Galatasaray’ın efsane kaptanı bağımsız milletvekili Hakan Şükür, FIFA’nın Zürih’te kurmakta olduğu ‘Dünya Futbolu Müzesi’ndeki yerini alıyor.
Türk futbolunun rekortmen ismi, önümüzdeki günlerde Zürih’e giderek müzede sergilenmesini istediği forma, ayakkabı ve diğer objeleri FIFA’ya teslim edecek.
Hakan Şükür’e büyük onur. Kral, FIFA’nın Zürih’te kurmakta olduğu Dünya Futbolu Müzesi’nde yer alacak.
Futbol tarihimizin gelmiş geçmiş en başarılı oyuncusu konumundaki golcü oyuncu, bu özelliğinin yanı sıra 2002 Dünya Kupası’nın 3.lük maçında Güney Kore’ye 11. saniyede attığı golle kırmış bulunduğu rekor için de FIFA bu onura layık gördü.
Şükür, Süper Lig’de 249 golle en çok gol atan oyuncu olmasının yanında 51 golle Milli Takım’da da rekorun sahibi.
Avrupa kupalarında da Galatasaray formasıyla attığı 37 golle bu alanda da zirvede bulunuyor. Şükür, Ay-Yıldızlı formayı 100’den çok giyen 3 futbolcumuzdan biri. Türkiye’nin dışında İtalya ve İngiltere’de de top koşturan Şükür, birkaç kez dünya karmasında yer aldı.
FIFA’nın bu konudaki kararı Şenes Erzik tarafından Şükür’e iletildi. Şükür de böyle bir seçimden dolayı gurur ve onur duyduğunu söyledi.
Bunu kişisel bir ödüllendirme olarak görmediğini belirten Hakan Şükür, “Sonuçta o müzede Türkiye olarak yer alacağız. Bunu daha çok önemsiyorum.
Futboldaki başarılar tek başına kazanılmaz; onlarda her zaman takım arkadaşlarımın da payı olmuştur.” diye konuştu.
Müzede yer alacak Hakan Şükür’le ilgili objelerin seçimi Şükür’e bırakıldı. Şükür de 2000 UEFA Kupası’nı kazandıkları maçta giydiği forma ve kramponların yanında 2002 Dünya Kupası’nda Güney Kore karşılaşmasında giydiği formayı vermeyi düşündüğünü belirtti.
Şükür, önümüzdeki günlerde Zürih’e giderek müzede yer almasını istediği forma, ayakkabı ve öteki objeleri teslim edecek.
Bilindiği gibi Hakan Şükür, geçen yıl Altın Ayak ödülüne de layık görülmüş ve dünya futbolunun çok önemli isimlerinin yanına kendi adını da yazdırmıştı. Şükür, bu ödülünü Monaco’da almıştı.
Galatasaray müzesi nerede?
Galatasaray Müzesi, lisenin müştemilatı diye adlandırılabilecek elverişsiz bir yerde iyi-kötü objeler muhafaza edilmeye çalışıldığı bir yerdi. Sonrasında lisenin karşısındaki eski PTT binasında sınırlı bir düzenleme yapıldı.
Hesapça Arena’ya geçildiğinde burada Galatasaray’a yakışır bir müze oluşturulacaktı. Henüz stat bile tam olarak teslim alınmamış olduğundan haliyle müzeye sıra gelmedi.
Bu gidişle, 2000’de kazanılan UEFA Kupası’yla ilgili de Florya ve Arena’daki fotoğraflardan başka bir şey kalmayacak.
Galatasaray, müzeye bütün kulüplerden daha fazla değer ve önem verecek bir kültüre sahip ama uygulamada bunun tam tersi durum söz konusu.
