Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
Küresel ekonominin kalbi Antalya'da atacak.
G-20 dönem başkanlığı Antalya'da yapılacak
Eğitimin daha kaliteli olması için elimizden geleni yapacağız.
Öğretmen niteliği arttırılması gerekiyor. Öğretmenlerin attığı tohumlarız.
Eğitim programları tartışılıp kalitesi arttırılacak.
Okul güvenliği önemli bir konu. Uyuşturucu sorunu çözülecek.
Eğitim öğretim hayat boyu devam eden bir süreçtir.
Bizim Hükümeti devraldığımız yıllara kadar çok ciddi bir duraklama yaşandı. 2002 yılında toplam 346 derslik vardı. Bu Osmanlı dönemi dahil. Bizim 12 yıllık olan dönemde 235 derslik inşaa ettik. Buna rağmen ihtiyaç karşılanmış değil.
Biz kendimize hedef belirledik 70'lik sınıflar için azami 30 olacak diye hedefi belirledik. Çok az bölgede hedefi tutturamadık. Görevi devraldığımızda öğretmenlerin sayısı yeterli değildi, bilgisayarla tanışan öğrenci yoktu
76 olan üniversite sayısını 99'a yükselttik. Kütüphane sayılarımızı, bilgisayar sayılarımızı arttırdık. 2002 yılına kadar Türkiye'de 11 Bin anaokul vardı. Sayısını arttırdık. 1 Milyon civarında okullara bilgisayar gönderdik, öğrencilerimize ulaştırdığımız tablet sayısı 737 bine ulaştı.
12 yıllık süreçte eğitimin alt yapısına ilişkin köklü reformlar gerçekleştirdik. Eğitimde reform yapmak ne kadar zor sizde görüyorsunuz.
Eğitim Öğretimde değerler dönemi başladı.
DERSHANE SORUNU TAMAMEN BİTİYOR
Dershaneleri öğretmenlerimize saygısızlık olarak gördük.
Test ve üniversite imtihanları dershanelerin müfredatına göre hazırlanıyordu. Biz müdahale edince oyun bozuldu. Dershanelerinde ihanet çetelerine adam yetişiyordu.
Eğitimi insan formatlama aracı olarak kullanılmasına bizim tahammülümüz olamaz, aynı şekilde öğrencileri adeta at yarışındaymış gibi birbiriyle yarıştıran sisteme bizim tahammülümüz olamaz.
Eğitimin önündeki bütün engelleri kaldırmanın mücadelesini veriyoruz. Maddiyatın eğitimin önüne geçmesini engellemeye çalışıyoruz.
Yoksulun sırtından geçinen bu şebekeye karşı kararlı şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz. Allah'ın izniyle de bu dershane sorununu artık Türkiye'nin gündeminden çıkardık, çıkarıyoruz. 2015 Eylül bitiyor.
Bir grup dershaneler uğruna ülkeyi yangın yerine çevirmek istemekten kaçınmadılar. Biz bu çarka çomak sokunca her türlü kirli ithamlara maruz kalacaksınız. Biz buna boyun eğmedik.
Hangi öğrencimiz takviye istiyorsa hafta sonları takviye ek derslerle tamamlanacak. Bu kurslar bazı bölgelerde ücretsiz verilmeye başlandı. Dershane sorununu kaldırdık.
Test için, sınav için değil, bilgiye ulaşabilmek için eğitim öğretim. Eğitimi sınav kazanma aracın olmaktan çıkarttık. Yapılan tüm reformlar eğitimde en iyi sistemi oturtmak içindir.
Öğrencilerimiz için sarsılmaz bir eğitim sistemi kuracağız.
Eğitim, kendi kültür ve medeniyetinden utanan, uzaklaşan bir nesil yetişiyorsa orada talim ve terbiyede sorunlar vardır.
Gençler Einstein kadar İbni Sina'yı, Beethoven kadar Dede Efendi ve Itri'yi de öğrenmesi, başka dilleri tanıdığı kadar kendi dillerini tanıması gerekiyor.
Taklit eden, takip eden her zaman bir adım geride kalır. Biz kendi değerlerimizle, kendi özümüzle, kendi tarih ve medeniyet birikimimizle biz olacağız, o şekilde biz kalacağız. Başkalarına hayranlık duyan değil başlarının hayranlık duyacağı bir gençlik inşaa edeceğiz. Bunu gerçekleştirecek olan değerli öğretmenlerimizdir.
Ekonominin, demokrasinin, siyasetin ihtiyacı olan özgüvenli gençlerdir.
Bizim gençlerimizi horlamadan nefret suçlarından uzak tutacak eğitim öğretimdir. Değerlere saygılı olmayı da eğitim öğretim sağlayacaktır. Sınıfta ayrımcılığı, din ırk ayrımını önce öğretmen yapmamalı.
64 yıldır bu ülkede demokrasi mücadelesi veriliyor ve hala başaramadık. Milli İradenin tecelli etmesi için mücadele veriliyor. 2014 yılındayız 1960 şartlarına göre o günkü zihniyeti taşıyan aktörler görüyoruz. Kendisi dışındaki herkesin düşüncesini aşağılayan insanlar var. Milli irade seçim sandığında belirlenir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik bürokrasinin değildir. Egemenlik Anayasanında değildir. Egemenlik milletindir.
1964 ülkesinde değiliz. Darbe ürünü kurumlar siyasete hiza vermeye yeltenemez. Üniversiteyi bitirdiği halde kendini 27 Mayıs 1960 tarihinde görenler varsa orada ciddi sorunlar vardır.
Türkiye'nin kitap ve kuru bilgi yüklenmiş dogmatik zihinlere değil, özgür yöneticilere ihtiyacı vardır.
Alim olabilirsin ama arif olamazsın, asıl olan hem arif ham alim olmaktır.
