Türkiye Barolar Birliği(TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, "Hukukun, insan hakları ve demokrasinin üstünlüğünün sağlanmasına çalışılması biz avukatlar için ekmek ve aş meselesi olmuştur." dedi.
TBB Başkanı Feyzioğlu, Kayseri'de düzenlenen Türkiye Barolar Birliği Avukat Hakları Merkezi İç Anadolu Bölge Çalıştayı'nda konuştu. Avukatlara hitap eden Feyzioğlu, farklı farklı görüşlerden gelsek de herkesin savunması gereken şeyin hakimlerin, mahkemelerin tarafsızlığı, bağımsızlığı ve adil yargılama yapabilir hale gelmesi olduğunu söyledi. Hukukun üstünlüğünün sağlanmasına çalışmanın ekmek kadar önemli olduğunu vurgulayan Feyzioğlu şunları söyledi; "Eğer haksızlıkları yarıştıracak olursa emin olun herkesin anlatacağı bir haksızlık öyküsü vardır. Dünün yanlışlarına bugünün yanlışlarını mazeret tutmak geleceğimizi karartmaktır. Dünün hesaplaşmalarını bir kenara bırakıp el birliğiyle yapmamız gereken bu ülkenin yargısını nasıl güvenil hale getireceğimizi konuşur hale gelmektir. Bunun nasıl bir meslek sorunu olduğunu ifade etmeye bile gerek yok. Eğer bir vatandaş dosyasında haklılığını ispatlamak için donanımlı bir avukat yerine tanıdığı olan birisini aramaya başlamışsa ülkede bunun mesleki sorun olmadığını kimse söyleyemez. Bugün tanıdığı olanın yarın olmaz. Şu halde ülkemizde hukukun üstünlüğünün sağlanması, insan hakları ve demokrasini üstünlüğünün sağlanmasına çalışılmasının ötesinde biz avukatlar için ekmek ve aş meselesi olmuştur."
'78 MİLYONU HUKUK VE ADALET PAYDASINDA BULUŞTURMALIYIZ'
Feyzioğlu konuşmasında Türkiye'nin kutuplaştırıldığını da vurguladı. Feyzioğlu şunları söyledi: "Ortak paydada buluşmanın yolu, 78 milyonu hukuk ve adalet paydasında buluşturmaktır. Biz hukukçuların üzerindeki tarihi sorumluluk budur. Şu anda Türkiye'nin maalesef tehlikeli şekilde kutuplaştırıldığı, insanların kamplara ayrıştırılıp o kamplardan birbirine sözlü kurşunlar sıktığı, birinin acısı diğerini mutlu etmeye başladığı ve bunun tahrik edildiği bir dönemde 78 milyonu buluşturmanın yolu hukuktur, adalettir. Bu ülkenin her vatandaşı Türkiye'nin asli parçası olduğunu bilmeli ve hissetmeli. Bu da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla gurur, güven ve mutluluk duymakla mümkün olur. Bunu da adalet ve hukuk paydaşında buluşarak sağlayabiliriz. Elimizde kalan tek kucaklayıcı lisan hukuktur. Eğer müvekkilimize niçin tutuklandığını, ne zaman tahliye edileceğini kanuna dayanarak söyleyemiyorsanız, alın terinizin değeri işte o nispette azalmıştır. Aynı dosyalar hakkında 180 derece zıddı kararlar çıkmaya başlamışsa müvekkilinize "ben bilgimle dosyada fark yaratırım" diyemezsiniz. Artık suçlama, kamplaştırma ve kutuplaştırma devri bitmelidir. Bu sözlerim her bir vatandaşımıza, melek örgütüne, sivil toplum kuruluşu ve öncelikle de siyasi iktidara ve siyasi muhalefetedir.
'ÜLKENİN GURURU YATIRIMCILARI HIRPALAMAMALIYIZ'
Kayseri'nin önemli bir sanayi kenti olduğunu da belirten Feyzioğlu, isim vermeden Boydak Holding ve yöneticilerine yapılan operasyonu eleştirdi. Hukukun üstünlüğü, mahkemelerin tarafsızlığı sağlanmadan yargısal her operasyon ülkenin parçalanmasına, kutuplaşmasına ve yatırımcıların bu ülkeden kaçmasına sebep olacağını vurgulayan Feyzioğlu, "Eğer ülkemizde kalkınma istiyorsak, özellikle sınai kalkınma (biz avukatların ekmeğidir, aşıdır) diyorsak her bir fabrika 100 avukata ekmektir diyebiliyorsak, bu ülkenin gururu olan yatırımları ve yatırımcıları hırpalamamamız, onları hukukun üstünlüğünden mahrum etmememiz gerekmektedir. Hukukun üstünlüğü, mahkemelerin tarafsızlığı sağlanmadan yargısal her operasyon ülkenin parçalanmasına, kutuplaşmasına ve yatırımcıların bu ülkeden kaçmasına sebep olacaktır. Bunun sonuçlarını herkes ve biz avukatlar öncelikle yaşayacaktır. Türkiye'de bağımsız tarafsız ve güven veren bir yargının sağlanması sadece biz avukatların mesleki sorunu olmaktan ötesinde ülkenin kalkınması için de zorunludur. Yapılan kamuoyu araştırmasında yargıya güven ve dolayısıyla yargının vatandaşın hakkını koruyacağına duyulan itimat tarihin en düşük seviyesine inmiş durumdadır." dedi.Cihan
