• BIST 9645.02
  • Altın 2416.205
  • Dolar 32.5833
  • Euro 34.8133
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 24 °C
  • İzmir 27 °C

Kazım Koyuncu'yu kaybedeli 10 yıl oldu!

Kazım Koyuncu'yu kaybedeli 10 yıl oldu!
Bugün, 25 Haziran! Karadeniz’in ‘İsyankar Çocuğu’ Kazım Koyuncu’nun aramızdan ayrılalı tam 10 yıl oldu.

 Dünyanın en büyük çevre felaketlerinden biri olan Çernobil faciasına karşı duyarsız kalan, dönemin hükümetine meydan okurken kanser ansızın onun da kapısını çaldı... Kazım, bu büyük çevre felaketi kurbanı birçok hemşerisi gibi kanser nedeniyle 25 Haziran 2005’te daha 34 yaşındayken yaşamını yitirdi. Geleneksel Karadeniz müziğiyle Rock'n'Roll'u sentezleyerek kendi tarzını yaratan müzisyen, genç yaşta hayatını kaybetti. Ama ismi ve şarkıları hala gönüllerde yaşıyor...

HOPA’DA DOĞDU

Karadenizli sanatçı Kazım Koyuncu, 7 Kasım 1971'de Artvin'in Hopa ilçesinde doğdu. Altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olan Kazım 10 yaşındayken babası Cavit Koyuncu, 12 Eylül’ün ardından gözaltına alındı. Babasının Erzurum’da hapis yattığı 6 aylık dönemde aile anne Hüsniye Koyuncu’nun çabalarıyla ayakta kalmayı başardı.

MÜZİĞE İLK ADIM

Çocukluğunda “Kemençeci Yaşar” olarak tanınan Yaşar Turna'nın türkülerini çok dinlediğini her zaman dile getiren Koyuncu müziğe ilk adımını babasının aldığı mandolinle attı. Kazım, 17 yaşında köyünden ayrıldı ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne girdi. Bir taraftan eğitimini sürdürürken bir taraftan da Çağdaş Sanat Atölyesi’nin etkinliklerinde yer aldı. Müzik ve eğitim hayatı arasında kalan Koyuncu, müziği tercih etti ve 1993'te okulu bıraktı.

GRUP DİNMEYEN

Çağdaş Oyuncular'ın sahneye koyduğu ''Faşizmin Korku ve Sefaleti'' adlı oyunun müziklerini yaptı. Ali Elver ile birlikte “Grup Dinmeyen”i kurdu ve 1996’da Sisler Bulvarı isimli bir albüm çıkardı. rup Dinmeyen tek albümden sonra dağılırken Zuğaşi Berepe grubu Kazım Koyuncu'nun müzik yaşamında daha etkili bir yer aldı. Kazım Koyuncu bu dönemi ‘Dinmeyen'i kurduktan hemen sonra 1993 yılında Zuğasi Berepe (Denizin Çocukları) isimli yeni bir grup kurduk. Yani hem Dinmeyen devam ederken hem de bu grup devam etti” diye kendi yazdığı yaşam öyküsünde özetlemişti. Zuğaşi Berepe, Kazım'ın müzik yaşamında bir dönüm noktası oldu. Grup, Kazım Koyuncu'nun müzik yaşamında olduğu kadar Lazca söyleyen bir rock grubu olarak Türkiye için de önemli bir adım oldu. Zuğaşi Berepe 1998'de dağıldı ama Kazım arkadaşlarından hiçbir zaman ayrılmadı. Solo albümlerinde çalışma yaptığı müzisyen arkadaşlarını çoğu zaten Zuğaşi Berepe grubundan dostlarıydı ve hep yanında kaldılar.

AKDOĞAN’A VEDA

Kazım, Zuğaşi Berepe'den ayrıldıktan sonra zor dönemler geçirdi. Tuncay Akdoğan’ın “Serüvenciler” grubunun kuruluş aşamalarına katıldı. Bu çalışmalar sırasında kaydettiği ‘Darbedar’ adlı şarkı, Akdoğan’ın ölümünün ardından arkadaşları tarafından çıkarılan “Veda” adlı albümde yer aldı.

ÖLÜM HEPİMİZİN HAYATINDA

Akdoğan’ı kaybetmekten büyük üzüntü duyan Kazım “Ölüm hepimizin hayatında var. Biraz bizim büyümemizi sağlayan şeyler” diyordu. Kazım Koyuncu, tek başına müziğe devam etmiş ve Salkım Söğüt adlı projelerin ikincisinde üç şarkıyla yer aldı. Viya adlı ilk solo albümünü 2001’de çıkardı sonra Kanal D televizyonunda yayınlanan dönemin popüler TV dizisi Gülbeyaz'ın müziklerini yapmaya başladı. Diziyle birlikte yurt çapında daha geniş bir hayran kitlesine ulaştı. Daha sonra Kemal Sahir Gürel ile birlikte Sultan Makamı adlı televizyon dizisinin müziklerini hazırlamaya başladı.

‘HAYDE’

Kazım Koyuncu’nun ikinci albümü Hayde 2004 yılında piyasaya çıktı. Türkçe türkülerin yanı sıra Lazca, Gürcüce, Hemşince, Megrelce şarkılarla Karadeniz'in tüm kültür ve renklerini yansıtmaya çalıştı. Tulum, kemence, kaval gibi otantik çalgıların yanı sıra bas, elektrogitar, davul ve bilgisayar destekli seslerle müziğine hem otantik hem modern öğeler kattı.

ŞEVVAL SAM'LA DÜET

Gülbeyaz dizisinin başrol oyuncusu Şevval Sam, bu albümde “Ben Seni Sevduğumi” türküsünü seslendirirken ikili “Gelevera Deresi” türküsü ile de düet yaptı. Hayde, Kazım Koyuncu'yu Karadenizlilerle daha sıkı buluşturan bir albüm oldu. Müthiş bir tempoyla hem Türkiye'nin her bölgesinde hem de yurtdışında konserden konsere koştu.

‘HEY GİDİ KARADENİZ’

Karadeniz müziğinin güçlü temsilcilerinden Fuat Saka, Volkan Konak ve Bayar Şahin ile birlikte düzenledikleri, Hey Gidi Karadeniz konserler dizisinin de öncülüğünü yaptı. Bu etkinliğin popülaritesi de Hayde albümü ile arttı.

ÇERNOBİL FACİASI KARADENİZ’İ DE ETKİLEDİ

Ukrayna yakınlarındaki Çernobil kasabasında bulunan nükleer santralin 4. reaktörü 26 Nisan 1986’da infilak etti. Radyasyon yüklü bulutlar fazla gecikmeden Avrupa ülkelerinin pek çoğunu olduğu gibi Karadeniz’i de etkiledi. Çernobil faciasından sonra yetkililer, Karadeniz için bir tehlike olmadığı yönünde açıklamalar yaparken bölgede kanserden hayatı kaybedenlerin sayısı ciddi ölçüde arttı.

kazim2.jpg

KANSER KAZIM’IN DA KAPISINI ÇALDI

Kazım Koyuncu bu çevresel felakete karşı harekete geçen Karadenizlilerden bir tanesiydi. Ama amansız hastalık bir gün onun da kapısını çaldı. Kazım hastalığı ile 2004 yılı aralık ayında tanıştı. Sanatçıya testis kanseri teşhisi konuldu, kısa bir süre sonra ise tüm dostları ve dinleyicileri kötü haberi aldı. Kazım Koyuncu, hastalığına karşı direncini yitirmeden büyük bir mücadele verirken etrafındaki sevgi çemberiyle bu zor günlerin geçeceğine, olan inancını hiç kaybetmedi.

HASTALIĞA MEYDAN OKUMA

Kazım müziğinden ve direncinden vazgeçmedi. Kemoterapi tedavisi sırasında 4 Şubat 2005'te Taksim'de hayranlarına hastalığını unutturduğu muhteşem bir konser verdi. Konserlerinde “Ha Kanser Ha Konser” diye esprili yapmaktan hiç vazgeçmedi. Çok sevdiği saçlarının gördüğü ilaç tedavisi nedeniyle dökülmesini beklemeden kendisi kestirdi. Grubundaki bütün dostları da aynı şekilde saçlarını kestirerek yüreklerinin Kazım ile birlikte olduğunu gösterdi.

AĞRILARINA KARŞI AYAKTAYDI

Kazım Koyuncu, 30 Nisan 2005 tarihinde Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nin ödülünü almak için Trabzon'a gittiğinde hastalığı ilerlemişti ama ağrılarına karşın ayaktaydı. Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde gençlerle buluştu ve çok sevdiği horonlar tepildi, hep bir ağızdan şarkılar söylendi. Kazım, zaman zaman oturmak zorunda kalsa da horona katılmaktan geri kalmadı.

20050627002.jpg

VEDA ZAMANI

25 Haziran 2005 günü tedavi gördüğü hastanede 33 yaşında kansere yenik düşen Koyuncu, 26 Haziran günü Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı törenle gözyaşları içinde memleketi Hopa’ya uğurlandı.

SLOGANLAR KESİLMEDİ

Binlerce kişi Kazım’ı taşıyan aracın arkasından Taksim’e kadar yürüdü, sloganlar hiç kesilmedi. Aynı akşam Kazım’ı Trabzon Havaalanı’ndan alan Karadenizliler doğduğu Hopa’ya doğru arkasından büyük bir konvoy oluşturdu.

HEMŞERİLERİ KUCAKLADI

Yağmur altında Trabzon ve Rize’nin ilçelerinden geçerken hemşerileri balkonlardan, pencerelerden ‘İsyankar Çocuk’larına el sallayarak bağırlarına bastı.

TOPRAĞA VERİLDİ

Kazım, 27 Haziran 2005 günü ailesi, grup arkadaşları, sanatçı dostları, sevenleri, nişanlısı Gönül Bozoğlu, Hopalılar ve Türkiye’nin dört bir yanından gelenlerin katılımıyla gerçekleştirilen cenaze töreniyle toprağa verildi.

 

İstanbul Haber Ajansı

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim