• BIST 8890.43
  • Altın 2239.539
  • Dolar 32.3365
  • Euro 35.1002
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 13 °C
  • İzmir 18 °C

Kansere meydan okudu

Kansere meydan okudu
15 yıl önce geçirdiği meme kanseri 10 defa farklı organlara metastaz yapan kadın, kanseri geriletmeyi başardı.

15 yıl önce geçirdiği meme kanseri 10 defa farklı organlara metastaz yapan kadın, kanseri geriletmeyi başardı.

Bundan iki yıl önce akciğerinde, karaciğerinde, kemiklerinde, böbrek üstü bezlerinde ve bağırsağında gelişen yayılımlardan ötürü birkaç ay ömür biçildi ancak vücudu eğitmeyi hedef alan immunoterapi tedavisi ile bağırsak kanserini yendi diğer kanserleri de geriletmeyi başardı.

2003 yılında rutin kontrollerinde meme kanseri tespit edilen 49 yaşındaki hemşire Meral Ensar'ın sol göğsü ameliyatla alındı. Ardından aldığı onkolojik tedavilerin ardından meme kanserini yendi. Ancak her şey bitti derken bu sefer göğüs kemiğinde metastaz tespit edildi. 15 yıllık süre zarfında karaciğer, akciğer, kemikler, böbrek sütü bezleri ve bağırsaklar olmak üzere 10 defa metastaz gelişti. 2016 yılında meme kanseri metastazları olan karaciğer kanseri, küçük hücreli akciğer kanseri, böbrek kanseri, kemik kanseri ve bağırsak kanseri aynı anda gelişti. Vücudu saran kanserlerden ötürü birkaç ay ömür biçilen genç kadın immunoterapi ile bağırsak kanserini yendi diğer kanserleri ise geriledi.

Bulgaristan göçmeni Meral Ensar, "İlk teşhis 2003'te konuldu. Sol mememde bir sertlik hissettim. Önce önemsemedim, adet dönemine bağlı bir şeydir diye düşündüm. Ardından rutin kontrollerde mamografi yaptırdım ve orada çıktı. Daha sonra biyopsi alındı PET CT çekildi. Burada meme kanseri olduğum anlaşıldı. Önce ameliyat oldum sonra kemoterapi tedavilerine başladım. Göğsümün alınmasını istemiyordum 34 yaşındaydım ama doktorum aldırmak zorunda olduğumu söyledi. Bu benim için çok büyük bir şok olmuştu. Bir yıl süren tedavinin ardından her şey normale döndü ben işime yeniden başladım. Derken göğüs kemiğimde bir ağrı belirdi. Tekrar PET CT yaptırdım ve yeniden kanser olduğumu öğrendim. Göğüs kemiğimde metastaz oluşmuş. Radyoterapi gördüm ve bu kanseri de atlatmayı başardım. Normal yaşantıma dönmüştüm ki, bu sefer karaciğer metastazı ortaya çıktı. Hiç şikayetim yoktu tamamen rutin kontrollerde ortaya çıktı. Bu sefer yeni bir tedavi süreci başladı. Bu daha da ağır bir süreçti. Kemoterapinin yan etkileri burada çok fazla hissettim. Noropati gelişti ayaklarımda. Kışın ortasında bez babetlerle yürüdüm, su birikintisi gördüğümde buz gibi havada ayaklarımı sokardım. Yanıyordu ayaklarım, yaralar olmuştu. Bu zorlu süreci de atlatmayı başardım ve tamamen temizlendiğimi söyledi doktorlarım. Ama kısa bir süre sonra kemiklerde değişik yerlerde metastazlar oluşmaya başladı. Onu da yine aynı zorluklarla atlatmayı başardım. Ta ki, 2016 yılına kadar O yılın kışında geçmeyen öksürüğüm başladı. Önce tanı konulamadı ancak 3 ay aralıksız süren öksürüklerin ardından yapılan biyopsi sonucunda akciğere yeni bir metastaz yaptığı tespit edildi ve küçük hücreli akciğer kanseri tanısı kondu. Onkolojik tedaviler başladı ancak kısa bir süre sonra metastaz her iki akciğerime de sıçradı, yetmedi karaciğer, böbrek üstü bezleri, kemikler ve bağırsaklara da sıçradı. Vücudumun tamamı neredeyse kanserin esiri olmuştu. Doktorlarım çok vaktimin olmadığını ve acil olarak yeni bir tedavi planlaması yapılması gerektiğini söylediler ama benim artık kemoterapi alacak gücüm kalmamıştı. Reddettim tedavileri. O dönem Ülkü hanımla tanıştım, immunoterapi almaya karar verdim. Madem öleceğim sürünerek ölmek istemiyorum dedim. 2016 yılından bu yana immunoterapi alıyorum. Bağırsak kanserini bu sayede yendim. Yaşam kalitem çok yükseldi. Ağrılarım kalmadı ağrı kesici bile almıyorum artık. Bir kadın olarak ilk defa doktorum benim duygularımı anladı. Bana o açıdan yaklaştı. Göğsümü kaybettim ardından önlem olsun diye yumurtalıklarımı aldılar. Bu organlar kadın için çok önemli organlar. Doktorum bu konuda bana anlayışla yaklaştı bu beni yeniden hayata bağladı, motive etti. Yaşantımı yeniden düzenledik birlikte. Beslenme düzenim, uyku düzenim, yaşam şeklim, nefes alıp vermem, vitamin takviyelerim, probiyotiklerim beni inanılmaz dinç yaptı. Daha güçlü hissediyorum artık kendimi. Tamamen kurtulacağıma inanıyorum artık" dedi.

"Vücudu kanser hücrelerini yok etmeye yönelik eğitiyoruz"

Uygulanan tedavi programını anlatan İç Hastalıkları ve İmmunoterapi Uzmanı Dr. Ülkü Görmez, "Kişiye özel immunoterapi ile yaptığımız vücudu eğitmek, onarmak ve doğruyu göstermektir çünkü kanserin temeldeki problemi, bağışıklığın kanser hücresini tanıyamamasından ve yok edememesinden kaynaklanıyor. Normal bir bünyede de kanser hücreleri her gün üretiliyor ama biz tanıdığımız için, normal akyuvarlara sahip olduğumuz için bu kanser hücrelerini yok ediyoruz. Ama kanser hastalarında bu yok edilemediği için tümörler ve metastazlar oluşuyor. Duyarsız bir bağışıklık var, bu duyarsız bağışıklığı tekrar duyarlı hale getirmek gerekiyor. Burada da kişiye özel immunoterapi devreye giriyor. Kişinin bağışıklık sistemi sorunu ne? Bunun net olarak ortaya konması gerekiyor. Buna göre de bağışıklık sistemi tekrar yapılandırılıyor. İsrail, Amerika ve Dünyanın çeşitli merkezlerinde uygulanan aynı protokol uygulanıyor bizde de. Tedavinin başarısında belli başlı kriterler çok önemli rol oynuyor. Özellikle CEA (karsinoembriyonik antijen) düzeyinin yüksekliği hastanın sağ kalımını çok etkiliyor. Hastanın tedaviye başlarken CEA düzeyi ne kadar düşükse sağ kalım ve hastanın hastalıktan kurtulma şansı o kadar yüksektir. Tedavi süresi ise kişiye göre değişkendir. 6 ay ile 3 yıl arasında bağışıklık sisteminin sorununa bağlı olarak değişebiliyor. Bu hastamızda da tedavimiz yaklaşık 2 yıldır devam ediyor. Meme metastazı yapmış küçük hücreli akciğer kanseri, böbrek üstü bezlerinde kanser, kemik kanseri, karaciğer kanseri ve bağırsak kanseri ile bize ulaştı. Normal şartlarda bu tarz hastaların sağ kalımı birkaç ayla sınırlı kalabiliyor. Ancak bağışıklık sistemi tedavi ederek ve vücudunu eğiterek bağırsak kanserini tamamen temizledik. Diğer kanserleri de geriletmeyi başardık. Hasta şu anda en önemlisi konforlu bir hayat sürüyor, ağrıları yok. Aldığı tedavinin yan etkileri yok. Sosyal yaşantısına geri döndü" şeklinde konuştu.

"Onkolojik immunoterapi ile kişiye özel immunoterapi birbirine karıştırılmamalı"

Onkolojik immunoterapi ile kişiye özel immunoterapinin farklı tedaviler olduğunu ve birbirine karıştırılamaması gerektiği vurgusunu yapan Ülkü Görmez, "Onkolojik immunoterapide TNF Alfa, anti TNF Alfa, Mabhthera gibi akıllı moleküller kullanılıyor. Bunlar gerek romatolojide gerekse onkolojide kullanılan popüler akıllı moleküllerdir. Bunlar kemoterapiden farkı olmayan immunoterapinin tesrine bağışıklığı baskılayan tedavilerdir. Bu tedaviler herkse standart olarak uygulanan tedavilerdir. Kök hücreleri, kemik iliği hücrelerini, lökositleri, sağlıklı çalışan akyuvarları yok eden çok ciddi yan etkili olan tedavilerdir. Kişiye özel immunoterapide ise 1962'den bu yana yapılan çalışmalarda ve tedavi örneklerinde yan etki tespit edilmemiştir. Lokositlere zarar vermez tam tersi onarıcı özelliği bulunmakla beraber onları çalışır hale ve tekrar kanser hücresini görür hale getirerek hedefe yöneltir. Kişiye özel immunoterapide hastaya tüm testler yapıldıktan sonra tedavi de kişiye özel planlanır. Hastanın beslenmesi yeniden düzenlenir ve buna göre uygun kombine tedavi planı çıkarılır" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim