Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, UNESCO'nun 10 kriterinden 9'unu yerine getiren Dicle Nehri üzerinde inşa edilen Ilısu Barajı ve HES Projesi ile sular altında kalacak Hasankeyf ile ilgili açıklamalarda bulundu. Hasankeyf'e DSİ genel müdürü iken gidip sivil bir vatandaş olarak her tarafını gezdiğini belirten Eroğlu, "Hasankeyf tamamen tahrip edilmiş. Oradaki Artuklu köprüsü tamamen yok edilmiş. Taşları alınmış çeşitli yerlerde bina inşaatında kullanılmış. Ahır ve ev yapımında kullanılmış. Hasankeyf'in tamamı su altında kalıyor. Hasankeyf'te Ilısu Barajını yapmasaydık o yamaçtaki tarihi şehir tamamen kayıyordu ve kendinden yok olacaktı. Biz bu baraj vesilesi ile orayı da güçlendiriyoruz. Yukarıdaki özellikle yukarıdaki tarihi şehri tamamen koruyoruz." diye konuştu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Türkiye Su Enstitüsü 2016 yılı bütçesi görüşmelerine başlandı. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Erdoğlu sunum yaptı. Sunumun ardından milletvekillerinin bütçe üzerine görüşmelerine geçildi. Milletvekilleri orman ve su işleri ile ilgili sorularını yöneltti.
Hasankeyf'e DSİ genel müdürü iken gidip sivil bir vatandaş olarak her tarafını gezdiğini belirten Orman ve Su İşleri Bakanı, "Hasankeyf tamamen tahrip edilmiş. Oradaki Artuklu köprüsü tamamen yok edilmiş. Taşları alınmış çeşitli yerlerde bina inşaatında kullanılmış. Ahır ve ev yapımında kullanılmış. Hasankeyf'in tamamı su altında kalıyor. Hasankeyf'te Ilısu Barajını yapmasaydık o yamaçtaki tarihi şehir tamamen kayıyordu ve kendinden yok olacaktı. Biz bu baraj vesilesi ile orayı da güçlendiriyoruz. Yukarıdaki özellikle yukarıdaki tarihi şehri tamamen koruyoruz. Ayrıca bir takım tarihi eserler dünyada ilk örneği olacak orada Zeynel Bey Türbesi var. Şuanda ihalesi yapıldı özel bir şekilde taşıyacağız. İkincisi Hasankeyf'in fotoğrafını çektik. Dört dörtlük bir ilçe kuruyoruz. Binalara bakın çok iptidai. Dicle Nehri'nin kenarındaki alanlar gecekondularla işgal edilmiş kale kapısı dahil çökmek üzere bunların tamamını ihya ediyoruz. Arkeolojik kazıların tamamını bitirdik. Hatta dünyada örnek bir proje olarak alınacak. Ilısu barajının yapıldığı Ilısu köyü buradaki vatandaşları buradaki kardeşlerimizi etnik kökeni Kürt olan kardeşlerimizi başka bir yere gönderilecek denildi. Orada mağara gibi evler vardı. Bin metrekare üzerine villa tipi evler yaptık. Sosyal donatılarla örnek oldu. Sizin görmenizi de isterim." diye konuştu.
KIBRIS SUYUNDA İMZALANMADI AMA MUTABAKATA VARILDI
Kıbrıs'a deniz altından borularda suyu Geçitköy barajına aktardıklarını belirten Bakan Eroğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Ancak mukavelede var Kıbrıs içindeki içme suyu arıtma tesisi, su depoları, ana dağıtım hatları 477 km. Bunlar kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sular İdaresi tarafından yapılacaktı. Projeleri dahi yapamadılar. Bu gecikiyor suyu veriyoruz hatlar yapılmıyor. Bizim vazifemiz Ala köprü barajından Geçitköy barajına suyu akıtmaktı. Cumhurbaşkanımız bunları da siz yapın dedi. Bizde yıldırım hızı ile çok ileri bir içme su arıtma tesisi, 477 kilometre isale hatlarına depolar ve bunların tamamladık. Kıbrıs tarafına dedik nasıl işleteceksiniz. 7-8 bakan değişti. Karar veremediler. Bizde dedik ki bakın bu su dağıtılmazsa sıkıntılı olur. Arzu ederseniz şebekelerde büyük kayıp var. Bunu birkaç yıl DSİ içme suyu şebekesini ve sulama şebekesini ve atık su kanallarını ve yağmur suyu sistemini yapsın dedik. Karar veremediler. En son aralarında bir ihtilaf oldu ve buraya gelip bizden maliyeden görüşmeler yaptılar ve bir noktaya gelindi."
HDP İstanbul milletvekili Garo Paylan, "İki öneri varmış nedir bunlar?" sorusuna Veysel Eroğlu, "Biri belirli bir süre biz işletelim ve paraları toplayalım. Alt yapılı kuralım. Dünyanın en ileri alt yapı sistemini kuralım. Bizim istanbul'daki bir ilçemiz kadar büyüklüğü. Veya dedik sizin burada belediyelerin altyapısı eski. Büyük su kayıpları var. Yüzde 60'a varan su kayıpları var. İsterseniz bunu yap işlet devret sistemiyle yapın dedik. Son olarak bir mutabakat anlaşması yapıldı. İmzalanmadı ama mutabakata varıldı." diye cevap verdi.
YEŞİL YOLDA 13 AĞAÇ KESİLDİ
Yeşil yol projesinin ormanlık alandan geçmediğini vurgulayan Orman ve Su İşleri Bakanı, "Üstelik şunu yapacağız. Bizim şuana kadar yeşil yol için verdiğimiz alan miktarı 1,6 hektarlık bir ormanda izin vermişiz. Ormanlık alanda kesilen ağaç miktarı 13 adet bu yeşil yolda. Bazen fırtınadan dolayı devrilen ağaçlar kesilmiş bir tarafa istif edilmiş. Bizim orman kayıtları önemlidir bir ağacın dahi hesabı sorulur. Gururla ifade edeyim bu tamamen yukarıdaki yaylaların birleştirilmesi amacıyla. Yaylalara ulaşmak gerekiyor. yolda çok dar." diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, "Karadeniz'de ulaşılamayan yayla yok sayın bakanım." demesi üzerine Bakan Eroğlu, "İrtibat yok. 5 metre genişliğinde iki tarafında da yeşil yol dememizin nedeni bu tamamen ağaçlandıracağız, hatta gelir getirici ağaçlandırma yapacağız. Bütün köy yolların kara yollarının kenarlarını ağaçlandırıyoruz." dedi.
HAVVA ANA RUHSATSIZ BİNA YAPTIĞI İÇİN BELEDİYE MÜHÜRLEMİŞ
Eroğlu, Yeşil yol projesi ile gündeme gelen Havva ana lakaplı Rabia Özcan ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: "Yeşil yolda özellikle Havva ana adı Rabia Özcan. Ayder Yaylası'nda belediye mücavir alan içerisinde kısmen tapulu kısmen vadi içerisinde kadastro tespit harici alanda kendisine ait ruhsatsız izinsiz bina yapıldığından dolayı Çamlıhemşin belediyesi tarafından mühürlenmiş ve imar kanununa 32. maddesi gereğince işlem yapılarak faaliyet durdurulmuş. Ayrıca çocuklarının bir takım kaçak yapı yaptıkları ve pansiyon işlettikleri o alanda bunları özetle belirtmek isterim. Orada araştırdılar gazeteciler tarafından bulundu. Vay Havva Ana diye manşet attıkları için gündeme geldi. Yoksa herkese bu işlem yapılıyor."
