Adana'da DİSK, KESK, TMMOB ve Adana Tabip Odası'nın 26 Aralık 2013 tarihinde "Hırsızlığa, Yolsuzluğa Hayır, Hükümet İstifa" adı altında düzenlediği yürüyüşe katılan 4 sivil toplum kuruluşu temsilcisi, "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme" iddiasıyla yargılanıyor.
Adana 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşması öncesi İnönü Parkı'nda ilgili kurumlar Eğitim–Sen Adana Şube Yürütme Kurulu Üyesi Güven Boğa'ya destek verdi. Kurumlar adına basın açıklaması yapan DİSK Genel İş Adana 2 Nolu Şube Başkanı Hüseyin Yaşar Gündoğdu, bahsi geçen eylemde başta Güven Boğa olmak üzere pek çok kişinin polisin şiddetine ve gaz bombalarına maruz kaldığını ileri sürdü. Olaylar sırasında yaralanan ve hastaneye kaldırılan Güven Boğa'nın Adli Tıp Kurumu'ndan aldığı rapor ile Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan Gündoğdu, "Boğa'nın kendisine şiddet uygulayan polislerle ilgili açtığı dava yerel mahkemece takipsizlikle sonuçlandı. Bunun üzerine dava Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) taşınmıştır." dedi.
AYM'den olumsuz bir karar çıkması halinde davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) götürüleceğini dile getiren Gündoğdu, Boğa'nın benzeri içerikli 10 ayrı davayı AİHM'e taşıdığını hatırlattı. AİHM'de görülen "İşkence ve kötü muameleyi içeren" bir dosyanın Güven Boğa'nın lehine Türkiye'nin tazminat ödemeye mahkum edildiğini bildiren Gündoğdu "Arkadaşımızın iç hukuk yolları tükendiği için AİHM'e taşıdığı dokuz ayrı davasından da Türkiye'nin mahkum olma ihtimali çok yüksektir. AİHM'deki dokuz ayrı davanın dışında Anayasa Mahkemesinde de bekletilen iki ayrı dava daha vardır. Yolsuzluk eyleminin ardından "gördüğü kötü muameleden" dolayı Güven Boğa Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmamış olsaydı, inanıyoruz ki bu dava açılmamış olacaktı. İntikamcı duygularla, emek ve demokrasi güçlerini cezalandırmak için açılan bu tür davaları kınıyoruz." diye konuştu.
'Hırsızlık ve yolsuzluklarla" bataklığa saplananların aklandığı, teşhir edenlerin ise cezalandırılmaya çalışıldığı bir sürecin yaşandığını savunan Hüseyin Yaşar Gündoğdu, şunları söyledi: "AKP'nin kin ve nefret üreten politikalarına karşı duran gazetecilerin, yazarların, akademisyenlerin "örgüt üyesi', "vatan haini" olarak yaftalandığı ve tutuklandığı, demokrasi güçleri üzerinde terör estirilen bir süreci yaşıyoruz. Alışmanın, unutmanın, kanıksamanın kabullenmek olduğunu en iyi bizler biliyoruz. Adaletsizlik, hukuksuzluk ve nefret söylemi üzerine inşa edilen bu yağma ve sömürü düzenine alışmadık, alışmayacağız. Sözlüklerden dahi barışın, kardeşliğin adını silmek isteyenlere inat adaletin ve barışın egemen olması mücadelesine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Halklar, inançlar, kültürler zengini bu topraklarda ırkçı–faşizan zihniyetin hakim olmasına izin vermeyeceğiz. Bizler şiddete, yağmaya, talana, yolsuzluğa dün olduğu gibi bu gün de karşı çıkacağız. Bugün Güven Boğa" ya açılan davaların emek ve demokrasi güçleri için farklı statülerde devam ettiğini ve edeceğini de biliyoruz. Ama bu davalar, tutuklamalar, baskılar iktidarın ömrünü uzatmaya yetmeyecektir. Baskıları uygulayanlar dün olduğu gibi yarında halkın karşısında hesap vereceklerini unutmamaları gerekir."
