Giderek artan obezite nedeniyle piyasaya sürülen hazır besinler ve obezite tedavisinde kullanılan bazı medikal yöntemlerin olumsuz sonuçları, tüketicinin aklını karıştırmaya ve beslenme alışkanlıklarında yapılacak değişimleri zorlaştırmaya başladı. Bu sorundan yola çıkarak konunun tüm taraflarını bir araya getirip çözüm geliştirmek için Okan Üniversitesi'nde "Obezite Yönetiminde Türk Mutfağı" konulu sempozyum düzenlendi.
GEL OYNAYALIM YERİNE GEL YİYELİM
Sempozyumun açılışında konuşan Avrupa Diyetisyen Dernekleri Federasyonu Başkanı ve Plymouth Üniversitesi Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Anne de Looy, "Dünyadaki ürünlerin fazlalığı nedeni ile tüketicinin aklı karışık durumda. Hangi ürünü almalıyım, tüketmeliyim, hangisi yararlı veya zararlı bunları tüketici bilmiyor.
Üreticinin daha bilinçli olması gerekiyor. Tüketiciye ilk önce böyle yardımcı olmalı. Öncelikle yağ ve tuz oranlarının azaltılması gerekiyor. Eskiden insanlar arkadaşlarına 'Gel oynayalım, gezelim' derlerdi. Şimdi ise 'Gel yiyelim' diyorlar. Sokaklarda çocuklar oynamıyor" dedi.
'ANNE SÜTÜ OBEZİTEYİ ÖNLER'
Uluslararası Çocuk Eğitim Hizmetleri Medikal Direktörü Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu "Son 15 yıldır daha fazla konuşuyoruz obezite konusunu. Çünkü dünya, özellikle ülkemiz giderek obezleşiyor" dedi.
Anne sütü ile büyürken hiçbir canlıda obezite belirtisi görülmediğini belirten Pehlivanoğlu, "Büyüme başlayıp sosyal çevre devreye girince kola, hamburger derken obezite temelini atmaya başlıyor. Medikal sorunlarımızın da buna etkisi var tabii ki. Ailenizde şişman birisi varsa elbet sizde de obezite genleri bulunuyor. Ve dikkat etmezseniz siz de obez olabilirsiniz.''
'YEMEYİN DEMEK YERİNE ÖNLEM ALINMALI'
Lojistiğin artması ve yoğunlaşması ile ürünün her yere daha kolay ve hızlı ulaştığını belirten Looy, "McDonald's Amerika'da doğdu ama şu an girmediği ülke kalmadı. Bir anda insanlara sunduğu hızlı ve lezzetli ürün ile insanları bağımlı yaptı, sonrasında ise obez" diye konuştu.
Obez olan insanlara "yemeyin" demektense onları kontrol edecek önlemler alınması gerektiğini belirten Looy, sözlerine şöyle devam etti: "Besinleri etiketlemeliyiz. Diyetisyenler de bu konuda bir şeyler yapmalılar. Hem tüketiciyi hem de üreticiyi bilgilendirmeliler. En önemlisi de egzersiz yapmalıyız. Yürümeliyiz."
