Silopi'de teröristlerle girdikleri çatışmalarda yaralanan Samsunlu özel harekat polislerini evlerinde ziyaret eden Canik Belediye Başkanı Osman Genç, "Yayınladıkları bildiriyle terör örgütünün maşalığını yapan hendekçi akademisyenler derhal görevden alınmalıdır" dedi.
Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Silopi'de terör örgütü elemanlarıyla girdikleri çatışmalarda yaralanan Samsunlu Özel Harekat Polisleri Mustafa Kemal Hançer, Muhsin Kaymak, Ayhan Bulut'u evlerinde ziyaret etti. Yaralı polislere "geçmiş olsun" dileğinde bulunan ve onlarla sohbet eden Başkan Genç, terör örgütünü destekleyen bildiriye imza atan akademisyenleri eleştirdi. Canik Belediyesi'nin Nisan ayında düzenleyeceği "Şehir ve Kadın Sempozyumu'na Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden katılacak bir bayan öğretim üyesini sempozyumdan çıkardıklarını belirten Genç, "Yayınladıkları bildiriyle terör örgütünün maşalığını yapan akademisyenler derhal görevden alınmalı ve gençlerimizin bir dakika bile zehirlenmesine izin verilmemelidir" ifadesini kullandı.
"BİR GÜN DEĞİL, BİR SAAT BİLE BEKLENMEMELİDİR"
Türkiye'nin zor bir coğrafyada olduğuna ve uyanık olunması gerektiğine işaret eden Başkan Genç, "Haçlı zihniyeti hala bitmedi. Bu coğrafyada güçlü olmalıyız. Bana göre devlete katliamcı diyen, terör örgütünü tek kelime dahi eleştirmeyen zihniyet haindir. Bu akademisyenlerin bu ülkenin geleceği olan gençleri zehirlemesine bir gün değil, bir saat bile tahammül edemeyiz. Unvanları geri alınmalı ve derhal görevden alınmalıdır. Bu akademisyenler hukuk önünde hesap vermelidir. Bize göre terör örgütüyle ve masum insanlara silah sıkmakla onun propagandasını yapmak arasında fark yoktur. Hükümetimize güveniyoruz, hukuk kuralları çerçevesinde gereğinin yapılacağına inanıyoruz. Biz Canik Belediyesi olarak gereğini yaptık ve bildiride imzası bulunan akademisyeni sempozyumumuzdan çıkardık" diye konuştu.
"POLİSE KURŞUN SIKMAKLA ARASINDA FARK YOK"
Bildiride imzası bulunan akademisyenlerin terör örgütünün maşası olduğunu ifade eden Genç, "Buradaki mesele kendilerine akademisyen diyen grubun terör grubunun üslubunu dayatmasıdır. Bu milletin birliğine ve beraberliğine karşı çıkan herkes bilsin ki bizim karşımızdadır. Bunların bildirisi mandacı zihniyetin yansımasıdır. Hükümetimiz devleti kendilerine aydın diyen bu karanlık kişilerden izin alarak mı yönetecek? Hükümetimiz yetkiyi milletimizden almıştır. Bunlar aydınlığı değil, karanlığı temsil ediyor. Ülkenin birliğini temsil eden herkes aydındır. Buradan soruyorum, o sözde aydınlar acaba uykusunda şehit edilen polis kardeşimizin ailesinin acısını hissediyor mu? Bu bildiriye imza atmakla, polisimize, askerimize kurşun sıkmak, hendek kazmakla, kamu binalarını, dershaneleri ateşe vermek arasında fark yoktur" şeklinde konuştu.
YARALI POLİSLERE KUR'AN-I KERİM VE BAYRAK
Milli hedeflerin ve çıkarların tartışmaya açılmaması gerektiğini de dile getiren Genç, şunları söyledi: "Ne olursa olsun milli ilkeler ortak hassasiyetimiz olmalıdır. Bu hassasiyeti her kim tartışmaya açarsa ihanet etmiş olur. Yayınlanan bu bildiri ihanet bildirisi olmakla birlikte, bu bildiriye imza atanların hukuk önünde hesap vereceğine inanıyorum. Bu ülkenin basını da Milli olmalıdır. "Katliam Ülkesi" başlığını atan gazetenin milli çıkarları düşündüğünden söz edemeyiz."
Başkan Genç, ziyaret ettiği yaralı özel harekat polislerine Kur'an-ı Kerim ve Türk bayrağı hediye etti.
