• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 18 °C

Elektrik ucuzlar mı?

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) ve Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, elektrik fiyatlarında anlamlı bir indirimin, ancak enerji üretim maliyetlerinin aşağıya çekilmesi ile mümkün olacağını vurguladı.
Özdemir, sokak aydınlatmaları konusunda gelen eleştirilere ilişkin, genel aydınlatmanın kamuoyunun kayıp enerjiden sonra en fazla hassasiyet gösterdiği alan olduğunu söyledi.
 
Sokak aydınlatmalarında yaşanan sıkıntıların dağıtım şirketlerinden kaynaklanmadığını dile getiren Özdemir, "Bugün şunu söyleyebiliriz ki; yaşanan bu sıkıntılar neticesinde yeni Enerji Piyasası Kanunu ile farklı bir yapı oluşturuldu. Artık şehirlerde, ilçelerde, köylerimizde nerelerin, nasıl aydınlatılacağına ilgili ilin Valiliği başkanlığında oluşturulacak komisyonlar tarafından karar verilecek. Bu komisyonların bir an önce kurulması gerekiyor. Valilerimizden bir an önce bu komisyonları oluşturmaları ve işletmelerini rica ediyoruz" diye konuştu.
 
UZAKTAN SAYAÇ OKUMA UZAK TARİHTE
 
Elektrik sayaçlarının uzaktan okunması uygulamasına öncelikle büyük tüketimli müşteriler, genel aydınlatma ve tarımsal sulama sayaçlarında başlandığını anlatan Özdemir, gerek genel aydınlatma gerekse tarımsal sulama sayaçlarının uzaktan okunmasının mevzuat kapsamında dağıtım şirketlerine getirilen yükümlülükler arasında bulunduğunu belirtti.
 
Tüm tüketicilerin sayaçlarının uzaktan okunmasının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, dağıtım şirketleri, sayaç üreticileri olmak üzere tüm paydaşların üzerinde çok dikkatli çalıştığı konuların başında geldiğini vurgulayan Özdemir, "Burada çok kapsamlı bir fayda maliyet analizi yürütülmekte, elde edilecek faydanın katlanılacak maliyetlerden fazla olması gerektiği aşikardır. Çünkü bu maliyetler nihayetinde tüketici tarafından karşılanıyor. Çok kısa sürede olmayacaktır ancak akıllı şebekenin bir unsuru olarak sayaçların uzaktan okunduğu ve kontrol edildiği bir yapıya da zamanı gelince geçilecektir" dedi.
 
Akıllı sayaç kullanımının ise uzaktan okuma ile bağlantılı bir konu olduğunu ifade eden Özdemir, "2015 yılına kadar 16 milyon sayacın değişmesi gerekiyor" diye konuştu.
 
TAM REKABET İÇİN ÜRETİM ÖZELLEŞTİRMELERİ ŞART
 
Nihat Özdemir, üretim özelleştirmeleri tamamlanmadan sektörde tam bir rekabetten bahsedilemeyeceğini söyledi.
 
Sektörün perakende kısmında çok yoğun bir rekabet yaşandığına dikkati çeken Özdemir, ancak bunun daha fazla büyük tüketicilere yönelik bir rekabet olduğunu, herkesin serbest tüketici olmasıyla birlikte rekabetin ev abonelerine kadar yaygınlaşacağını ifade etti.
 
Rekabetin fiyatlara yansımasının karmaşık bir konu olduğunu belirten Özdemir, şunları kaydetti:
 
"Ödediğimiz faturanın yüzde 60'ı üretim bedelidir. Yüzde 20 vergiler ve sadece yüzde 20’si dağıtım ve iletim hizmet bedelleri ile kayıp kaçakların toplamıdır, sadece 1,8'lik kısmı brüt kar marjıdır. Evlerimize elektrik sağlayan görevli tedarik şirketleri her 100 lira faturada 1,8 lira brüt ve 50 kuruş net kazanırlar. Tüm bu rakamlar EPDK tarafından belirlenir ve denetlenir. Fiyatlarda anlamlı bir indirim, ancak enerji üretim maliyetlerinin aşağıya çekilmesi ile mümkün olacaktır. Elektrik üretimimiz doğal gaza bağımlı olduğu sürece üretim maliyetlerini de düşürmek kolay olmayacaktır. 
 
Bu nedenle üretim özelleştirmeleri çok önemlidir. EÜAŞ’ın portföyündeki hidroelektrik ve kömür santrallerinin özelleştirmelerinin rekabete ve fiyatlara olumlu etki yapması beklenmelidir. Fiyatlardaki tüketici lehine değişim önemlidir ancak özelleştirme süreçleri ile yaşanan gelişmelerin en önemlisi şirketlerin dönüşümüdür. Dağıtım şirketleri, varlıklarına dayalı bir şebeke işleticisinden ileri teknoloji tabanlı hizmet şirketlerine dönüşmektedir. Teknoloji yatırımları şirketlerin yatırım bütçelerinin en önemli kalemleri arasındadır. Rekabet müşteri memnuniyetini en önemli başarı kıstası haline getirmiştir."
 
KAYIP AZALDIKÇA TÜKETİCİNİN YÜKÜ DE AZALACAK
 
Kaçak elektrik kullanımı ve bu konuda şirketlerin alacakları önlemlere ilişkin de açıklamalarda bulunan Özdemir, 2010'da yüzde 17 olan Türkiye'deki ortalama kayıp enerji oranının, 2012'de yüzde 13'e indirildiğini söyledi.
 
Bu oranın 2015'te yüzde 10'un altına inmesiyle tek haneli rakamları hedeflediklerini ve kayıplar azaldıkça tüketicinin yükünün de azalacağını dile getiren Özdemir, şunları kaydetti:
 
"Sadece 2010 yılından bugüne kayıp oranındaki bu azalmanın karşılığı her yıl için yaklaşık 10 milyar kWh enerjinin tasarruf edilmesi ve tüketicilerden yılda 2 milyar lira yükün kaldırılması anlamına gelmektedir. Bir başka deyişle son 3 yılda 6 milyar lira tasarruf sağlandı.
 
Örneğin, 21 dağıtım bölgesi içinde en yüksek kayıp oranı Dicle Dağıtım Bölgesi’nde görülmektedir. 2009 yılında bu bölgede dağıtılan 100 birim enerjinin 73 birimlik kısmı kayıp ya da usulsüz kullanım kapsamında tüketicisine fatura edilememiştir. Özelleştirme ile birlikte bu oranın 2015 yılına kadar yüzde 29 indirilmesi hedeflenmektedir. Bu hedefin gerçekleşmemesi artık kamunun değil sadece özel dağıtım şirketinin zararı olacaktır. Kayıp-kaçak oranının yüzde 73'ten yüzde 29'a indirilmesi sonucunda, 2015 yılına kadar 17,7 milyar kWh elektrik tasarrufu sağlanmış olacaktır. Bunun tüm tüketicilere faydası yaklaşık bir hesaplama ile elektrik üretim maliyetini 0,15TL/KWs alırsak 2,5 milyar lira üzerindedir."  
 
Benzer bir hesabın kayıp oranı düşük ancak tüketimi çok daha yüksek olan İstanbul’un Avrupa yakası içinde yapılabileceğini belirten Özdemir, "Boğaziçi Dağıtım Bölgesi’nin 2007 kayıp oranı yüzde 13, 2015 hedefi ise yüzde 10’dur. Oranın düşmesi ile  3,2 milyar kWh elektrik tasarruf edilecektir ki bunun da tüketiciler için faydası 480 milyon lira olacaktır" dedi.
 
www.istanbulhaber.com
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim