• BIST 9079.97
  • Altın 2323.863
  • Dolar 32.3631
  • Euro 34.9444
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 13 °C
  • İzmir 16 °C

Ekrem Dumanlı serbest kaldıktan sonra ilk kez konuştu

Ekrem Dumanlı serbest kaldıktan sonra ilk kez konuştu
Medyaya darbe opersyonunda gözaltına alınan ve 4 gün sonrasında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı Bugün TV'de Tarık Toros'un sorularını cevaplandırdı.

Bugün TV'de Tarık Toros'un sorularını cevaplandıran Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, 4 günlük gözaltı sürecinde yaşadıklarını ve medyaya darbe operasyonunun perde arkasını açıkladı. İşte Dumanlı'nın konuşmasından önemli satır başları:
 
ZIVANADAN ÇIKMAYA GEREK YOK
 
Bazı yandaş arkadaşlar soruları birbirleriyle değiştiriyorlar. Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında söylenen ifadeler çok çirkin ve çok yanlış. Ona silahlı terör örgütü suçlaması yapanların içinde en çok üzüldüğüm de bunu AK Partililerin de söylemesi. Zıvanadan çıkmaya gerek yok. Bu operasyonlar insanları korkutmak için yapılıyor. Ancak korkmaya gerek yok.
 
ERGENEKON AYRINTISI
 

Ergenekon konusunda yaşanan tartışmalarda da sanki böyle bir örgüt yokmuş, ordu içinde bir darbe planlanmamış gibi davranamayız bunları da unutmamak lazım. Bu durumun medya üzerindeki etkisi de bilinen bir gerçek. Bunları unutmamak lazım.
 
HEPİMİZ TEHLİKE ALTINDAYIZ
 
Sayın Hidayet Karaca bir dizi yüzünden tutuklandı. Yani tam dizilik bir soruşturma bu yaşadığımız. Sayın savcı beye de söyledim, bunu böyle yaparsak olmaz dedim. Bugün girin Google'e bunu binlerce örneğini görebiliriz. Böyle yaparsak Türkiye'de de dünyada da bütün senaristlerin içeri atılması lazım. Ama emir büyük yerden o yüzden mi böyle bir uygulama yapılıyor. Bütün iddia bu: 2009 yılında Fethullah Gülen Hocaefendi konuştu, Zaman yazdı, STV diziye koydu. Ama Millet Gazetesi yayınladı bu Tahşiye operasyonu MİT'in çalışması sonrasında 2008 yılında yapıldı. Yani operasyonun kronolojisi böylece baştan çökmüş oluyor.
 
Zaman Gazetesi'nde adı geçen yazılara tekzip gönderilebilirdi. Mağdur olanlar bunu yapabilirdi. Üstelik yazılanların üzerinden yıllar geçmiş. Sistem bunu üzerine kurulmuş: İnsanlar bulunuyor çağrılıyor, konuşuluyor. Emniyet'te bir masa kurulmuş. İnsanlar orada ihbar mektubu yazmaya zorlanıyor. Yani bu şekilde düşününce hepimiz tehlike altındayız. Bütün yargı bunların üzerine kurulabilir mi?
 
AVUKATLAR İSYAN ETTİ
 

Savcı beye de sordum hakim beye de: Benim suçum ne diye. Suçlama yaptıkları konu 2 makale ve bir haber. Avukat arkadaşlar bu durum karşısında 'Biz savunma yapmayacağız' dediler. Ben müdahale ettim. Sonuçta şüpheli gösterilen kişi benim. Bir soru sormak istiyordum. Benimle ilgili yapılan tüm suçlamalar 2 köşe yazısı ve bir haberle ilgili. Bundan başka bir şey var mı dedim. Hayır bütün hakkınızdaki iddia buna dayanıyor dediler ve avukatlarımla birlikte müdafaa yapmaya karar verdik. Bu durum dünya medyasına rezil olmaktır. Bir genel yayın yönetmenine kendi yazmadığını iki yazarının hiç bir talimat almadan yazdığı yazılardan dolayı bir insanın tutuklanmak istenilmesi çok tuhaf bir uygulamadır.
 
DERSHANELER BİR FIRSAT EŞİTLİĞİDİR

 
Bana sorulan sorular absürt. Dershanecilikle ilgili neden yazılar yazdığım soruluyor. Zengin çocukları özel okullarda okuyor. Fakir çocukları ise devlet okulunda okuyor. Dershaneler işte bu boşluğu kapatıyor. Dershaneler zengin işi gibi gözüküyor. Özel okul yılda 30 bin liraysa dershaner örnek olarak söylüyorum 2 bin lira. Bu orta gelirli aile çocukları bu hızlandırılmış eğitimle aradaki farkı kapatıyorlardı. Bu dershanecilik bir fırsat eşitliğidir. Velevki olmasın bunları, dershanerleri neden yazıyorsun diye soru mu olur?

 

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim