• BIST 8727.4
  • Altın 2233.211
  • Dolar 32.3346
  • Euro 35.1091
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 6 °C
  • İzmir 13 °C

Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar’dan uyarı

Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar’dan uyarı
Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, Yunanistan'ın ekonomik krizde olması ve neredeyse mal varlığı bulunmaması, her şeyini satmasına rağmen Fransa'dan...

Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, Yunanistan'ın ekonomik krizde olması ve neredeyse mal varlığı bulunmaması, her şeyini satmasına rağmen Fransa'dan 4 adet fırkateyn kiraladığını, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'ın içerisinde olduğu ordunun sınırımıza gelmesi için görüşmeler yapıldığına dikkat çekerek, "Bir şeye hazırlık yapıyorlar. Ama Türkiye'ye hazırlık yapıyor. Ancak biz savaşa değil her duruma göre hazırlık yapıyoruz. Bu coğrafyanın kaderi bu" dedi.

Çorum Belediyesi 8. Kitap ve Kültür Günleri kapsamında Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, Çorumlularla söyleşide bir araya geldi. Programda katılımcılardan gelen soruları yanıtlayan Yarar, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Yunanistan'ın kısa vadede borcunu ödeme şansı bulunmamasına rağmen fırkateyn kiraladığına işaret eden Yarar, "Hayatınızda kiralık savaş aracı gördünüz mü? Duydunuz mu? Vardır ama ben hiç kiralık savaş gemisi duymamıştım. Ortada bir savaş yok. Ekonomik olarak batmış bir ülkeden bahsediyoruz. Tanesini 100 milyon avrodan kiraladılar. 1 milyar dolar parayı savaş gemilerine verdiler. Sizce savaş yokken insan niye savaş gemisi kiralar. Bir şeye hazırlanırlar. Neden Yunanistan Savunma Bakanı açıklamalar yapıyor. Fransa Cumhurbaşkanı neden "Biz Suriye'ye geldik. Özellikle Suriye'yi bombaladık. Türkiye ile Rusya'nın arasını açmak için" diye bir açıklama yapıyor. S-400 savunma sistemini almaya çalışıyoruz. Kıyamet kopuyor. Bu silah falan değil, savunma sistemi. Türkiye kendi savunmak için sistem istiyor. Başka hiçbir şey istemiyor. Bunun alınmaması için o kadar uğraşılıyor. Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'ın içerisinde olduğu ordu sınırımıza gelmesi için görüşmeler yapılıyor. Bir şeye hazırlık yapıyorlar. Ama Türkiye'ye hazırlık yapıyor. Ama biz savaşa hazırlık yapmıyoruz. Biz zaten her duruma göre hazırlık yapıyoruz. Bu coğrafyanın kaderi bu. Bugün tek fark artık başkasından bir şey istememiz. Kendi silah sistemlerimizi yapıyoruz. Adamlar bağımsız bir yere gidiyoruz" dedi.

Türkiye'nin son dönemlerde uzun menzilli füze sistemlerinde önemli adımlar attığını ve dünyada uzun menzilli füze 4 ya da 5 yapan ülkelerden birisi olduğunu dile getiren Yarar, balistik füze sistemlerinde çok iyi olan Ukrayna ile bu alanda işbirliği yapılarak anlaşmaları imzalandığını ancak bu anlaşmalar imzalanınca ABD'nin "Türkiye'nin savunma sanayinde kontrolsüz yükselmesinden rahatsız" olduklarını ifade ederek, sistemlerin Türkiye'ye verilmemesini istediğini açıkladı. "Ne demek kontrolsüz yükseliş" diye soran Yarar, savunma sanayinde dışa bağımlılığın azalması ve vermedikleri silahlarla terbiye ettikleri dönemin bittiği için bu açıklamayı yaptığını ifade etti.

Afrin ve Fırat Kalkanı gibi Türkiye'nin gerçekleştirdiği tüm operasyonlarda silah, mühimmat ve ekipman alımında hiçbir zorluk çekilmediğini dile getiren Yarar, bu operasyonların hiçbirisinde profesyonel olmayan bir personelin dahi kullanılmadığına işaret etti.

Türkiye'nin yıllardır terörle mücadelede Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) talebinde bulunmasına rağmen verilmediğini anlatan Yarar, "Türkiye yıllardır teröre mücadele kapsamında SİHA'lar istiyordu ve bunu bize vermiyorlardı. Türk Silahlı Kuvvetlerini durdurmak istedikleri ana yer Cinderes idi. Bu merkeze TSK girmeden önce SİHA'larla kafalarını kaldırtmadı. Hangi evde kim var, istihbaratı toplandı. Kimseye zarar vermeden teröristleri bulundukları yerde imha etti. Bu sistemlerden bir tanesi koca bir kasayı kontrol altında tutabiliyor. O bir tanesini esirgedikleri Türkiye 15 Temmuz'dan sonra 60 tane SİHA'yı devreye soktu. Çok kolay değil. 60 tane SİHA'sı olan çok nadir ülke var. Türkiye başkalarından icazet almadığı için istedikleri kadar silahlansınlar. Yunan Savunma Bakanı, "Türkiye ekonomik olarak o kadar büyüdü ki savunma sanayinde o kadar gelişti ki bizim artık o arayı kapatmamız mümkün değil. Yapacak bir şeyimiz yok. Dışarıdan alamayız paramız yok ona göre çözüm bulmak zorundayız" diyor. Ama Türkiye ne yapıyor milli proje diyor. 2000'li yılların başında yüzde 30'larda olan savunma sanayi yüzde 70'lerde. Türkiye 10 yılda çığ gibi büyüdü. Bu arada darbe girimi, barikatlar, ekonomik saldılar 17-25, MİT krizi gibi onlarca olayı yaşadı. Ya bunları yaşamasaydı ne olacaktı Türkiye. Ya içimizdeki bu hainler baştan bulunsaydı neredeydik biliyor musunuz?" diye konuştu.

Kendisinin daha önce gündeme getirdiği ve eleştirildiği "Türkiye'nin artık F-16'ları taksi çağırır gibi çağırıyor" sözleriyle ilgili de açıklamalarda bulunan Yarar, "Bunu söylediğimde beni çok eleştirmişlerdi. Diyarbakır'dan uçağa kalkıp Afrin'in bulunduğu bölgeye gittiği süre 14 dakika. Bir ordu ne kadar kısa sürede refleks ise o kadar başarılıdır. İki videoda ne vardı, bir onların yaptıkların her hareketini görüyoruz. İkincisi de güvenlik unsurlarımızın birbirleriyle olan koordinesi. Başbakanımız Fırat Kalkanı'ndan sonra yapılan Afrin Harekatı'nın 57 günde bitmesinin nedenlerinden birisi SİHA ve İHA gibi gelişmiş teknolojik gelişmeyi kullanmamızdır. Bu sayede bunları bu hale getirdik." şeklinde konuştu.

Yarar, sözlerine şöyle devam etti:

"Etkisiz hale getirilen terörist sayısı çok eleştirildi. 2401 iken 2600 gibi rakamlar söyleniyor ya öldürülen terörist sayısı. Türkiye'nin şuanda etkisiz hale getirdiği her teröristin ya kamera kaydı, ya termal kaydı ya da İHA kaydı var. Etkisiz hale getirilenlerde sadece öldürülenlerden değil yaralılar ve teslim olanlardan da bahsediliyor. Türkiye yılda 8 milyar dolarlık silah alırken yalnızca Katar Fuarı'nda 3 milyar 100 milyon liralık tek partide silah satıyoruz. Türkiye insanları gıcık etmeye devam edecek. Memleket şöyle bir şey ya hep beraber yükseliyoruz ya hep beraber aşağı iniyoruz. Silahlı Kuvvetlerimizin araçları çok iyiyse belediyemizin araçları çok kötü olamaz onunda araçları iyi. Belediyenin araçları kötüyse oranın da kötü oluyor. Kaynak bütçedir. Aynı yerden besleniyorsunuz. Bütçe de para varsa veriyor, yoksa vermiyor. Bu memleket ya hep beraber büyüyecek ya hep beraber küçüleceğiz. Buradan çıkmanın tek bir yolu var. Yerli ve milli insanlar. O olmadan çıkamayacağımızı gördük. Bu ülkeye kurtarıcılar nerden geliyordu. Amerika'dan geliyordu. "

"Son dönemlerde yaşadığımız sorunlara bakın bu sorunları aşmamızın tek bir yolu var. Oda milli ve yerli olmak" ifadesini kullanana Yarar, "Zaman zaman Afrin'i kısa sürede geçtiğimizi söylüyorlar. Sonra "Tabi geçersiniz tankınız ve topunuz bu kadar zamanda geçersiniz" diye ekliyorlar. Bende onlara Türkiye'yi çok iyi tanımadıklarını söylüyorum. 15 Temmuz'da meydanlara çıkan insanların elinde silahımı var. O tankın önünde duranların hepsinin kımıldamadan görmedik mi? O gece Ömer Halis Demir'in bir tane beylik tabancısı vardı. Şehit olacağını biliyordu. Fethi Sekin'in iki şarjörü vardı. Son mermisine kadar çarpıştı insanlar ölmesin, diye. Bir tuzak mı var. Evet var. Herkes bir şeye hazırlanıyor. Bizim hazırlanacağımızın bir tanesi bu dönemde kiminle beraber olacağımız konusu" şeklinde açıklamada bulundu.

Afrin operasyonun bir Milli İstihbarat Teşkilatı operasyonu olduğunu açıklayan Yarar, şunları kaydetti:

"Dünyanın her tarafında casusluk faaliyetlerini takip edecek birimler istihbarat birimleridir. Casusluk faaliyetleri özel yetenek ister. Bu eğitimi alan bir tane birim vardır Türkiye'de Milli İstihbarat Teşkilatı. ByLock operasyonlarından çok daha büyük operasyonlar yapıldı Türkiye'de. Adamlar ne şekilde bir araya gelirse gelsin haberleri oluyor Türkiye'de. Son dönemde dışarıdaki operasyonlarına bakıyorsunuz, geliş şekillerine bakıyorsunuz ve diğerlerine. Afrin operasyonunu konuşurken biz Mehmetçiği konuştuk. Aslında Afrin operasyonu bir Milli İstihbarat Teşkilatı operasyonudur. Orda fotoğraflarda yer almadılar deşifre olmasın diye. Şehit olanlar var. Yaralı olanlar var. Deşifre olmasın diye isimleri verilmiyor. Bugün Milli İstihbarat Teşkilatı olması gereken yerde. Devleti koruyan, yurt dışında istediği noktada operasyon yapan bir noktaya geldi. MİT aldığı yetkiyle, TSK içindeki FETÖ gibi yapılanmaların takip edilmesi ile ilgili yetkiyi aldı. İstihbarat faaliyeti yapabiliyor. FETÖ'cü hainlerin sadece 15 Temmuz'da hainlik yaptığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yıllardan beri üretimleri engelleme konusunda yaptılar. Bu ülke Milli İstihbarat Teşkilatı ile operasyon yapıyor. Kendi teşkilatı birimleri gelip o arabaları durdurup arıyor. Aramayı bırak MİT personelini yerlerde sürüklüyor. 4 Temmuz'da çuval olayı yaşadık. Amerikalılar Türk Özel Timi'ne çuval geçirdiler. Hadi o elin gavuru düşman kendi ülke sınırların içerisinde MİT ile ilgili bilgi geliyor. Silah taşınıyor diyorlar. İnen adam MİT personeli olduğunu belirtiyor, kimliğini gösteriyor. Yetkisi olmadan aracın kamera kaydını alıyor, bu kamera kaydını servis ediyor, personelin yere yatırıyor. Ne farkı var. Öbürü düşman bu adam hain. Onu affedebilirsin, kabul edemeyebilirsin bu kadar açık hainlik yapan insanlar sence neler yapmışlardır perde arkasından"

Programı Belediye Başkanı Zeki Gül, Başkan Yardımcısı Turhan Candan, Düvenci Belediye Başkanı Necmettin Yalçın, TÜGVA Başkanı Kerep Ölçer ve davetliler izledi.

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim