• BIST 9577.54
  • Altın 2472.554
  • Dolar 32.4469
  • Euro 34.4874
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 23 °C

Kanserin En Büyük Tetikçisi Sigara

Kanserin En Büyük Tetikçisi Sigara
Memorial Diyarbakır Hastanesi'nde görevli Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç.

Memorial Diyarbakır Hastanesi'nde görevli Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. M. Ali Kaplan, tüm kanser türleri içinde sigaranın üçte birlik etkisinin olduğunu belirterek, sigara tüketiminin sona erdirilmesi durumunda birçok kanser türüne yakalanma riskinin azalacağını söyledi.

Doç. Dr. Kaplan, 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Kanserin kontrolsüz hücre çoğalması olduğunu belirten Doç. Dr. Kaplan, "Hücre çoğalması, vücutta bir denge içerisinde. Hücreye hem çoğal sinyali hem de öl sinyali gelebiliyor. Bu sinyaller arasında bir dengesizlik olabiliyorsa hücrede bir çoğalma meydana geliyor. Bu kontrolden çıktığı zaman da kanserleşme oluşuyor. Bizim ilk amacımız hastalarımızı kanserden korumak, sağlıklı insanları kanserden korumak. Bunun için de hastalarımıza önerilerde bulunuyoruz. Bu önerileri yapmak için de kanser sebeplerini öncelikle anlamamız gerekiyor. Kanser sebeplerini 3 bölüme ayırabiliriz. Bir bölü üçü sigara olarak tanımlayabiliriz. Sigara tüm kanserlerin üçte birine sebep olabiliyor. Girdiği yerden çıktığı yere kadar yani ağızdan idrar yollarına kadar akciğerden yutağa kadar her yerde kansere sebep olabiliyor. Bu nedenle sigaradan kaçındığımız zaman aslında kanserin üçte birinden korunmuş oluyoruz" dedi.

PLASTİK SAKLAMA KAPLARINA DİKKAT

Kanserden korunmanın önemli bir bölümünün beslenme, yeşil sebze meyveleri tüketmekten geçtiğini aktaran Doç. Dr. Kaplan, şöyle dedi:

"Kırmızı etten daha farksız ve kırmızı etle besleneceksek de veya hayvansal besin tüketeceksek de bunları ateşe yakın pişirme yöntemleri dediğimiz mangal kömür olabilir. Daha çok ızgara ve haşlama tercih etmemiz gerekiyor. Çünkü mangal türü pişirme yöntemlerinde bir takım karbonhidrat kanserojen madde olarak vücudumuza girebiliyor. Onun dışında besinleri saklama koşulları önemli. Biz plastik kaplar yerine cam kaplar tercih ediyoruz. Sıcak nemli ortamlar yerine soğuk kuru ortamların tercih edilmesini öneriyoruz. Onun dışında bunlara uyduğumuz zaman bir bölü üçlük kısımdan yine korunmuş oluyoruz. Geri kalan bir bölü üçlük kısmı, obezite ve fiziksel aktivite azlığı. Kilo alımından kaçınmak ve fiziksel aktivite yapmak, sporla uğraşmak kansere karşı bizleri koruyacaktır."

"KANSER TEŞHİSİ KONULDUĞUNDA ESKİSİ GİBİ SİLAHLARIMIZ AZ DEĞİL"

Kanser hastalığında birtakım genetik faktörlerin olduğunu ve bunları değiştiremeyeceklerini aktaran Doç. Dr. Kaplan, şu ifadeleri kullandı:

"Ancak ailemizde genç yaşta kanser vakaları görülmüşse bunlar için genetik danışmanlığa başvurmakta yarar var. Tüm bu önlemlere rağmen kanser gelişecekse biz erken teşhisi önemsiyoruz. Erken teşhis için de belli kanserlerde taramanın yeri var erken teşhis amaçlı. Bunlar meme kanseri, prostat kanseri bağırsak kanserleri, akciğer kanseri ve rahim ağzı kanseri bunlar arasında yer alıyor. Ülkemizde ketem dediğimiz merkezlerde bunların taraması belli yaş gruplarında yapılmakta. Kanser teşhisi konulduğunda eskisi gibi silahlarımız az değil. 1950'li yıllarda başlayan kemoterapi uygulaması, 2000'li yıllarda akıllı ilaçların devreye girmesi ile daha da canlandı ve akıllı ilaçlarla artık sadece tümör hücreleri hedeflenip daha etkili ve daha az yan etkili tedaviler elimize geçmeye başladı. 2010 yılından itibaren de özellikle cilt kanserleri başta olmak üzere akciğer kanserleri ve böbrek tümörlerinde bir nevi aşı tedavisi ile tedavi başladı. Ülkemizde de hali hazırda cilt kanserleri için bu ilaçları kullanabilmekteyiz."

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim