• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 10 °C
  • İzmir 16 °C

MHP Kızılcahamam Kampı Kapanış Oturumu

MHP Kızılcahamam Kampı Kapanış Oturumu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Biz yeni anayasada vatandaşlık tarifiyle oynanmasına karşıyız. Biz Anayasa'dan Türk ifadesini çıkarma provalarına...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Biz yeni anayasada vatandaşlık tarifiyle oynanmasına karşıyız. Biz Anayasa'dan Türk ifadesini çıkarma provalarına sonuna kadar karşı çıkacağız. Ve biz Türkiye Cumhuriyeti'nin simge ve özeti olan Anayasa'nın ilk dört maddesinin tahrip edilip kurnazca alaşağı edilmesine de direneceğiz" dedi.

Partisinin üç günlük Kızılcahamam Kampı'nın kapanış oturumunda konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, partisinin Afyonkarahisar'da dün düzenlenen 24. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda "çok talihsiz değerlendirmelere imza attığını" ileri sürdü. Bahçeli, "Davutoğlu, esefle karşıladığımız konuşmasında; kaosa geçit vermediklerini, Türkiye'yi de, gönül coğrafyamızı da zaafa uğratmadıklarını iddia etmektedir. Bu Davutoğlu hangi alemde yaşamakta, dünyaya hangi gözlükle bakmaktadır? Türk devleti Cizre'de sokaklara tam manasıyla giremezken, Sur ve Silopi'de hala hakimiyet kuramazken, Başbakan'ın kalkıp "kaosa geçit vermedik" sözü hayal mahsulü, yalan destanıdır. Hele hele "gönül coğrafyamızı zaafa uğratmadık" sözü ancak cahillere söylenecek bir saptırmadır. Davutoğlu neyden bahsetmekte, kime, neyi anlatmaktadır?" ifadelerini kullandı.

Her gün gelen şehit haberlerinin yüreklere ateş gibi düştüğünü dile getiren Bahçeli, şunları söyledi:

"Saraydan başını çıkaramayanlar, israf ve haram içinde yüzenler; bu milletin oturacak evleri dahi olmayan mazlum evlatlarının şehadetine ya duyarsız ya da kör ve sağırdır. Sayın Davutoğlu, polislerimiz canlı hedeftir, görmüyor musun? Askerlerimiz haince katledilmektedir, anlamıyor musun? Hala neyin düzen ve dirliğinden bahsediyorsun? Ortadoğu'da kan gövdeyi götürüyor, Türkiye Suriye'den sonraki vahşet durağı olarak devreye alınıyor, Davutoğlu Erdoğan'la birlikte pembe tablolar çiziyor. Suriye'nin Azez Kenti'nin Duden Köyü'nde 75 Türkmen'in kafası kesildi, AKP'den bir ses, bir telin ve taziye duyuldu mu? Gazze'dekilere ağlayanların, Türk ve Türkmen ölümleri karşısında suskun kalması en hafif tabirle zulme ortaklıktır, cinayetlere payandalıktır. Ülkeyi ve milleti hedef alan operasyonlara, ameliyatlara karşı durduklarını söyleyen Davutoğlu, sen bu asılsız ve uyduruk tezleri kimin adına, kime yaranmak adına seslendiriyorsun? Sağımıza solumuza, önümüze arkamıza ölüm çukurları açılmışken, Erdoğan ve Davutoğlu'nun fildişi kulelerinden, yalan kubbelerinden hakikat kıyımı yapmaları günahtır, ayıptır, millete en ağır hakarettir."

"BAŞBAKAN, BİZİM NASIL BİR ÜLKE OLDUĞUMUZ HALA BİLMİYOR"

Hükümeti, "baştan ayağa eksik, kusurlu, noksan ve ihmalkarlık" ile suçlayan Bahçeli, "AKP ve himayesi altındaki mihraklar Türkiye'ye çevrilmiş namludur. Bu namludan Türk milletinin yıkım ve devrilmesi için dedikodu, tezvirat, ihanet, melanet ve zillet mermi gibi çıkmaktadır. İşte bu şartlar altında Türkiye yeni anayasa sürecine kilitlenmiştir. Ve eşzamanlı olarak başkanlık sistemi Erdoğan güdümündeki AKP tarafından tedavüle sokulmuştur. Tam bu aşamada, Davutoğlu, "Nasıl bir ülke olmak istiyoruz sorusunun cevabını yeni anayasa metnine, ruhuna ve lafzına yansıtmak durumundayız." sözlerini ağzından çıkarmıştır. Bizim nasıl bir ülke olduğumuzu hala bilmeyen bir şahıs Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'dır. Sayın Davutoğlu, bizim nasıl ülke olduğumuzu ya öğren ya da biz sana sabır ve sebatla kesinlikle öğreteceğiz" şeklinde konuştu.

"Davutoğlu Afyonkarahisar'dan konuştu, biz de kendisini başkent Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinden milli bir sesle uyarıyor ve kendine gelmesini diliyoruz" ifadesini kullanan Bahçeli, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye Cumhuriyeti milli ve üniter bir devlettir. Bu bir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, üzerinde tartışma götürmeyecek bir ilke ve tarihi iradedir. Bu iki. Türkiye Cumhuriyeti devleti bağımsız yaşama ülkümüzün, birlik ve beraberlik içinde var olmamızın muhteşem bir eseri ve payidar kalacak bir ecdat yadigarıdır. Bu da üç. Davutoğlu yeni anayasaya bakınca nasıl bir ülke olmamız gerektiğini değil, milletimizin ve devletimizin bocaladığı sorunları aşma, hukuki ve siyasi engelleri tesirsiz hale getirme fırsatı olarak görmelidir. Her zaman dediğimiz gibi anayasa toplumsal ve siyasal bir mutabakatın zamanlar üstü belgesidir. Bu belge kişiye özel hazırlanamaz. Bu belge yalnızca bir siyaseti gözeterek yazılamaz. Yeni anayasaya kimliğini kaybetmiş bir ülkeye kimlik yapımı, rejim ve sistemini bulamamış bir ülkeye yenisini kurma yol ve eşiği olarak bakılmamalıdır. Yeni anayasada bir devlet veya bir millet tarifi yapmak yerine, devleti daha süratli ve etkin çalıştırmak; birey, toplum ve devlet ilişkilerini demokratik standartlara kavuşturmak asıl ve esas olmalıdır. Biz anayasa yoluyla millet olmadık. Biz anayasa yoluyla devlet kurmadık. Ve bu yolla da ne devletimizi ne de milletimizi kaybetmeye, heba etmeye, yeni baştan 36 etnik kimlik çürümüşlüğüne göre bina etmeye tahammül edemeyiz, izin veremeyiz."

"TÜRKİYE'YE SEÇİLMİŞ DESPOT DEĞİL, YENİ BİR ANAYASA LAZIM"

Bahçeli, yeni anayasanın bir ihtiyaç olduğunu, buna diyecekleri bir şey olmadığını belirterek, "140 yıldır süren bu tartışma geniş katılımlı bir mutabakatla sonuçlandırılmalıdır. Buna da itirazımız olmayacaktır. Fakat Türkiye'nin yeni anayasa kılıfı altında başkanlık sistemine geçmesine; demokrasiyi özünde benimsememiş, muhalif seslere katlanamayan, parlamenter sisteme kilit vurmak için her kumpastan medet uman ilkel zihniyetlere ortak olamayız, göz yumamayız. Türkiye'ye seçilmiş despot değil, yeni bir anayasa gerekmektedir. Türkiye'nin sorunu sistem değil, var olan sistemin makul ve ahlaki çalıştırılmaması, devletin rasyonel ve hızlı karar alacak ehil ve milli ellerde olmamasıdır. Bugün başkanlık isteyenler, yarın hanedanlık kuracağız derlerse ne yapacağız? Bugün başkan olacağım diyenler, yarın Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihi ve milli mirasını tamamıyla ters tasarruflarla dağıtırsa ne yapacağız? Bugün başkan olanlar, yarın krallık iddiasında bulunurlarsa buna nasıl mani olacağız?" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin sorununun sistem değil, var olan sistemin makul ve ahlaki çalıştırılmaması, devletin rasyonel ve hızlı karar alacak ehil ve milli ellerde olmaması olduğunu anlatan Bahçeli, "Bu temel dinamitlenmeden, ki bunun adı darbe veya devrimdir, var olan devletimizin adını, ruhunu, ilke ve esaslarını değiştirmek kesinlikle imkansızdır. Bu itibarla AKP'nin başkanlık hayalinden vazgeçmesini, Davutoğlu'nun ise Erdoğan'ın oyununa gelmemesini istemek en tabii beklentimiz ve tavsiyemizdir. Biz yeni anayasada vatandaşlık tarifiyle oynanmasına karşıyız. Biz Anayasa'dan Türk ifadesini çıkarma provalarına sonuna kadar karşı çıkacağız. Ve biz Türkiye Cumhuriyeti'nin simge ve özeti olan Anayasa'nın ilk dört maddesinin tahrip edilip kurnazca alaşağı edilmesine de direneceğiz. Şunu unutmayalım ki, yeni anayasayı Türk milleti adına yapmayı istiyoruz. Hal böyleyken yeni anayasa, yeni Türkiye derken; Türk milletinin ve Türklüğün horlanıp aşağılanması teşebbüs aşamasında bile olsa bizim için aşılması imkansız bir sınırdır" ifadelerini kaydetti.

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim