• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 22 °C
  • Ankara 27 °C
  • İzmir 22 °C

Meyve Asitleri İle Gençleşin

Meyve Asitleri İle Gençleşin
Uzman Türkan Sezer, cildin yaşlanma sürecinin yavaşlatılması, mevcut sorunlarının küçültülmesi ve cilt tedavilerindeki bakım süreçlerinin güçlendirilmesi...

Uzman Türkan Sezer, cildin yaşlanma sürecinin yavaşlatılması, mevcut sorunlarının küçültülmesi ve cilt tedavilerindeki bakım süreçlerinin güçlendirilmesi konusunda kozmetik bilimcilerinin yenilikleri piyasaya sunmaya devam ettiklerini belirtti.

Este Sense Saç Estetik Cerrahi Kliniği Genel Koordinatörü Türkan Sezer, meyve asitleri ile cildin yenilenme sürecinin, üzerinde en fazla odaklanılan konulardan biri olduğunu ifade ederek, "Meyve asitlerinden cildin derinliklerine en fazla girme özelliğine sahip glikolik asit; cildin bakımında beklenen nemlendirme, beslenme, ciltteki biyolojik yaşlanma süreci ile mücadele, çeşitli problemlere yatkınlığın azaltılması, yaşlanma sürecinde ciltteki protein ve genç hücre kayıplarının yavaşlatılması gibi hususlarda cilde önemli katkılar sağlayabiliyor. Cilt yaşlanma sürecinde elastikiyet azalması, kuruma, incelme, lekelenme, kılcal damar artışı, ölü hücre artışına bağlı pürüzlenme şikayetlerin bir çoğunu bir arada yaşar. Bu yaşlanma etkilerinden sorumlu olan temel iki etki ise cildin genç hücre oranının azalması ve cildin içerisinde yer alan kolajen - elastin gibi proteinlerin azalmasıdır. Azalan bu iki etkinin aktive edilmesinde ise meyve asitleri olarak bilinen ve şeker kamışından elde edilen glikolik asitler son derece etkilidir. Glikolik asit içeren çeşitli kozmetikler evde kullanılarak, zaman zamanda ileri derecede yıpranmış ciltlerde uzmanların yapacağı yüzeyel cilt soyma işlemleri ile yaşlanma etkileri ile mücadele edilir. Aynı zamanda glikolik asit içeren bu ürünlerden ciltteki sivilceler, sivilce izleri ile ciltteki kıl batması ve çatlak sorunların azaltılmasında da yaygın olarak faydalanılmaktadır" diye konuştu.

Peeling seanslarının düşük konsantrasyondan başlanıp, giderek artan konsantrasyonlara çıkarak sürdürüldüğünü kaydeden Türkan Sezer, "Seanslar arasındaki zaman ciltte oluşan eritem ve duyarlığa bağlıdır. Bir sonraki peeling seansı en erken bir hafta sonra yapılabilir. Ancak ideal süre 2-3 haftadır. Peeling seans sayısının limiti bulunmamakla birlikte, ortalama olarak 6-8 seans sonunda olumlu gelişmeler gözlenmektedir. Tedavinin başarısını belirleyen önemli faktör, kişinin peelin'e hazırlık ile peeling aralarında ve sonrasında kendi kullanacağı preparatlara gösterdiği özendir. Geçici kızarıklık, kabuklanma ve kuruluk günlük yaşam ve çalışma hayatını engellemez. Düzenli uygulanan peeling tedavisinden sonra cilt daha canlı ve parlak hale gelir. Mutlaka tedavi sonrası ve seans aralıklarında günlük cilt bakımında güneşten koruyucu krem kullanılmalıdır. Asit içeren ürünler hamileler, emzirenler ve cildinde tümörü olanlar hariç olmak üzere; yaz mevsimi dışında herkes tarafından güvenle kullanılabilir" şeklinde konuştu.

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim