Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Yenikapı'da kalabalık bir kitleye seslendi...
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Başbakan Erdoğan mitinge bu şiirle başladı
Kırılır da bir gün tüm dişliler
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler
Şenlenir evimiz barkımız bizim
Yokuşlar kaybolur çıkarız düze
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze
Sapan taşların yanında füze
Başka alemlerle farkımız bizim
Kurtulur dil tarih ahlak ve iman
Görürler nasılmış neymiş kahraman
Yer ve gök su vermem dediği zaman
Her tarlayı sular arkımız bizim
İstanbul canım İstanbul aşkım sevdam davam kavgam ey İstanbul... Seni yürekten selamlıyorum. Ey Aziz İstanbul... Ey kutlu Peygamberin buyruğuna nail olmuş yüce şehir... Seni kalpten selamlıyorum...
Ey Aziz İstanbul Adalar Arnavutköy, avcılar, Bağlcılar, Başakşehir. Bayrampaşa sizleri selamlıyorum...
Fatih seni gönülden selamlıyorum toprağını sşereflendiren Fatih Sultan Mehmet'e buradan rahmet niyaz ediyorum...
Gaziosmanpaşa, Kadıköy, Güngören Maltepe Pendik... sizleri de selamlıyorum...
İstanbul sana Anadolu'nun Trakya'nın şehirlerinden selamlarını getirdim... İstanbul'un tüm kardeş şehirlerini selamlıyorum...
Bugün dünyanın mazlum mağdur yolda kalmışlar, öksüzleri, yetimleri İstanbul'u izliyor...
Kahire'de oyları çalınmış kardeşlerim sizi İstanbul'u izliyor. Şam'da ciğeri parçalanmış anneler sizi izliyor. Bağdat'ta barışa susamış insanlar sizi izliyor. Varsın birileri montaj desin... Kılıçdaroğlu bak bu montajı nasıl yaptık. Güzel mi beğendin mi bir montaj da sen yap böyle... Taşıma desin bu muhteşem coşkuyu küçümsesin...
Telefon, sürekli soruyorlar İstanbul nasıl. Gelirken aynı şeye muhatap oldum. İstanbul sen her an dildesin, kulaktasın, gözlerdesin. İzleniyorsun İstanbul. Ama Pensilvanya mahremi izliyor, ahlaki olmayan şeyler izliyor. Ama burası güzellikleri izliyor. İstanbul sen Türkiye'nin İslam coğrafyasısın Balkanların umudusun...
İstanbul sen heyben de kınında rahmet aşk taşıyorsun sen fatihin emaneti aziz bir şehirsin...
Biz,kısık sesleriz… minareleri,
Sen,ezansız bırakma Allahım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allahım!
Mahyasızdır minareler… göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allahım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allahım!
Bize güç ver… cihad meydanını,
Pehlivansız bırakma Allahım!
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah'ım!
Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah'ım!
Yarının yollarında yılları da,
Ramazansız bırakma Allah'ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah'ım!
Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız;
Ve vatansız bırakma Allah'ım!
Müslümansız bırakma Allah'ım!
Bugün tuzakları bozuyorsun İstanbul. Bugün bir kez daha dostun kalbine surur, düşmanın kalbine korku salıyorsun İstanbul.
Kardeşlerim Sivas'tan yola çıktık. Bugün Kocaeli'yle 46. şehrimiz. 47. şehir İstanbul. En son Silivri'de buluştuk. Edirne'ye uğradım. Silivri bizim programımızda yoktu.
Şu İstanbul'un dilindeki dua neyse bütün dost ve kardeş şehirlerin dilindeki dua da aynen o şekilde...
Millet oynanan oyunu görüyor. O tertemiz kalbi ile Türkiye'ye kurulan tuzağı görüyor. 1994'te aday olduğumda kimse kazanacağımıza ihtimal vermiyordu. Yolszulukların belediyesi CHP'den.. Kılıçdaroğlu sen bu işten anlamazsın... Seni zaten SSK'dan tanıyoruz. Rahşan affı ile yırttın.
Kocaeli mitinginde bir yaşlı amca illa beni sahneyi alın dedi getirin dedim Yaşlı amca dedi ki beni 2 defa SSK hastanesinde rehin tuttular dedi..
Ben geldiğimde ilk olarak talimat verdim bundan sonra hastanede kimseyi rehin tutmayacaksınız. Böyle bir şeye asla müsade edilmeyecek. Artık istediğiniz hastaneye gidiyormusunuz. Sabrettiniz ve ulaştınız...
CHP demek yolsuzluk demek çöp demek kirlilik demek susuzluk demektir. ben burdan hatırlatıyorum o zaman Ümraniye'de CHP'nindi. O zaman Ümraniye çöplüğü patladı 39 kişi orada öldü. CHP'li belediye vardı o zaman malasef o çöplük 39 kişiye mezar oldu. Nerde onun hesabını soran oldu mu nerede yandaş medya sordular mı...
Kılıçdaroğlu sen o 39 vatandaşımızın hesabını ver önce...
Yolsuzluktan ihraç ettikleri kişiyi şimdi geldiler Büyükşehir Belediye Başkan adayı yaptılar. Niye çünkü ellerinde malzeme yok bunlar felç olmuş felç. ne yaptıklarının farkında bile değiller ama biz gümbür gümbür geliyoruz. Biz milletimize efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik ...
İstanbul'daki elitler benim başkan seçileceğime o gün inanmıyorlardı. Şimdi 30 Mart'ta sadece onlar değil bu milletin telefonlarını dinleyenler var ya Pensilvanya var ya en önemli dersi onlara vereceğiz. Bunların dershanelerinizden yavrularınızı alın. Yıllarca bizi sülük gibi emdiler ya... Sülük zararlı kanı emer. Bunlar bizim helal kanımızı içtiler. Adak dediler, himmet dediler sömürdüler.
Bunlar bizim helalimizi emdiler. Sadaka dediler Kurban dediler Yardım dediler yediler...
Benim sevgili Peygamberimi kamyonete bindirdiler. Senaryolar da bunun onayından geçiyor. Ya sen Hoca mısın Senarist misin...
Bu zat diyor ki; "Hz. Cebrail parti kursa oy vermem"biz de bir laf var. Teşbihte hata kabul olmaz. Bunun yaptığı benzetme rezalet.
Üniversiteli kızlarımızın başını açıp gitmesi için fetva verdi. Çünkü 28 Şubat generalleri öyle istedi.
İyi niyetimizin kurbanı olduk. Başörtülü kızlarımızın başlarını açmaları konusunda fetva veriyor. Niçin 28 Şubatçı generaller böyle istedi. Onun öncesinde başka konuşuyor. Akşam başka sabah başka konuşuyor. 5 ay önce dua 5 ay sonra beddua. Müslüman müslümana dua eder dua.
Şimdi soruyorum; imam-hatipleri kapatanlar belli. Başörtülü kızlarımıza zulm edenler belli. 4+4+4+4 ile imam-hatiplerin orta kısmı açıldı mı?
Sana 17 üniversite için izin verdik. Yurtdışındaki okullara biz referans olduk. Sen bizden ne istedin? Pensilvanya sen Bahçeli ile Kılıçdaroğlu'yla haşrolacaksın. Biz bu meydandakilerle haşrolacağız.
Biz vatan, millet bayrak yolundayız. 4.5 yıl bize aynı şeyi söylediler. Siirt'te Ziya Gökalp'in şiirini okuduk haydi Pınarhisar dediler. Kader dedik. Kaderin üstünde bir kader var dedik.
Bizim elimizde silah yok dediler. Biz hizmetkarız. Ne dedik.
Minareler süngü,kubbeler miğfer,
Camiler kışlamız, müminler asker,
Bu ilahi ordu dinimi bekler,
Bundan rahatsız oldular. Ne oldu? O zaman yandaş medya ne yazdı? Muhtar bile olamaz. Bu milletin iradesini çalamazsınız. Biz bu faşizan 27 mayısçı ekiple mücadele ediyoruz.
Ülkemdeki 77 milyonu beni yaradan Allah yarattığı için seviyorum...
Elinde gazetesi televizyonu olanın çetelerin mafyanın cuntanın hakimiyeti artık Türkiye'de sona ermiştir.
Biz milletin kararına rağmen Türkiye'yi sürekli olarak farklı bir şekilde ele almaya çalışanlara gereken dersi sandıkta veriyoruz. Sandıkta vermeye de devam edeceğiz. Söz de karar da milletindir dedik yola böyle çıktık.
Epey zamandır bir şarkı tutturdular. Demokrasi sandıktan ibaret değildi diyorlar. Sevsinler sizi. Nerden ibaret? Sizin saltanatınızdan paranızdan pulunuzdan ibaret değil mi? Bunlar böyle alıştılar. Dünyadaki ağababaları da bunları böyle alıştırdı. Sandığı küçümseyerek varılacak yer demokrasi olmaz. Sandığı küçümsemek milleti küçümsemektir.
Sandığı küçümsemek demokratik bir davranış değildir. Üstü örtülü bir darbeciliktir. Sandığa saldırmaları sandığı değersizleştirmeye çalışmaları işte bu yüzden. Vesayetin gölgesi siyasetin üstünden kalktıkça bunların sandığa karşı alerjileri artmaktadır. Sandıktan ümitlerini kestikçe şirretleşiyorlar.
Her 10 yılda bir yaptıkları gibi yine milletin önünü kesmeye çalışıyorlar. Ama başaramayacaklar. Meşru iktidarı sokakta devirmenin hesabını yapıyorlar. Sizin hakkınızı hukukunuzu korumakta en ufak bir tereddüt göstermedik göstermeyeceğiz. Bu demokrasi düşmanığına millet düşmanlığına seçkinlik duygusundan ötürü bu kibre geçit vermeyeceğiz.
Eski Türkiye'yi getireceğiz diyor CHP. Şu kafaya bak ya. Eski İstanbulmuş... Eski İstanbul'da çöp vardı hava kirlilği vardı kanalizasyon sokakta akıyordu. Modern bir İstanbul'a bu yakışıyor mu? Artık yeni bir İstanbul ve yeni bir Türkiye var...
Bana gece seanslarında beddua ediyorlar. Varsınlar etsinler. Hiç önemli değil. Bumerang gibi onları vurur. Kötü söz sahibinindir.
Geçenlerde baktım "o uzun bize çok hainlik etti" diyormuş... Şu hale bak. Ya sen ne biçim hocaefendisin ya. Şu hale bak. Ya sen bu noktada eğer dürüstsen... 99'da bu ülkeden neden kaçıp gittin.15 yıldır kaçaksın. Uydurma bir pasaportla kaçtın gittin. İlkokul mezunu ve öbür taraftan da maalesef hak etmediği halde bir pasaportla kaçış. Yıllarca inzivaya çekiliyor. İnzivaya çekildiğini söylüyorlar. Ya Erzurum ne güne duruyor. Neden orada çekilmedin. İstanbul'da Ankara'da Konya'da niye çekilmedin. Mekke'de Medine'de niye çekilmedin. Pensivanya'da ne işin var ya...
Çok oyunlar kuruldu ama bu oyunu siz bozacaksınız siz...
Twitter denen bir olay. Yargının kararı nedeniyle erişime kapatıldı. Yargının aldığı kararlar nedir? Bir vatandaşımız bir hanım kardeşimizle ilgili twitterda son derece alçakça tweetler atmış. Edepsiz ve hayasız tweetler. Onun dışında sahte hesaplar üzerinden bazı şahısların kişilik haklarına yoğun saldırı var. Özel hayatın korunması diye bir olay var. Bunlarda böyle bir şey yok. Bu şahıslar mahkemeye başvurdu. Bu rencide edici içeriklerin kaldırılmasını istiyor. Mahkeme bunların kaldırılmasını istiyor. Bu hükmü TİB'e bildiriyor. TİB Twitter'a diyor ki böyle şikayetler var bu içeriği kaldır diyor. Medya bunu iyi dinle. Günlerdir köşelerinizde yalan yanlış yorumlar yapıyorsunuz. Twitter bunu umursamıyor. Bana geldiğinde ben de dedim ki kendi göbeğimizi biz keseceğiz dedik. Ne gerekiyorsa bunu yapın dedim. Twitter ABD anayasasına İngiltere Almanya Rusya Çin Hindistan'ın kurallarına uyuyor ama mesele Ukrayna Mısır Türkiye olunca diğer devletler olunca Twitter özgürlükten bahsediyor. Tekrar ediyorum belli ülkelerde işbirliği yapıyor ama belli ülkelere gelince kanunları çiğniyor. Biz 3. dünya ülkesi değiliz. Twitter da facebook da youtube da TC yasalarına saygı göstermek zorundadır. ABD Rusya Çin'de nasıl uyguluyorsa Türkiye'de de uygulamak zorunda. Buralarda Gazi Mustafa Kemal'e kutsal değerlerimize ağır hakaretler ediliyor. Buna özgürlük deyip geçecek miyiz? Aile hayatına kişliik haklarına ağır saldırılar var. Buna özgürlük deyip geçecek miyiz? Çocuklar istismar ediliyor ırkçılık yapılıyor buna özgürlük deyip geçecek miyiz?
ABD Başkanı'nın gizli görüşmeleri yayınlansa buna özgürlük diyecek mi? Diyemez... Türkiye'ye gelince mi özgürlük akıllarına geliyor. Ukrayna Mısır sözkonusu olunca mı özgürlük akıllarına geliyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti üzerinde asla ameliyat yaptırmayız. Bizim kanunlarımıza uymayacaksa gereğini yaparız. Burası Muz Cumhuriyeti değil Türkiye Cumhuriyeti'dir... Türkiye CUmhuriyeti bu planlı saldırılar karşısında boyun eğmez.
Özgürlük elden gidiyor diyorlar. Kusura bakmasınlar. Şu Tayyip Erdoğan bu hizmetkarınız kim ne derse desin bizim mahremimizi görüşmelerimizi konuşmalarımızı dinleyen ve dinletenlere karşı sonuna kadar mücadelesini verecektir. Özgürlük adı altında kimse bizim mahremimize giremez.
Cumhurbaşkanımızın kanaati farklı olabilir. Tüm insanları dinlemişler. Yasal mahkeme kararı ile beni dinleyemezsin. Bunlar ahlaksız bunlar sahtekar. Ben artık evimde bile rahat rahat konuşamıyorsam bir başbakan olarak. Telefonla ailemle konuşamıyorsam kimse kalkıp da bu montaj bu uydurma bu dublaj şeylere itibar etmek suretiyle bu ülkede başbakanı yargılayamaz.
Şu medya başta Doğan Grubu Ciner grubu olmak üzere diğerlerinin isimlerini vermeyeceğim. Utanmadan sıkılmadan bize karşı yapılan bu haksızlıkları hala savunuyorlar. Bu ülkenin başbakanına bu hakaretler yapılırken siz nasıl olur da bunları savunursunuz. Haaa söyleyim. Çünkü Pensilvanya'nın onlarla ilgili kasetleri de var! Şantaj var onlarla ilgili şantaj! Yeri geldiğinde onu da açıklarız diyorlar. Geçenlerde bir tane açıklandı. Diğeriyle ilgili de açıklandı. Şimdi korkuyorlar daha ne var. Çünkü batmışlar bataklığa batmışlar. Bundan çekiniyorlar. Kendi devletine güvenmiyor onlara güveniyor. Biz de kusura bakmasınlar gereken neyse bunu yaparız. Öyle tweet mweet anlamam ben bu işlerden. Twitter dürüst davranacaksa her türlü desteği veririz. Facebook ahlaksızlığından vazgeçecekse destek alır. Ama aileleri bozacaksa karşısında Türkiye Cumhuriyeti'ni bulur. Ah kardeşim ah bunlarda neler var neler..
25 Mart'ta şu çıkacak... 30 Mart'ta şu çıkacak... Hangi montajı hangi dublajı çıkarırsanız çıkarın... Ne yalan söylerseniz söyleyin. Bu şantajların alçaklığın altında ezilip gideceksiniz. Daha şimdiden 30 Mart akşamı hangi bahanelerin arkasına sığınacaklarını konuşuyorlar. Prova içindeler. Çamur atmanın provasını yapıyorlar. Büyük senaristleri var Pensilvanya'da. Senaryo yazıyorlar. Bunlar kendilerini ne zannediyor ya! Bize iftira atında millet bunlara oy mu verecek zannediyorlar! Kardeşlerim bu oyunu 30 Mart akşamı bozuyoruz.
Bunların ablaları size geldiler mi? Ne yaptınız? Gönderdiniz değil mi! Bir de partinizi kurun da öyle gelin deseydiniz. Bizim ablalarımız da burada.. Ablalar... 6 gün var... Çok çalışacağız.. Durmak yok yola devam...
İstanbul'da iki aday var. Biri AK Partinin adayı biri Pensilvanya'nın diğerleriyle ortaklaşa çıkardığı aday. Bu İstanbul'daki aday elinden geldiğince dindar görünmeye çalışıyor. Yapabildiği kadar din istismarı yapıyor. Eline yüzüne de bulaştırıyor. Bir gazeteye röportaj vermiş. Hangi gazete? Çok enteresan? Hani şu Pensilvanya'nın yayın organı var ya! Kardeşlerim. Röportajı yapan bu CHP adayıyla dalgasını geçiyor. Tabi bu biraz geçmişte...
Sizlere o röportajdan bölümler aktaracağım. Çok enteresan. Röportajı yapan soruyor. Milletvekili iken iki sözünüzden biri Allah değildi. Cevap veriyor "Hac ziyaretine katıldım." diyor. Kim? CHP'nin İstanbul adayı... Röportajı yapan diyor ki o ziyarette tam arafatta vakfeye varılacağı zaman ortadan kayboldunuz diyor. CHP'li aday öyle bir şey yok diyor. Röportajcı ısrar ediyor. Arafattan kaçtınız diyor. CHP'nin adayı çark ediyor. Evet Hacı olmak istemedim diyor. Sabırlı olun ya dur. Röportaj devam ediyor. Bu İstanbul adayı diyor ki "Hacı olduğunuz zaman yapmamanız gereken metruk olan olaylar oluyor. Gazeteci düzeltiyor. Metruk değil mekruh diyor... Gazeteci gülüyor. Pensilvanya'nın yandaşı. Bir başka gafını hatırlatıyor. Ne mahrem diyecektim na mehram dedim diyor. Namahrem diye düzeltiyor gazeteci. CHP'li aday diyor ki kelimeye takılıyorsunuz Alime tarif gerekmez diyor. Gazeteci yine düzeltiyor Arife tarif gerekmez olacaktı diyor. Bir dakika içinde ayaküstü 10 yanlış... Kendisini ne diye tanıtıyor biliyor musunuz? Ben siyasetin Mor İneği'yim diyor. Zaten eminim ki Pensilvanya'da buna sağılacak inek olarak bakıyor. Tam komnedi karikatür. Anadoluda bu tiplere ne derler bilirsinzi. DÜğün evinin tefcisi ölü evinin yascısı derler. Bu da böyle nabza göre şerbet. Önüne gelene yumruk sallıyor. Boksör olacakmış yanlışlıkla siyasete girmiş. Sonu belli siyasi nakavt. CHP'de genel başkan olmak için seçim kaybetmek gerekiyor. Şimdiki genel müdür de İstanbul'da seçm kaybetti genel başkan oldu. 3 seçim kaybetti 4.sü geliyor. Sen iyi kaybediyorsun gel CHP'yi sen yönet diyecekler. Bunlara şunu hatırlatmak lazım. Bunlarda kaybedince hesap vermek yok.
Çaldığımız eser var ya. Dombıra'nın sahibi Aslan Sultanbekov aramızda... Ben onu yanımıza alıyorum.
