• BIST 9722.09
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 21 °C

'Erdoğan’ın mimarı olduğu çözüm süreci Mehmetçik ve polislerimizi şehit etti'

'Erdoğan’ın mimarı olduğu çözüm süreci Mehmetçik ve polislerimizi şehit etti'
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kazılan hendeklerin içine bin yıllık kardeşliğin imhasını sağlayacak etnik dinamitler...

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kazılan hendeklerin içine bin yıllık kardeşliğin imhasını sağlayacak etnik dinamitler döşendiğini vurguladı. Bahçeli, "Erdoğan'ın mimarı olduğu, canını koyduğu, baldıran zehri içecek kadar gözünü kararttığı çözüm süreci hendek olmuş teröristleri saklamış, silah, bomba olmuş kahraman Mehmetçiklerimizi ve polislerimizi şehit etmiştir." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli başkanlığında Kızılcahamam'da 8-9-10 Ocak 2016 tarihlerinde toplanan Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu, TBMM Grubu toplantıları sona erdi. Basın toplantısı düzenleyen MHP lideri Bahçeli, yapılan görüşmelerin verimli ve başarılı geçtiğini söyledi.

Ortadoğu'daki sancılı, bir o kadar kaotik ve karmaşık atmosferin tarihsel boyutuyla ele alındığını dile getiren Bahçeli, AK Parti'nin zorla dayattığı başkanlık sistemine karşı net tutum ve bakışlarının bir kez daha teyit edildiğini ve bir kez daha billurlaştığını ifade etti. "Tarih, geçmişine sırt dönmüş, kökünden kopmuş, öz değerlerine yabancılaşmış nice devlet ve medeniyetlerin ibretlik çöküşünü kaydetmiştir." diyen Bahçeli, birlik ruhunu kaybetmiş, hedeflerinin gerisine düşmüş toplum ve milletlerin acıklı sonlarının aklı başında herkesin malumu olduğunu kaydetti.

ERDOĞAN SAYESİNDE TÜRKİYE ORTADOĞU'DAN SOYUTLANDI

"Nasıl ki geçmişteki bir hatanın faturasına bugün katlanmak kaçınılmazsa, bugün yapılacak bir yanlışın, atılacak gafil bir adımın bedeli de gün gelecek mutlaka ağır şekilde ödenecektir." diyen Bahçeli, Ortadoğu'nun tekrar bölünmek istendiğini, Ortadoğu'yu yeniden parçalamayı, hücrelerine kadar sömürmeyi; insan ve doğal kaynaklarını tamamen eritmenin hedeflendiğini savundu. Bunun için kaos fitilini tutuşturup, Ortadoğu'yu bütünüyle sömürge kafesine tıka basa doldurmanın projelendirildiğini öne süren Bahçeli, şöyle devam etti: "Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) çıkış gayesi de budur. Arap Baharı isimli isyan dalgasının ana amacı da buna hizmettir. El Kaide, IŞİD, El Nusra, Boko Haram, PKK, PYD ve diğer terör örgütlerinin silahlandırılıp maşa olarak kullanılması, kiralık örgüt kategorisinde görülmesi rastlantı değildir. AKP hükümeti bu küresel oyunlara alet olmuş, cinayet projelerini maalesef ki destekleyerek zalimlerle aynı safa girmiştir. Hiçbir yasal ve anayasal dayanağı olmayan BOP'a, gururla eşbaşkanlık yapan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ortadoğu'nun bugünkü kanlı manzarasında payı ve parmağı vardır.

Türkiye'nin tüm komşularını karşısına alan ve Haçlı niyetlerine kanan AKP'nin, şu günkü dehşet döngüsünde katkısı inkar edilemeyecek düzeydedir. Batı'nın çıkarlarına öyle geldiği için evvela parlatılan, göklere çıkartılan, Arap sokaklarında şöhret kazandırılan Erdoğan'ın çok geçmeden husumet odağı haline gelmesi şüphesiz ki unutulacak, gözden uzak tutulacak bir çarpıklık değildir. Erdoğan sayesinde Türkiye Ortadoğu'dan soyutlanmıştır. AKP'yle Türkiye, tarih ve kültür bağlarıyla sımsıkı bağlı olduğu Ortadoğu'dan uzaklaştırılmış, ötelenmiş, çok açık biçimde dışlanmıştır.

Görüyor ve üzülerek şahit oluyoruz ki, Türkiye Suriye'nin iç işlerine karışmanın vahim sonuç ve çatlaklarını her düzeyde, her şekilde yaşamaktadır. AKP, Irak'ta yanlış ata oynamanın, Mısır'da tarihin yanlış tarafında durmanın, İsrail'de istismarcı tutumların, İran'da tutarsız hamlelerin, Libya'da tenakuz dolu hataların, Kıbrıs ve Kafkaslar'da milli politikalardan keskin savrulmaların bir numaralı sorumlusu ve suçlusudur. Bunu söylemeyi istemezdik, ama Türkiye'nin dış politikası kalmamıştır. Zira AKP artık politikasızlığa, iktidarsızlığa mahkum olduğu kadar; çaresizdir, eli kolu BOP zincirleriyle, eşbaşkanlık zorbalığıyla, stratejik derinlik kilidiyle düğümlenmiştir. Hükümetin hiçbir sözü adresini bulmamıştır. Hiçbir öngörüsü tutmamış, hiçbir hedefi gerçekleşmemiştir."

ÇÖZÜM SÜRECİ HENDEK OLUP TERÖRİSTLERİ SAKLAMIŞ

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun ısrarla bu terör kuşatmasını inkâr ettiğini, bölgeden gelen haberlerin doğruları yansıtmadığını vurguladığına dikkat çeken Bahçeli, gerçeklerin saptırıldığını, milletin kandırıldığını söyledi. Sözde Kürdistan'ın inşasına devam edildiğini belirten Bahçeli, Ortadoğu'dan tüten boğucu ve yıkıcı dumanın Türkiye'yi sardığının altını çizdi.

Yıkım ve çözülmenin asıl hedefinin de Türkiye olduğunu ifade eden Bahçeli, kouşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin Lüblanlaşması, yani etnik ve mezhebi çerçevede ayrılıp birbirine girmesi hız ve ivme kazanmıştır. Cizre, Silopi ve Sur'da Ayn el Arap, yani Kobani provaları yapılmaktadır. Kazılan hendeklerin içine bin yıllık kardeşliğin imhasını sağlayacak etnik dinamitler döşenmiştir. Ve işin daha da vahamet yanı ise, bugünlere açılım, çözüm, barış ezber ve tavizleriyle gelinmesidir. Erdoğan'ın mimarı olduğu, canını koyduğu, baldıran zehri içecek kadar gözünü kararttığı çözüm süreci hendek olmuş teröristleri saklamış, silah, bomba olmuş kahraman Mehmetçiklerimizi ve polislerimizi şehit etmiştir."

KANDİL'E KRİPTOLU TELEFON GÖNDERİP TÜRK ASKERLERİNE PKK'YA OPERASYON YAPMAYIN EMRİ VEREN BU İŞBİRLİKÇİ AKP HÜKÜMETİ DEĞİL MİYDİ?

Başbakan Davutoğlu'nun Afyonkarahisar'da yaptığı konuşmayı da eleştiren Bahçeli, şunları kaydetti: "Davutoğlu boşa konuşmaktadır. Çünkü samimi değildir. Daha düne kadar kamu düzenini ihlal edip devletin egemenlik haklarına meydan okuyan teröristlerle masaya oturup Türkiye'yi pazarlık malzemesi yapan Davutoğlu'nun başında bulunduğu AKP hükümeti değil miydi? Daha düne kadar İmralı'nın ağzının içine bakan, PKK'ya her istediğini demokratikleşme kandırmacasıyla veren bu AKP hükümeti değil miydi? Daha düne kadar Kandil'e kriptolu telefon gönderip Türk askerine PKK'ya operasyon yapmayın emri veren bu işbirlikçi AKP hükümeti değil miydi? Hem süreç ihanetiyle PKK'nın şehirlere konuşlanmasına göz yumarlar, hem de operasyon derler. Hem PKK'nın süreç ihanetinden istifade edip silah ve mühimmatları il ve ilçelere doldurmasını seyrederler, hem de kamu düzenini savunurlar. Hepsinden mühimi ise, hem Oslo'da özerklik ve özyönetim sözü verirler, hem de üniter devlet ahkâmı kesip Türk milletinin aklı ve onuruyla alay ederler. Bunlar yalancı, korkak, nankör ve ikiyüzlüdür. Bunlar Türklüğün hasmı, Türkiye'nin iktidardaki muhalifidir. Türkiye AKP'den ibaret değildir, AKP'ye, kaçak saraya bırakılamayacak kadar da büyük ve muazzam bir ülkedir."

SARAYDAN BAŞINI ÇIKARAMAYANLAR MAZLUM EVLATLARIN ŞEHADETİNE DUYARSIZ

Davutoğlu'nun açıklamalarının talihsiz değerlendirmeler olduğunu dile getiren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: "Davutoğlu, esefle karşıladığımız konuşmasında; kaosa geçit vermediklerini, Türkiye'yi de, gönül coğrafyamızı da zaafa uğratmadıklarını iddia etmektedir. Bu Davutoğlu hangi âlemde yaşamakta, dünyaya hangi gözlükle bakmaktadır? Türk devleti Cizre'de sokaklara tam manasıyla giremezken, Sur ve Silopi'de hala hakimiyet kuramazken, Başbakan'ın kalkıp kaosa geçit vermedik sözü hayal mahsulü, yalan destanıdır. Hele hele gönül coğrafyamızı zaafa uğratmadık sözü ancak cahillere söylenecek bir saptırmadır. Davutoğlu neyden bahsetmekte, kime, neyi anlatmaktadır? Her gün gelen şehit haberleri yüreklere ateş gibi düşmektedir. Saraydan başını çıkaramayanlar, israf ve haram içinde yüzenler; bu milletin oturacak evleri dahi olmayan mazlum evlatlarının şehadetine ya duyarsız ya da kör ve sağırdır. Sayın Davutoğlu, polislerimiz canlı hedeftir, görmüyor musun? Askerlerimiz haince katledilmektedir, anlamıyor musun, hala neyin düzen ve dirliğinden bahsediyorsun? Ortadoğu'da kan gövdeyi götürüyor, Türkiye Suriye'den sonraki vahşet durağı olarak devreye alınıyor, Davutoğlu Erdoğan'la birlikte pembe tablolar çiziyor. Suriye'nin Azez Kenti'nin Duden Köyü'nde 75 Türkmen'in kafası kesildi, AKP'den bir ses, bir telin ve taziye duyuldu mu? Gazze'dekilere ağlayanların, Türk ve Türkmen ölümleri karşısında suskun kalması en hafif tabirle zulme ortaklıktır, cinayetlere payandalıktır. Ülkeyi ve milleti hedef alan operasyonlara, ameliyatlara karşı durduklarını söyleyen Davutoğlu, sen bu asılsız ve uyduruk tezleri kimin adına, kime yaranmak adına seslendiriyorsun? Sağımıza solumuza, önümüze arkamıza ölüm çukurları açılmışken, Erdoğan ve Davutoğlu'nun fildişi kulelerinden, yalan kubbelerinden hakikat kıyımı yapmaları günahtır, ayıptır, millete en ağır hakarettir."

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim