• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 19 °C

Kemal Kılıçdaroğlu: Sorumluluk siyasi partilerde

Kemal Kılıçdaroğlu: Sorumluluk siyasi partilerde
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başkan Ahmet Davutoğlu'na, Ankara'da 97 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırılar sonrası üç bakanın yaptığı basın açıklamasını izleyip izlemediğini sorduğunu açıkladı.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Letonya'da bir alışveriş merkezinin çatısı çöktü diye bakan istifa ediyor. Norveç'te bir terör eylemi oldu, adalet bakanı istifa etti. Bizde siyasi yetki var, sorumluluk yok. Bütün dünyayı kendimize güldürüyoruz" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TÜSİAD'ın "Siyasi Parti Liderleri ile Buluşma"  toplantısının konuğu oldu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması özetle şöyle:

Öncelikle bizi davet ettiğiniz için, diğer siyasal parti liderlerini de davet ettiğiniz için teşekkür ederim.  Madem ki aynı havayı teneffüs ediyoruz, ortak sorunlara yanıt bulmak zorundayız. Biz ne düşünüyoruz, diğer siyasi partiler neler düşünüyor, onları ölçüp tartıp sandığa gitmek sizin göreviniz. Bir kişi hastalandığında doktora gider. Koalisyon öncesi 14 temel ilke açıkladık, eski alışkanlıkları geride bırakalım dedim. Bu beş temel sorunu yine gündeme getirdik.

Hukuk sistemi, hukuk düzeni. Hukuk güvenliğinin olmadığı bir yere yatırımcı gelmez. Aslında bu evrensel bir kural, herkesin bildiği bir kural. Herkesin bildiği kuraldan kim neden rahatsız olur.

EN ÇOK İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZ ŞEY SİYASİ AHLAK

İyi hukukçular yetiştirmemiz lazım, kesinlikle yabancı dil bilmeleri gerekiyor.  Yasama yürütme ve yargı arasındaki dengeyi bozmadan bu işi halletmemiz. En çok ihtiyaç duyduğumuz siyasi ahlak.  Bizim amaçlarımızdan birisi, ilk bir yıl içinde kesinlikle siyasi ahlak yasası çıkarmaktır.  Letonya’da bir alışveriş merkezinin çatısı çöktü diye bakan istifa ediyor. Norveç’te bir terör eylemi sonrasında insanlar öldü, adalet bakanı istifa ediyor. Biz de herkes Sayın Cumhurbaşkanı gibi kendini sorumsuz ilan ediyor.

DARBELER BİZDE KARŞIYIZ

Sayın Davutoğlu ile görüşürken bunları dile getirdim. Hep dediler ki "Askeri darbelere karşıyız." Biz de karşıyız. Demokrasi varken neden bizi asker yönetsin. Kendilerine defalarca söyledim, darbe hukukunu kaldırmak lazım. Arkadaşlara talimat verdim, derhal hazırlayın kanun teklifini, sunalım.

Anayasanın 60. maddesi üzerinde 4 siyasi parti de anlaştı. Bu çok önemli bir adımdır.  Lider sultası, 12 Eylül askeri darbesinin getirdiği en ciddi şeylerden birisi. Lider sultasını kaldırmak lazım. Lider suntası yasama organını yürütme organının emrine veriyor. Lider suntasını kaldırmanın yolu ön seçimi getirmek gerekiyor. Olur olmaz her şeye koşulsuz bir yasama ortama Türkiye’de demokrasiye gölge düşürüyor.

Bütün demokrasilerde medya özgürlüğü var. Biz de medya özgürlüğü sınırlandırıldı. Birincisi medya patronlara baskın yaptılar. İkincisi şu gazetecileri beğenmedim deyip görevden aldılar. Bütün dünyayı kendimize güldürdük. Bazen yaptığımızın yankılarını yeteri kadar göremeyebiliriz. Halkın gözü kulağı sesi medya ise medyanın özgürlük alanını genişletmemiz gerekiyor.

CHP'yi eleştirme hakkını size vereceğim

Hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu bir ülkede can ve mal güvenliği vardır. Size açık ve net şu sözü veriyorum. Açık ve net. Birinci sınıf demokrasiyi bu ülkeye getireceğiz. CHP iktidarında rahatlıkla CHP’yi eleştirme hakkını size vereceğim.  Eleştiriden ders çıkarmamız lazım. Bu ülkenin insanı üçüncü sınıf demokrasiye layık değildir.

DIŞ POLİTİKANIN FATURASINI 78 MİLYON İNSAN ÖDÜYOR

Dış politika ikinci sorun alanımız. Eskiden bir sorun alanı değildi. Vardı sorunlarımız ama temel sorun değildi. Türkiye’nin dış politikasının 180 derece değişmesi lazım. Siz dış politikayı mezhepçi bir anlayışa indirgerseniz, başka ülkelerin iş işlerine karışırsanız, TIR'larla silahlar gönderirseniz, biz bunu nasıl sağlayacağız. Dış politikanın faturasını 78 milyon insan ödüyor. En somut örneği 2 milyonun üzerindeki insanın Türkiye’ye gelmesidir. 2 milyon Suriyeli insan geldi diye başarı diyorlar. Bunun neresi başarı. Cumhuriyetin kurulmasından bu yana bu savaşı veriyoruz. Örnek olmaya çalıştık. Bütün Arap halkları Türkiye’yi örnek alır, bizim yöneticilerimiz de Arap liderleri örnek alıyor.

Şu anda en büyük sıkıntıyı dış ülkelerde işadamları ödüyor. Fabrikaları yağmalandı. Mısır ile kavga ettik. Ne işimiz var bizim Mısır’la kavgada. Hangi bedelleri ödedik biz Türkiye’yi bu noktaya taşımak için.  Bizim duyduğumuz kaygıları, belki iş dünyası, toplumun kanaat önderi olarak yurtdışındaki isimleri de tedirgin ediyor.  Suriye’nin Rusya için ne kadar önemli olduğunu kavrayamayan bir dışişleri bakanı olabilir mi bir başbakan olabilir mi? Suriye’yi bu hale getirdik, şimdi neden şikayet ediyoruz. Şimdi efendim olayı IŞİD çıkardı, PKK çıkardı diye neredeyse sevinç çığlıkları atacaklar. Elinizde liste var, bu iki kişinin fotoğrafları da var elinizde. Ankara Emniyet’ine 15 dakika uzakta canlı bomba patlatıyorlar. Sayın başbakana söyledim. İki bakan ayrılmıyorsa siz görevden alın dedim. "Siz iki bakanın televizyonda yaptığı açıklamayı izlediniz mi?" dedim, "İzlemedim" dedi. "Ne olur izleyin" dedim.

Elinizde liste var. Ben gidip failleri yakalamayacağım herhalde. Bakkal Mehmet de yakalamayacak. Canlı bomba biliyorsunuz, bir Ortadoğu geleneğidir, onu ülkemize taşıdık.

Lüksemburg’a gittiğmde, Strazburg’a gittiğimde hepsine dedim; "CHP iktidarında sizin açtığınız fazlara bakmayacağız, bizim elimiz ayağımız yok mu, ne gerekiyorsa hepsini yaparız onlar bizi almazlarsa onların suçu olsun."

EKONOMİYE DOĞRUDAN MÜDAHALE OLMAZ

Sıcak siyaset ekonomiye doğrudan müdahale etmez. Türkiye geldi ekonomide orta gelir, orta teknolojinin içinde kendini buldu. Bu şekilde bunu aşmak mümkün değildir. Orta gelir tuzağını aşmak istiyorsanız, yeni politikalar yapmak zorundasınız. Bunu nasıl yaparız, size anlatayım. Önce şu Merkez Bankası'nın bağımsızlığını sağlayacağız. İtibarsız bir Merkez Bankası'nın alacağı hiçbir karara dünya saygı duymaz. Sıcak siyaset düzenleme ve denetleme kurumlarına müdahale etmez. Bunu yaptığımız zaman en azından yetkin kişilerin ekonomiye müdahale ettiği ve karar aldığı bir düzen getiririz. Oraya siz parti militanlarına gelip şu işi yap diyemezsin. BDDK’ysa, SPK’ysa dünya kadar insanımız var en nitelikli insanları oraya göreve almak zorundayız. Madem ki başarı istiyoruz, en yetkin kişileri göreve getirmeliyiz.

Vergi denetiminin siyasi iktidar tarafından bir sopa olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Siyasi sizden üretim ister, sizin önünüzü açmak ister. Bir sopa olarak vergi denetiminin kullanılması demokrasimizin en büyük sorunlarından biridir. Beni ilgilendiren hangi görüşten olursa olsun, üretimdir.

EKONOMİ KAN KAYBEDİYOR

Teşvik politikası değerli arkadaşlar, katma değeri yüksek ürünler için teşvik uygulamasını yeniden düzenlememiz lazım. Makine halısı üretmek sorun değil ki arkadaşlar. Son 10 yıla bakın, ihracata bakın, ileri teknolojiye yönelik ürünlerin ihracatında ciddi gerileme görürsünüz. Kan kaybeden bir ekonomi.

Bir düzenleme daha yapacağız. Sosyal güvenlik primlerini biliyorsunuz sosyal güvenlik kurumu topluyor. Vergiyi de gelir idaresi sağlıyor. Bunları tek bir çatı altında toplayacağız. Gittiğimiz her yerde sanayiciler bir şeyden şikayet ederler. Ara eleman bulamıyoruz. Her organize sanayi bölgesine meslek liseleri yapacağız. Hangi tür elemana gerek duyuyorsa orada öğrenecek. Okulu bitiriyor, iş arıyor. Soruyor iş adamı, her işi yaparım diyor. Her işi yapıyorsan hiçbir şey yapamıyorsun demek ki. Hangi elemana ihtiyaç duyuyorsa ona göre eğitim verilecek.

KOBİ'lere vergi ve sigorta borcu olmayan her KOBİ’ye ödediği vergi kadar bir yıl süreyle faizsiz kredi vereceğiz. Bu uygulamayı getirdiğimizde işini yapacak. İstihdam yaratacak. Sopa ile ceza ile kayıt dışı ile mücadele olmaz. Kayıt dışını ya daraltacak ya da vazgeçecek. Yaptığımız zaman göreceksiniz, bir sıçrama yaratacak.

Tabi bütün bunları yaparken mali disiplini koruyacağız. Şeffaf bir politika izleyeceğiz. Kesin hesap kanununu getireceğiz. Parlamentoda hiç tartışılmaz bu. Biz kesin hesap kanunu getireceğiz. Kesin hesap kanunun başkanı da ana muhalefetten olacak. Bu olmadan zaten temiz siyaset olmaz. Biz siyasette köşeyi dönme gibi bir düşüncemiz yok. Bu açıdan en büyük güvencemiz bu ülkenin sanayiciler. Çok açık net sosyal demokrat bir partinin genel başkanı olarak söylüyorum. Sanayici bir ülkenin kamu görevlisidir. Kendisi için çalışmaz artık sanayici ülkesi için çalışır, bizim yapmamız gereken sanayicinin engellerini kaldırmak zorundayız.

13 YILDA 12 KEZ EĞİTİM SİSTEMİ DEĞİŞTİ

13 yılda 12 kez değiştirdiler. İnsaf. Çocuklarını denek olarak kullanan başka bir ülke yoktur. PISA sonuçlarını siz de biliyorsunuz. Sayın Davutoğlu koalisyon görüşmeleri sonrasında yaptığı açıklamada eğitimde görüş ayrıklarımız var demişti. Ben medeni bir sistemi savunuyorum siz orta çağı savunuyorsunuz. Üniversiteler bilgi üretim merkezleri olacak. Bilgi üretecek üniversiteler. Üzülerek söylüyorum yine içim kan ağlıyor. Cumhuriyet Teknik’te okudum geçen gün. İran üniversitelerinde bilimsel makale sayısı Türkiye’yi geçti. 

Kesinlikle zorunlu eğitim süresini uzatacağız. Tam gün eğitimi getireceğiz. Bakın şu talimatı verdim. Mutlaka çok sayıda her mahallede kreş açın. Kadın çocuğunu kreşe getirmeli ve sosyal hayata dahil olabilmeli.

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim