• BIST 8986.16
  • Altın 2297.275
  • Dolar 32.3247
  • Euro 35.0665
  • İstanbul 22 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 23 °C

Kış Aylarında Gribal Hastalıklardan Korunma Yolları

Kış Aylarında Gribal Hastalıklardan Korunma Yolları
Medicana Konya Hastanesi doktorlarından Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. İdris Çıldır kış aylarında gribal enfeksiyon hastalıklarından korunmanın yollarını...

Medicana Konya Hastanesi doktorlarından Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. İdris Çıldır kış aylarında gribal enfeksiyon hastalıklarından korunmanın yollarını anlattı.

Havaların soğumasıyla beraber gribal enfeksiyon gibi salgın hastalıklar insanlar arasında daha sık yayılırken, uzmanlar vatandaşların soğuk nedeniyle kapalı alanları daha fazla kullanmalarının da hastalığın yayılmasına zemin hazırladığını ifade ediyor.

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. İdris Çıldır, bu mevsimlerde havaların soğumasıyla birlikte üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış olduğunu belirterek "Tabi sadece gribal enfeksiyon deyip geçmemek lazım. Çünkü bunlarda bir takım komplikasyon meydana gelebiliyor. Özellikle çocukluk çağında olan gribal enfeksiyonlar da, orta kulak iltihabı, sinüzit, zatürre gibi bir takım yan etki oluşabiliyor. Büyükler de de aynı şekilde, onlarda da varsa bir kronik hastalık astım gibi bunlarda hastalığın alevlenmesine sebep oluyor. Yani mevsimsel olarak, enfeksiyon hastalığında özellikle üst solunum yolunda belirgin bir artış söz konusu oluyor" dedi.

Soğuk algınlığının iki guruba ayrıldığını belirten İdris Çıldır, şunları söyledi:

"Nezle dediğimiz soğuk algınlığı, daha çok virüs ama daha basit seviyede seyrediyor. Genelde çok ağır seyretmiyor. Gribal enfeksiyon dediğimiz gerçekten yüksek ateş, kas ağrısı eklem rahatsızlığıyla seyreden hastalık. Daha çok ölümcül olabiliyor. Bazı zamanlar epidemi dediğimiz yaygın salgın şeklinde ortaya çıkıyor. Daha önce bilindiği gibi, kuş gribi, domuz gribi gibi şeyler bir gribal enfeksiyon örneğiydi. Bu virüsler genelde bunu yapıyor. Ama bizim soğuk algınlığı dediğimiz şuanda genelde mevsimsel olarak en çok gördüğümüz soğuk algınlığıdır. Belirgin bir salgın yok şuan ülkemizde. Soğuk algınlığı çeşitli virüslere bağlı meydana gelen bir hastalık. Bu işte direncimiz kırıldığı için üzerine bir bakteriyel enfeksiyon gelişiyor ve o da bizim sinüzit olmamıza veya ortakulak iltihabı olmamıza sebep olabiliyor."

"BULAŞICI HASTALIKTAN KORUNMAK İÇİN BİRİNCİ KURAL HASTALIKLI İNSAN İLE TEMASIN AZALTILMASI"

Bu tür hastalıkların bulaşıcı olduğunun altını çizen Çıldır, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birinci olarak hastalıklı kişiden uzak duracağız. İkinci olarak toplu yaşam alanları dediğimiz okullar, kreşler, bakım yurtları veya evimizde, eğer kalabalık bir aile isek burada mutlaka iyi bir havalandırma olması gerekiyor. Çünkü bu virüs kapalı ortamda bulaşıyor. Bu virüs daha çok fiziki koşullara dayanıksız bir virüstür. Dolayısıyla ortamın havalanması, oksijenin olması, sirkülasyonun olması, bulaşıcılığı en aza indiriyor. Birinci kural bulaşıcılıktan korunmak için hastalıklı insan ile temasın azaltılması, ikinci kural ortamın havalandırılması, üçüncü kural yeme içme dediğimiz beslenmeye dikkat edilmesi sitresten uzak durulması, yani stres dediğimiz zaman bunlar vücudumuzun direncini kırabilen unsurlar. Direncimiz kırıldığı zaman biliyorsunuz, hastalıkların sıklığı artabiliyor."

Dr. Çıldır, bir diğer kuralın düzenli uyku uyumak olduğunu belirterek şunları söyledi: "Yani uykusuzluk vücut direncini kırabilen unsur. Giyim ve kuşama dikkat edeceğiz. Tabi ki şimdi soğuk hava ona göre giyineceğiz. Sıcak havada da ona göre giyineceğiz. Bu mevsimlerde hava değişik olabilir. Sabah soğuk oluyor öğlen sıcak oluyor. O yüzden tedbiri alacağız ki, ona göre bu tür hastalıklara yakalanma şansımız az olsun. Birde çok sık hasta olursak gerçekten aşı yaptırabilirsiniz. Özellikle bu sezon dediğimiz, kış sezonundan önce, özellikle Eylül Ekim döneminde de bu tür hastalığa yakalanan veya çocuklara ya da gebelere, gebelerde yaptırabilir aşıyı, veya yaşlılara risk altındaki insanlara aşı yaptırılabiliyor. Aşı yapıldığı zaman, hastalıkların yanında hastalık geçirme şansı az olduğu gibi birde daha basit atlatabiliyor ve yan etkileri daha basit oluşuyor. O yüzden biz hastalarımıza genelde aşı öneriyoruz."

Dr. İdris Çıldır yeme içme konusunda vücut direncini arttırabilecek besinlerin tüketilmesi gerektiğini anlatarak sözlerini şöyle tamamladı:

"Bunlar C vitamini gibi zengin besinler yemek, portakal, greyfurt, limon, mandalina, hatta yeşil elma gibi şeyler. C vitamini yönünden zengin gıdalar sebze, mesela havuç türünden zengin C vitamini besinler iyi olur. Bunlar bizim immün sistemimizi olumlu etkileyecek besinler. Dolayısıyla immün sistemimiz arttığı zaman direncimiz artmış oluyor. Dolayısıyla bu tür hastalıklara yakalanma şansımız daha az oluyor" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim