2005 yılında Irak'ta yaşanan savaşta Amerikan askeri tarafından omuriliğinden vurulan ve belden aşağısı felç kalan 26 yaşındaki Ahmed Faroq Najem, Samsun'da katıldığı aktivitelerle hayata yeniden bağlandı.
Ahmed Faroq Najem, hayat hikayesiyle Türkiye'de yaşayan diğer mültecilerden ayrılıyor. Ülkesinde yaşanan savaş sırasında bayram ziyareti için Ambar şehrinden Ramadi şehrine, ailesiyle birlikte otomobilleri ile ziyaret eden Ahmed Najem, bir keskin nişancının otomobile ateş etmesi sonucunda belinden vurularak omurilik felci oldu. 2014 yılında akrabalarının vasıtasıyla ailesiyle birlikte Samsun'a yerleşen Ahmed Faroq Najem, 1.5 yıldır yaşantısını burada sürdürüyor. Maddi durumları iyi olmayan, annesi, babası ve 6 kardeşiyle birlikte bir evde yaşayan Ahmed Faroq Najem ve ailesine sağlam olan bir kardeşi çalışarak bakmaya çalışıyor.
Ahmed Faroq Najem, ülkesindeki savaş ortamından kaçıp Türkiye'ye yerleşince hayatı birden değişti. Tesadüf eseri basketbolla tanışan ve Irak Federasyonu'ndan gerekli belgelerin alınmasının ardından Samsun Bedensel Engelliler Gençlik ve Spor Kulübü'nün(BESK) profesyonel sporcusu oldu. Türkiye Sakatlar Derneği Türk Sanat Müziği Korosu'na da katılan Ahmed Faroq Najem, Türkçe şarkıları dili döndüğünce söylemeye çalışıyor.
"TÜRKİYE BANA YENİ BİR YAŞAM FIRSATI SUNDU"
1,5 yıldır Samsun'da yaşayan Ahmed Faroq Najem, Türkiye'deki insanların kendisine çok iyi davrandığını belirterek, "2005 yılında Irak'ta savaş varken bu olay başıma geldi. Ben ve ailem arabayla bayram ziyaretine gidiyorduk. Amerikan askerleri tarafından arabamıza ateş edildi. Araçta bulunanlardan sadece ben zarar gördüm. Basketbola Türkiye'de başladım. Ben sahilde gezerken arkadaşlar beni gördü ve "basketbol oynar mısın?" diye sordular. Ben de "evet" dedim. Hoca beni denedi. "Bizimle devam edebilirsin" dedi. Samsun ve Türkiye'de insanlar gerçekten çok güzel. Burada güzel bir hayat var. Türk insanlar da bize güzel davranıyor. Maddi durumumuz iyi değil. Para yok, iş yok. Babam da Türkiye'ye çok parayla gelemedi. Bir tek kardeşim çalışıyor. O da hasta, bir gün çalışıyor bir gün çalışmıyor. O para da çok az, bize yetmiyor. Burada Türkiye Sakatlar Derneği Korosu'na da katıldım. Türküleri ve Türk müziklerini öğreniyorum. Türkiye'de yaşantımı bu şekilde devam ettiriyorum. İnşallah bundan sonra daha güzel şeyler olur" dedi.
"HAYATI BOYUNCA GÖRMEDİĞİ ŞEYLERİ TÜRKİYE'DE GÖRMEYE BAŞLADI"
Ahmed Faroq Najem'in basketbol hocası BESK Erkek Basketbol Takımı Antrenörü Hayri Kıyıcıoğlu, Ahmed'in Türkiye'ye geldikten sonra bambaşka bir hayatının olduğunu belirterek, "Ahmed, gerçekten çok efendi bir çocuk. Girişken, ne istediğini bilen, arkadaşlarına ve bize karşı oldukça saygılı bir insan. Bizimle çok iyi ilişkiler kurdu. Ahmed'in lisansını çıkarabilmek için 1 yıl Irak Federasyonu ile uğraştık. Lisansı çıktıktan sonra bu sene bizimle beraber oynamaya başladı. Ahmet bizim için ayrı bir renk oldu. Ahmed'in hayatı bizimle tanıştıktan sonra çok farklı bir hal aldı. Hayatı boyunca görmediği şeyleri görmeye başladı. Burada arkadaş ortamını gördü. Kendisi gibi engelli olan insanların arasında mutlu olduğunu hissediyoruz. Bir başka ülkeden gelip de yabancı bir ülkede bir topluma kendinizi kabul ettirmek o kadar kolay bir şey değil. Ahmed, hal ve hareketleriyle, spor özlemiyle bu sıkıntıları kısa sürede aştı ve artık bizden biri gibi oldu" diye konuştu.
"AHMED, İNSANLARIN KENDİNİ KABULLENEBİLECEĞİNİN FARKINDA"
Ahmed Faroq Najem'in basketbola başlamasını sağlayan ve en yakın arkadaşı olan Mehmet Kıyıcıoğlu ise, "Sahilde gezerken Ahmed ile karşılaştım. Yanına giderken mülteci olduğu için ilk önce biraz çekindim. Daha sonra muhabbetimiz ilerleyince Türkçeyi de çok iyi bir şekilde öğrendi. Önceden sokaklarda yalnız dolaşamıyordu. Artık Türkiye'yi kendi memleketi gibi gördüğü için her yere tek başına gidebiliyor. Ben bedensel engelliler korosuna giderken birkaç defa yanıma geldi. Kendisi de koroya girmek istedi. Ahmed, maçların haricinde diğer müsabakaları izleyerek zamanını geçiriyor. Ahmed, çekingen biri değil. İnsanların onu kabullenebileceğinin farkında. Iraklı olması, Suriyeli olması veya Türk olması onun için bir ayrıcalık değil. Onunla devamlı bir şeyler yaparak zaman geçiriyoruz" şeklinde konuştu.
