• BIST 9705.43
  • Altın 2430.366
  • Dolar 32.529
  • Euro 34.865
  • İstanbul 25 °C
  • Ankara 30 °C
  • İzmir 27 °C

İnce hem Erdoğan'ı hem de Kılıçdaroğlun'u bombaladı

İnce hem Erdoğan'ı hem de Kılıçdaroğlun'u bombaladı
CHP'nin 18'inci olağanüstü kurultayı ATO Congressium'da başladı. Muharrem İnce partililere hitap etti.

CHP'nin 18'inci olağanüstü kurultayı ATO Congressium'da başladı. Genel Başkan adayı Muharrem İnce, konuştu. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 944, Muharrem İnce ise 177 imza ile Genel Başkanlığa aday gösterilmişti.

İşte İnce'nin konuşmasından satırbaşları:

Cumhuriyet Halk Partisi'ne selam olsun. 

Dostlarım, yoldaşlarım, omuzdaşlarım, CHP'li kardeşlerim. Umut inanmaktır, umut inandırmaktır. Yaşama şekil vermektir umut. 

Bizim için imkansız yoktur. Bizim için bahane yoktur. Bir sözün içinde yürek varsa, o yürekte bir alev varsa, o alev vatan sevgisiyse, o alev Cumhuriyet Halk Partisi sevgisiyse zorluk yoktur, engel yoktur.

Bütün düğümleri çözmeye, acıları dindirmeye, gözyaşlarını silmeye, yoksulluğu kader olmaktan çıkarmaya, umutları yeşertmeye, karanlığı esareti akılla ilimle hukukla boğmaya kararlı olduğumuzu söylemek için buradayız. 

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi'nin ışıkları sabaha kadar yanacak. Onun için buradayız. Seçim akşamları genel merkezin önünü cenaze evi değil panayıra döndürmek için bu kürsüdeyim. 15 yaşındaki Berkin'in anasını meydanlarda yuhalatan o adamı oradan indirmek için buradayım. Askere giderkenmezhebini sormayıp, askerde şehit olduğunda, o şehidin cemevindeki cenazesine katılmayan devlet erkanına hesap sormak için buradayım. 

Evlatlarımızın sokaklarda sopalarla dövülerek öldürülmemesi için buradayım. Özgürlük diyenleri gazlatmamak, coplatmamak için buradayım. Aile boyu imar rant arsa villa dolar euro sevdasına düşmüş bir Başbakan'a Atatürk'e İsmet İnönü'ye iki ayyaş dedirtmemek için buradayım. 

Zonguldak'ta Soma'da Balıkesir'de Maraş'ta madencinin ölümü kader dedirtmemek için, Uludere'de çocukların bombalanmaması için buradayım. 

El Nusra gibi IŞİD gibi kafa kesen terör örgütlerini komşumuz yaptırmamak için, gençleri bu örgütlere kaptırmamak için buradayım. 

Evindeki paraları sıfırlayan, haram paraları sayma makinesiyle sayan, hırsızlığı kapatmak için yargıyı kendine bağlayan Cumhurbaşkanını yüce divana göndermek için buradayım. 

Bu cennet ülkemin topraklarından bereket fışkırtmak için, gençlere özgürlük şarkıları söyletmek için, gençlerin kadınların ezilenlerin tüm yaşamların umudu olmak için buradayım. 

Emek demek, ekmek demek için buradayım. Yağmacılara inat, çocuklarımıza güneşin doğuşunu yaşatmak için buradayım. 

CHP'de demokrasiyi kurumsallaştıracağız. Bütün adaylıkları önseçimle yapacağız. Kişilerin değil ilkelerin partisi olacağız. Artık CHP'de umutsuzluk yerini Atatürk'ün düşman çoksa yenilir, para yoksa bulunur, ordu yoksa kurulur sözlerine terk edeceğiz. 

Artık bu partide genel başkanın ne zaman çekileceği tartışılmayacak tüzükte yazacak. Tüzük diyecek ki, genel başkan olduktan sonra ilk iki seçimde partiyi birinci parti yapamazsan gidersin. Bu sayın Kılıçdaroğlu için de geçerli olacak, benim için de geçerli olacak. ilk iki seçimde birinci yapamayan gider. Artık millet CHP'nin genel başkanı ne zaman gidecek diye beklemeyecek. Biz ise ülkenin sorunlarını konuşacağız. 

Artık CHP, Tayyip Erdoğan'ın Bülent Arınçla kavgasından, Abdullah Gül'le çekişmesinden medet uman bir parti olmayacak. 

Seçim meydanlarında ey muhalefet ben birinci olmasam istifa ederim diye efelenen Erdoğan olmayacak çünkü bunu CHP'nin tüzüğü yapacak. 

CHP'de sağa açılmayı, sola açılmayı tartışmalıyız. Biz program partisiyiz. Bu program üyelerimizle, ülkemizle kendimizle bir sözleşmedir. Bu programımızı kabul eden, tüzüğü kabul eden, geçmişte nerede siyaset yaparsa yapsın gelip bizim partimizin bir neferi olabilir. Partimizin ilkelerini benimsememiş kadrolar birlikte geleceğe yürüyemezler. Halk muhafazakar, halk sağda, oy sağda, o zaman sağdan bir aday bulalım oylar da çantada keklik olsun mantığı doğru değlidir. Seçmene saygısızlıktır, seçmene hiledir. 

Seçmene diyoruz ki, ben sağcı değilim, ama seni kandırmak için bu sağcıyı öne sürdüm hadi gel oltaya diyorsun. Bu mantığı doğru bulmuyorum. Biz bu toplumun sol değerlerle daha mutlu olacağına inanıyoruz. Daha başarılı olacağına inanıyoruz. Bizim varoluş gerekçemiz bu. 90 yıllık Cumhuriyeti kuran parti başkentinde, kendi kadrolarında bir aday bulamıyorsa yazıklar olsun. Yazıklar olsun. 

Beni CHP'li zannederler diyen birini Başkent'ten aday yapıyorsak hepimize yazıklar olsun. Sağdan oy istemeye evet. Hiçbir itirazım yok. Partiye yeni isimler kazandırmaya evet. Ama kendi ilkelerimizden vazgeçmeye, değerlerimizden uzaklaşmaya, başkalaştırmaya, değerlerimizi itibarsızlaştırmaya hayır. 

Nasıl oy alacağız? Nasıl sağdan oy alacağız? Bireyi önemseyerek, farklara saygı duyarak, bireyin çıkarlarının korunmasına yardımcı olarak, haklarını özgürce kullanmasının koşulalrını yaratarak herkesin sağcının solcunun hatta sandık başına gitmeyenin oyunu alabiliriz. Kendimiz olarak alabiliriz. Ecevit yüzde 42'yi nasıl aldıysa biz de öyle alabiliriz. 

CHP bir büyük ırmağa benzer. Doğduğu kaynağı düşünün. CHP'nin bu kaynağı Kuvayi Milliye ruhudur. Erzurum ve Sivas kongresidir. CHP'nin ruhu kökü özü o Sivas kongresinde 18 yaşında mandaya karşı çıkan Hikmettir. 

Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk cemiyetinden doğar o ırmak. Bu ırmağa denize giderken yani iktidara giderken yolda pek çok dereler katılır, bunların amacı ırmağı büyütmektir. Katılan derelerin amacı ırmağın debisini artırmaktır. Onu güçlendirmektir. Sonradan katılan derelerin amacı ırmağı bulandırmak olamaz olmamalıdır. Sonradan katılan bir dere benim kaynağımı sorgulayamaz. Haddi değildir Kuvayi milliyeyi sorgulamak. Bu derelerden önemli bir dere sosyal demokrasidir, özgürlüktür, dayanışmadır, kardeşliktir, insan haklarıdır. Bu dere sosyal demokrasi deresi bize büyük güç katmıştır. Bizim daha özgür ve çağdaş parti olmamaızı sağlamıştır. 

Son yıllarda merkez sağdan gelen arkadaşlarıma sesleniyorum. Adalet partisi çizgisinde siyaset yapmış arkadaşlarıma sesleniyorum. Cumhuriyet ilkeleri, laiklik, Atatürk konusunda, yaşam biçimi konusunda hiçbir farkımız olmayan bu arkadaşlarımza sesleniyorum, siz kaynağımız bir kökümüz bir çıkışımız bir, 1950'de ayrıldınız yeniden geri döndünüz bu kadar. 

Bizler bu yolculukta sosyal demokrasinin evrensel ilkelerine uyan bir toplumu kurmak istiyoruz. Bizim sorunumuz bu değerleri benimsememiş, kendi siyasi kulvarında başarısız olmuş, kendi partisini batırmış, kendisi bitmiş, şurda burada siyaset yapmış insanların CHP'nin kurtarıcısı gibi görülmesidir. Sorun buradadır. Bu zihniyet CHP'yi başarıya götüremez. Bu düşüncenin özgüveni yoktur. 

Sağdan soldan her kesimden oy alabiliriz. Şımarıklık yapıyor değilim ama Yalova'da seçimler iptal olduğunda devlet oradaydı, Bütün büyükşehir belediye başkanları oradaydı, başbakan oradaydı, sağcılaşmadan sağdan oy aldık. Dik durarak aldık. Sağcılaşmadan aldık. Sağcılaşmadan sağdan oy aldık, bir butik kentte bunu başardık. Emin olun Türkiye'de de bunu başarabiliriz. 

Son seçim cumhurbaşkanlığı seçimi. Bu seçimde içime yara olan, dert olan, beni üzüntülere gark eden olayı anlatayım. Partinin üç grup başkan vekilinden birisiydim tv'den öğrendim adayımızı. 81 il başkanı bilmiyor, parti meclis üyeleri bilmiyor, milletvekilleri bilmiyor sadece genel başkan biliyor. 

Anket yapıldı, kimi aday görmek istersiniz diye, içinizden bir Allah'ın kulu Ekmeleddin İhsanoğlu yazdınız mı? 

O zaman onun dediğini niye yaptınız. 60 meclis üyesi size sesleniyorum. Lİstede olmak mı önemli dik durmak mı daha önemli. Bence dik durmak daha önemli. 

Arkadaşlarımın pişmanlık yaşadıklarını gördüm. Sayın Kılıçdaroğlu risk aldım dedi. Sayın Genel Başkan ile ayrıştığım yer şurası. Risk almakta kazanmak veya kaybetmek vardı. Ben Ekmeleddin İhsanoğlu adını duyduğum anda yüzde 100 başarısızlık gördüm. Bu risk değil ki. Yani Tayyip Erdoğan gibi birinin karşısına, meydanlara çıkamayan, miting yapamayan birinin seçim kazanma ihtimalini nasıl görüyorsunuz. Bu risk değil bu öngörüsüzlük, siyaseti bilmemektir. Baktım ki, olan oldu. Aday yapıldı. Şimdi dedim yine kurtarabiliriz işi. Bir yöntem değişikliği önerdim. Dedim ki MHP ile birinci turda çatı kurmayalım. MHP ayrı aday çıkarsın. Biz ayrı çıkaralım. Hatta birden fazla aday çıkaralım. 20 Arkadaşımız imza versin, daha muhafazakar kesimden oy alacak onlara propaganda şansı sağlayacak birini aday gösterelim. Bir tane daha CHP'nin dışındaki sola sıcak gelecek arkadaşı aday gösterelim. Dört aday olsun, en yüksek oyu kim alısa ikinci turda onu destekleyeceğiz diyelim dedim. Katılım yüzde 74 değli yüzde 90 olurdu. Bu durumda Erdoğan birinci turda seçilemeyecekti. 

Ama sakalım olmadığı için dinletemedim. Eğer bu yöntemi uygulasaydık, Erdoğan bugün cumhurbaşkanı değildi. Ben isim önermedim, matematik önerdim matematik. 

Bir cumhuriyet düşmanının, kendini aklayamamış bir adamın, Çankaya'yı bile yıkan bir adamın seçimini hazmedemiyorum. Siz hazmediyorsanız bilemem. 

Sayın Kılıçdaroğlu'nu kişi olarak çok severim. Kişisel bir sorunum yok. Onun namuslu bir adam olduğundan hiç şüphem yok. Ama uyguladığı yanlış politikalarla Erdoğan'a cumhurbaşkanlığını hediye etmiştir. Ben buna isyan ediyorum. Ben bunu hazmedemiyorum. Hazmetmeyeceğim. Hazmedenler hazmetsin. 

Disiplinden söz ediyoruz. Disiplin olacak diyor sayın Genel Başkan. E disiplinsiz davranan kendisi. Parti meclisini dinlemedi. Grubunu dinlemedi, tek başına karar verdi. Disiplinsizlik yapan kendisidir. 

Dün bir gazetede masaya yumruk vuracağım diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, siparişle masaya yumruk vurursanız sadece eliniz acır. Kimse korkmaz. Siz demediniz mi ben bu partide korku duvarlarını yıkmaya geliyorum diyen. Bunu siz dediniz. İlk genel başkan olduğunuzda 40 bin kişiye konuştunuz. Yazık değil mi düğün salonunda kurultay yapıyoruz şimdi. Niye düğün salonunda yapıyoruz?

Şöyle salonlar doluymuş. Ben düğün yapacağım dedim aradım bütün salonlar boş. Neden aday oldun diyorlar. İşte bunun için aday oldum. Bu partiye düğün salonlarında kurultay yaptırmamak için aday oldum. 

Partiliye sopa göstermek, disiplin kurullarıyla tehdit etmek, seni disipline veririm demek disiplin değildir. Zabtü rapttir. Bununla parti yönetilmez. 2010'da genel başkan olduğunuzda sokakta umut vardı, tek çatlak ses yoktu. Çünkü sizin başbakan olduğunuza inanıyorduk. İşler kötüye giderse disiplin olmaz. İşler kötüye gidiyor. 

Bir öğretmen düşünün, bir elinde sopa, bir elinde not defteri. Sınıfı susturabilir. Sadece susturur. Başarıya taşıyamaz. Öğretmen sınıfı ne zaman başarıya taşır? Çocuklar öğretmene baktıklarında onun bir matematik dehası olduğuna inanırsa, ondan öğrendikleri matematikle sınavda başarılı olacağına inanırsa, yani partinin üyeleri de sizin başbakan olacağınınza inanırsa, milletvekilleri bakan olacğaına inanırsa kendiliğinden disiplin sağlanır. Sopayla disiplin olmaz. Disiplin başarıya odaklanmayla olur. 

Seçmenlerimizi sandığa tıpış tıpış değil koşa koşa göndermek istiyoruz. Bunun için buradayız. Benim amacım birlikte haykırmak. Benim amacım birlikte yaptığımız bu haykırışı, memleketin en ücra köşesine yaymaktır. Amacım AKP'nin oluşturduğu gündemde savrulan bir CHP değil, kendi gündemini Türkiye gündemi yapan CHP'dir. 

Benim amacım basın iş dünyası karşımızda, paramız yok bahanelerine sığınan CHP değil, başarıya inanan CHP yaratmaktır. 

Benim amacım umudun CHP'si, başarının CHP'si, demokrasinin CHP'si yaratmaktır. Türkiye için CHP için demokrasi vaat ediyorsun, sen hiç önseçimle geldin mi diye sordular. Hayır üç kez vekil oldum üçünce de merkez yoklamasıyla geldim. Ama ben oradan geldim ama, partinin selametinin ön seçimde olduğunu görüyorum. İsmet Paşa'ya bir gün laf atıyorlar. Meclis'te diyorlar ki, tek adam diyorlar. İsmet Paşa dönüyor diyor k, doğru söylüyorsunuz ben tek adamlıktan demokrasiye geldim, siz demokrasiden tek adamlığa gitmek istiyorsunuz aramızdaki fark bu. 

Ben merkez yoklamasından ön seçime gitmek istiyorum, sayın Kılıçdaroğlu demokrat CHP diyerek geldi, tek adamlığa gidiyor. Aramızdaki fark bu. 

Türkiye'de bir zalim diktatörleşiyor. Bir zalim Recep Tayyip Erdoğan denilen bu zalim diktatörleşiyorsa direniş haktır. Ben bu direnişi örgütlemek için buradayım. Bu direnişin başına geçmek için buradayım. Ben başınızı dik gezdirmek için buradayım. O balkondan konuşan faşist lideri meydanlarda konuşan bir solcu lider olarak susturmak için buradayım. 

Benim amacım muhalefete razı olup, RTÜK'e, İş Bankasına üye atamaya razı olmak değildir, ben vali atamak, müsteşar atamak, genel müdür atamak için buradayım. 

Önce emek diyen, ekmek diyen bir partiyi yüksek sesle dillendirmek için buradayım. Bu bozuk düzeni yıkıp yerine hakça bir düzen kurmak için buradayım. 

2015 bir kader seçimi olacak. Bu köprüden önce son çıkıştır. Eğer CHP yüzde 24 bir oy alırsa, 367'yi bulacak, Erdoğan Başkan olacak. Ondan sonra CHP'ye kimin genel başkan olduğunun hiçbir önemi kalmayacak. Sayın Kılıçdaroğlu ile bu seçime girdiğimizde, imza veren kardeşlerime soruyorum, eğer sokakta manav, bakkal, kasap, doktor, terzi, komşunuz, size diyorsa ki, sayın Kılıçdaroğlu bu sefer başbakan olacak diyorsa, devam edin. Demiyorsa bir umudun yanına gelin. 

Eğer halkın umudu Kılıçdaroğlu ise inanın ki sizin kadar ben de sevinirim. Sokak böyle demiyor. 2010'da böyle diyordu. Ama artık demiyor. Ben bunu görüyorum. Bunu gördüğüm için sizleri uyarmak istiyorum. Size bir şey söylemek istiyorum. 

Çetin Altan yazsaydı Türke Türk propagandasına gerek yok derdi. Bana burada Başbakan Kılıçdaroğlu diye bağırmanıza gerek yok. Sokakta insanlar bağırıyor mu ona bakın siz. Sokağa bakın. 

Siz benim kardeşimsiniz, hepiniz kardeşimsiniz. 

Bu hava seyre gelmez yoldaşlar. Değişim zamanını kaçıranlar için, gelecek zor olur. Zaman kayıp akar, aydınlık gedik kalır, Türkiye'ye yazık olur dostlarım. Halk yoksa hak ve özgürlükler yoktur. 

Bizler Kürtlerin ve Alevilerin sorunlarını sol yöntemlerle çözeceğiz. Afedersiniz Ermeni diyen çağdışı bir kafa bu sorunları çözemez. Biz önce samimi olacağız. Diyarbakır'da ne diyorsak, Rize'de İzmir'de aynısını söyleyeceğiz. 

Bir özgürlük ve hak talebi varsa talebin kimden geldiğine bakmayacağız. 

Meydanı bir hırsız, bir çapsız ve çok sayıda arsızlara bırakmayacağız. 

Erdoğan camlardan okuyor. Ey Cehape diyor. benzettim mi? Allah benzetmesin. 1071'de Romen Diyojen güllelerle saldırıyordu, Alparslan Allah Allah diyor diyordu. 

1071'de ne güllesi. Adam sallıyor. Sonra Ey Cehape, Çanakkale savaşına niye karşı çıkmadın diyor. Çanakkale 1915, daha CHP yok. 

Sayın Kılıçdaroğlu bu okuması yazması olmayan adamı yenemediğiniz için isyan ediyorum. Yenemediğiniz için haykırıyorum. 

Benim dedem de şehitti diyor. Şehitlik belgesini gören olmadı. Gürsel Tekin senin hemşehrilerin onlar. Sen bir sor. 

Palavra atıyor, tarih bilmeyen bir cahile seçim üstüne seçim kaybediyoruz. Ben bunları yenmek istiyorum. 

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim