapıdaki 21. sezonu.
Küçüklüğünden beri sıkı bir Roma taraftarıydı çünkü. Annesi hep sokaklarda onu arıyor ama üstü başı çamur içinde buluyordu. Dersler ‘pekiyi’ değildi ama futbolda iyiydi. Kendini arkadaşlarına Giuseppe olarak tanıtıyordu, çünkü Roma’nın efsane oyuncusu Giuseppe Giannini’nin büyük hayranıydı. Onun gibi oynamak en büyük hayaliydi ve tam da 16 yaşına geldiğinde, Giannini “O benim veliahtım” diyordu...
Yıllar geldi geçti, Totti o gün bugündür yüzlerce gol attı. 230 golle, aktif futbol oynayanlar arasında en çok gol atan İtalyan futbolcu o… Tüm zamanlardaysa ikinci…
Sahada oynamadığı mevki kalmadı. Sol kanat, sağ kanat, forvet arkası, oyun kurucu, santrfor… Her türlü golü attı; vole, rövaşata, frikik ve topun dibine girip aşırttığı meşhur Panenka penaltıları…
Her zaman gözbebeği oldu tüm Roma’nın. Önce ‘Bebek’ti lakabı, sonra ‘Gladyatör’ oldu, son olarak da ‘Roma’nın Kralı’…
Ilary Blasi ile olan evliliği sebebiyle ‘İtalyan Beckhamlar’ olarak anılmaya başladılar. Tek bir farkla… Beckham’ın evlilik sonrası yıldızı hızla
sönerken, Totti’nin yetenekleri parlamaya devam etti.
Totti, 37 yaşında olmasına rağmen hâlâ 17 yaşındaki bir delikanlının azmine ve fiziğine sahip. Real Madrid, Barcelona, Milan ve Manchester United gibi devlerin astronomik tekliflerine rağmen Roma’sına sadık kalan bir kahraman o. Bugün dünyaya hakim olan ‘endüstriyel futbol’un bir türlü kurtula-madığı 20’lik diş ağrısı…
