• BIST 9712.95
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 28 °C
  • İzmir 24 °C

İlk 6 Ay Mutlaka Anne Sütü

İlk 6 Ay Mutlaka Anne Sütü
Diyetisyen Serap Akyol, bebeklere doğumdan sonra ilk 6 ay mutlaka anne sütü verilmesi gerektiğini belirtti.

Diyetisyen Serap Akyol, bebeklere doğumdan sonra ilk 6 ay mutlaka anne sütü verilmesi gerektiğini belirtti.

İrene Diet&Wellness Kliniği'nden Diyetisyen Serap Akyol, anne sütünün, insanoğlunun ilk tanıştığı besin olduğunu kaydederek, "Sütü insanlar için bu derece elzem yapan tabii ki içeriği. Anne sütü ve diğer sütlerin içeriği farklı olsa da, anne sütü özelikle ilk 6 ay bebekler için temel yaşam kaynağıyken, diğer sütler de insan sağlığı için ileriki yaşlarda oldukça gerekli birçok besin öğesini içerir. Anne sütünün protein içeriği büyük oranda whey proteinleridir. Bu proteinler bebeklerde alerjik etki yapmazken, büyüme ve gelişmeleri için elzem aminoasitleri içerir. Anne sütü ayrıca bebeklerin bağışıklık sistemini güçlendiren laktoferrin gibi birçok öğe içerir ve bebeklerin ilk altı ay ihtiyacı olan tüm vitamin mineral ihtiyacını karşılar. Anne sütünün bir diğer önemi ise içeriğindeki bakterilerdir. Bu bakteriler bebeklerde sindirim sisteminin düzenlenmesinde büyük rol oynayan probiyotiklerdir. Özellikle anne sütü, bebeğin intestinal florasında bifidobakteri sayısının artmasını sağlar. Bebek mamalarına göre anne sütüyle beslenen bebeklerin enfeksiyon hastalıklarına yakalanma oranının daha az görülmesinin sebebinin bu bakteriler olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Bu yüzden bebek mamalarına probiyotik ilavesi ile anne sütüne benzer etki sağlanmaya çalışılmıştır. Yine birçok çalışma, anne sütünün çocuklarda akut ishali önemli derecede önlediğini vurgulamıştır. Tüm bunlar bize anne sütünün bebekler için ne derece önemli olduğunu göstermektedir" diye konuştu.

Yaşamın her evresinde özellikle büyüme çağındaki çocuklarda, gebelerde emziklilerde ve yaşlılarda sütün çok önemli bir besin olduğunu kaydeden Diyetisyen Serap Akyol, şöyle konuştu:

"İçeriğinde C vitamini ve demir dışında, kalsiyum ve fosfor başta olmak üzere birçok vitamin ve mineraller bulunmaktadır. Temel protein kaynaklarımızdan olan süt, özellikle riboflavin gibi B grubu vitaminlerini içermektedir. Süt proteinlerinin vücutta kullanım oranı yüzde 90'larda olup, bağışıklığı güçlendirmede ve vücut ağırlığının kontrolünde etkilidir. Sütün içeriğinde bulunan yağ asitleri de yağda eriyen vitaminlerin emilimini sağlar. Özellikle çocukların sinir sistemi gelişimlerine olumlu etkisi vardır. Hiçbir besinde olmadığı kadar fazla ve kullanabilirliği yüksek kalsiyum minerali içeriğiyle, kemik dokusu hücrelerinin oluşumunu sağlar. Yaşlılarda ise kemik dokusunun kaybını azaltmaktadır. Kadınlarda osteoporozis riskinin arttığı yaşlarda kalsiyum ve D vitaminin en önemli kaynağı süttür. Süt karbonhidratı olan laktoz da ince bağırsaklardan kalsiyum emilimini arttıran önemli bir faktördür. Laktoz, beyin ve sinir hücrelerinin oluşumunda ve bağırsak hareketlerini düzenlemede de yardımcıdır. Süt, D vitamini kaynaklarından biridir. Kandaki D vitamini düzeyinin yeterli olması, bağırsaktaki kalsiyum emilimine yardımcı olur. Kemiklerde kalsiyum birikimini sağlaması ve kandaki kalsiyum seviyesinin kontrolü bakımından sütün her gün yeterli miktarda tüketimi sağlanmalıdır. Özellikle büyüme çağındaki çocuklarda raşitizm, yetişkinlerde osteomalasia (kemik yumuşaması) ve ileriki yaşlarda görülen osteoporoz gibi her yaşta görülebilecek kemik hastalıklarında D vitamini ve kalsiyum önemlidir. Ayrıca süt, fosfor ve kalsiyum içeriğiyle kemik ve dişlerinizde koruyucu ve güçlendirici etki gösterir. Her yaşın olmazsa olmaz besini olan sütün, bebeklikten ilerleyen süreçlerde sindirim sistemi geliştikçe tüketim çeşitleri de artmaktadır. Ülkemizde en çok tüketilen süt, inek sütü olmakla birlikte, keçi sütü, soya sütü, badem sütü gibi birçok süt çeşidi daha mevcuttur. Bazı özel durumlarda sütün içeriğindeki laktoz sindirim problemlerine yol açabilir. Bu durum laktoz intoleransı olarak bilinir. Sütün olumlu etkilerinden mahrum kalmamak için, bu sorunu yaşayan kişiler laktozsuz süt tercih edilebilir. Ayrıca badem sütü de laktoz içermeyen iyi bir alternatiftir. Tıpkı diğer süt ürünlerinde olduğu gibi kalsiyum deposudur. Badem sütü günlük ihtiyaç duyulan E vitaminin yüzde 125'ini karşılamaktadır. Fakat inek sütüne göre daha az protein içerir. Yine bunların dışında soya sütü ve Hindistan cevizi sütü de badem sütüne alternatif bitkisel protein kaynağı olarak tüketilebilecek sütler arasındadır. Yaşa, cinsiyete ya da özel durumuna göre değişmekle beraber günlük 2-3 porsiyon süt ve süt ürünleri tüketimi ihtiyacı karşılamaktadır. Fakat dikkat edilmesi gereken nokta tam yağlı sütlerin yağ miktarı yüksektir ve bu nedenle fazla tüketilmesi kilo alımına sebep olabilir. Yarım yağlı, yağı azaltılmış sütler kilo kontrolünü sağlamak için tercih edilebilir."

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim