Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, CHP Çekmeköy İlçe Teşkilatı’nın Ordulular buluşmasına katıldı.
Başbakan Erdoğan’ın söylemlerini ve yaşananları eleştiren Şahin, “Mesele memleket meselesi ise amenna ama öyle olmadığı çok açık seçik gözüküyor. Mesele kişisel, mesele iktidar, mesele ihtirastan ibaret.” dedi.
Çekmeköy’de bir salonda gerçekleşen buluşmaya İdris Naim Şahin’in yanı sıra CHP Çekmeköy Belediye başkan adayı Selahattin Yıldırım da katıldı. Gündeme ilişkin konuşma yapan Şahin, “Meydanlarda bir cezbe havası var, bir heyecana kapılmışlık var. O kadar heyecana kapılmışlık ki, bazen şehirlerin adları, bazen liderlerin adları, bazen helaller, bazen haramlar birbirinin yerini almakta. Ağızdan çıkanı maalesef kulaklar duyamamaktadır. Bu kadar cezbeye gelmeye gerek yok. Ancak Allah aşkı insanları bu kadar cezbeye getirirse makul görülebilir, mazur görülebilir ve anlaşılır. İhtiras, iktidar hırsı, dünya hırsı insanları bu kadar çileden çıkarmamalı, bu kadar da kendinden geçirmemelidir. Mesele memleket meselesi ise amenna, ama öyle olmadığı çok açık seçik gözüküyor. Mesele kişisel, mesele iktidar, mesele ihtirastan ibaret.” ifadelerini kullandı.
YENİ ÖCALANA İHTİYAÇ YOK
“Kin, nefret, intikam ve öç duygusuyla yola gidilmez, bir yere varılmaz.” diyen Şahin, “Bu memleketin bir tane ‘Öcalanı’ ı vardı, ama bir tane de ‘öç almak için yola çıkmış birine ihtiyacı yok. Öcalanı’ın temsilcileri her hafta, şimdi her gün, her saatte bu memleketin birliği, bütünlüğü, üniter yapısı ve vatan bütünlüğü üzerinde, devlet bütünlüğü üzerinde pervasızca ileriye geriye konuşuyorlar. İşte belki ben burada cezbeye gelebilirim, bu noktada cezbeye gelinebilir ama bu noktada sus pus olacaksın.” şeklinde konuştu.
AKILLAR, İZANLAR, VİCDANLAR SANKİ TATİLE ÇIKMIŞ
AK Parti’yi ve Başbakan’ı eleştiren Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: “12 Haziran 2009 tarihli Taraf gazetesinin attığı başlıkta ‘AK Parti ile Gülen'i bitirme planı’ adıyla yayınlanan haberde yan yana olacaksın ama bugün mitralyözlerle, bütün silahlarınla karşı karşıya gelip savaşacaksın. Bir siyasi parti olmayan sosyo-kültürel bir kurumu devletin imkanlarıyla, gücüyle karşına alıp ona adeta savaş açacaksın, açma bir tarafa büyük savaşın haberini, büyük taarruzun haberini bugünden vereceksin. Öç duygularıyla, intikam duygularıyla yola gideceksin. Böyle bir şey yok. Siyasetin tarihinde de yok, Allah-u alem sosyal hayatın, medeni hayatın tarihinde de böyle bir şey yok. Buralarda akıllar, izanlar, vicdanlar sanki tatile çıkmış gibi duruyor. Uyarılar geliyor. Muhalefetten geliyor dinlenmiyor, akil insanlardan geliyor dinlenmiyor, medyadan geliyor dinlenmiyor. Bari ben tarafsızım inşallah dinlenir, inşallah duyulur. Ve son, taze haber, Öcalan’ın temsilcilerinden birisi ‘Kürdistan’ın özerkliğinin yeni durumu 30 Mart’tan sonda değerlendirilecek’, diyor. Duyuyor musun iktidar, duyuyor musun hükümet,? Millet duydu ve milletimiz bunun gereğini, takdirini yapacaktır, yapmaktadır. Bu sözlere kulak tıkayamaz bu ülke, 22 milyon kilometre karenin, Osmanlı İmparatorluğu’nun bugüne dönüşümü, Türkiye Cumhuriyeti’ne dönüşümü bir dünya projesiydi.”
İSTİFA DİLEKÇESİNDE DAR OLİGARŞİK KADRO VURGUSU YAPMIŞTI
İçişleri Eski Bakanı ve Ordu Milletvekili İdris Naim Şahin, 25 Aralık 2013 tarihinde AK Parti'den istifa etmiş, istifa dilekçesinde, "Hükümet etmede, niyetlerinden emin olunmayan bürokratik ve politik dar bir oligarşik kadronun tavsiye, yönlendirme ve etkinliğinin tercih edildiği anlaşılmaktadır." demişti.
Şahin, dilekçesinde şu ifadelere yer vermişti: "Kurucuları arasında yer aldığım partimiz, güzel ülkemizde pek çok değişim ve dönüşüme imza atmış, çok önemli kalkınma hamlelerini gerçekleştirmiştir. Bu başarı hikayelerinin bir yerinde olmaktan, yakınmadan hep yakın olmaya ve yük almaya özen göstermiş olmaktan dolayı sevinç ve gurur duymaktayım.
Ne var ki son dönemde artan bir şekilde ülke ve millet varlığı çıkarları ile uyuşmayan; milli değer, anlayış ve duyarlılıklarla örtüşmeyen; ulusal bütünlüğü güçlendirici olmayan söylem, polikita ve uygulamalara tanık olunmaktadır. Yerel ve genel politikaların oluşumunda ve uygulanmasında, ortak akıl ve toplumun samimi istek ve beklentilerini dikkate almak yerine özel akıllı kişiler ve/veya sorgulanabilir anketlere itibareden bir yöntem tarzının benimsendiği görülmektedir. Hükümet etmede, niyetlerinden emin olunmayan bürokratik ve politik dar bir oligarşik kadronun tavsiye, yönlendirme ve etkinliğinin tercih edildiği anlaşılmaktadır. Bölücü terör örgütünün unsurlarıyla yürütülen, ancak milli vidan ve haysiyeti inciten ve mevzu hukuku zorlayan sürecin çözüm özelliği- belki istenmeden-çözülme hayalcilerine fırsat ve olanak sağlar duruma evrilmiştir. Hükümet etme, kuşkusuz milleti ve devleti en iyi şekilde yönetmedir. Devlet kurumlar, kurallar ve ilkeler bütünüdür ve bunlarla değer ve güç taşır.
Ülkemizin bekası ve milletimizin huzuru için bir dönem birlikte ve başarılı görevler yaptığımız güvenlik (emniyet) teşkilamızın fedakar ve vefalı personeline yönelik son günlerdeki uygulamalar ile bağımsız yargı ve tarafsız mensupları hakkındaki düzenleme ve değerlendirmeler; akıl, hukuk ve adalet anlayışı ile izah olunamamaktadır.
Tüm bu politika ve uygulamalar ne yazık ki toplumda hasmane ve ayrıştırıcı duyguları beslemekte, güven azalamasına neden olmakta, bazı gözlerde yaşa ve gönüllerde kırgınlığa dönüşmektedir. Herşeye rağmen, aziz milletimizin ve devletimizin büyüklüğüne ve geleceğine yürekten inanıyorum. Kuruluşunda kolay ve sevinçli bir kararla üye olduğum partimden, zor ve üzüntü veren bir kararla istifa ediyorum. Kaderde yeniden birlikte çalışma imkanının olabilirliği arzusu ile helallik diliyor, yüce Allah'ın yardımcımız olması duasıyla partime saadetler ve başarılar diliyorum."
www.istanbulhaber.com
