Aşçı, 5 yıldır şişe kapakları, su borusu, çavdar sapı, plastik top, kase, meyve suyu kutuları, deniz kabuğu ve kozalak kullanarak, ev ve cami maketleri yaptığını söyledi.
Küçük yaşlardan beri inşaatlarda, duvar ustası olarak çalıştığını ve ilkokul mezunu olduğunu anlatan Aşçı, "Maket merakım, çok sonra başladı. Maketlere baktım, herkes yapıyor, 'ben yapamaz mıyım' dedim, yaptım. Güzel de bir uğraş oldu. Gidip kahve köşelerinde dedikodu yapmıyorum, kağıt oynamıyorum, boş durmuyorum, bir şeyler yapıyorum" diye konuştu.
Aşçı, 6 çocuk babası olduğunu belirterek, çocuklarının işleri dolayısıyla Türkiye'yi gezdiğini bildirdi. Gezdiği yerlerdeki camileri incelediğini ve aynılarının maketini yapmaya çalıştığını dile getiren Aşçı, çevresindekiler tarafından özellikle Kabe maketinin dikkati çektiğini aktararak, şunları kaydetti:
"5 sene önce hacca gitmek için müracaat ettim ama çıkmadı. Ben de televizyonda gördüğüm Kabe'nin maketini bir ayda tamamladım. Çavdar sapları, plastik top ve meyve suyu kartonlarını kullandım. Mahalledeki camilerin de maketlerini yaptım, kendilerine hediye ettim. Şimdiye kadar yaptığım cami maketlerini satmıyorum, onları da hediye edeceğim. Benden bir anı olur diye düşünüyorum. Ancak, Kabe maketini kimseye hediye etmeyi düşünmüyorum, kendime saklıyorum. Evimin salonuna koyup, ışıklandırıp seyredeceğim."
Moralim düzeliyor.
Aşçı, 5 yıl içerisinde 25 maket yaptığını ifade ederek, her maketi yaklaşık 15 günde tamamladığını söyledi.
Maketleri bitirdikten sonra yaşadığı hisleri paylaşan Aşçı, "Başarılı olduğum için seviniyorum. Moralim düzeliyor. Ben 72 yaşındayım ama yaşıtlarıma göre moralim çok düzgün" dedi.
Kendisini en çok duygulandıran eserlerinden birisinin de Çanakkale'de görüp yaptığı, "Çanakkale Kalesi" olduğunu vurgulayan Aşçı, ev, cami ve kale dışındaki tek değişik maketinin uçak olduğunu söyleyerek, eserlerini sergileyip, boş vakti olan kişilere örnek olmak istediğini sözlerine ekledi.
Aşçı'nın eşi Meryem Aşçı da eşinin uğraşını sevdiğini ama temizlik yüzünden şikayetçi olduğunu vurgulayarak, kendisine her zaman destek olduğunu, yaptığı eserleri evinin baş köşesinde sergilediğini anlattı.
