• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 21 °C

Dört büyükleri batıran 10 yabancı teknik direktör

Dört büyükleri batıran 10 yabancı teknik direktör
İşte size dört büyükleri batıran 10 yabancı teknik direktör!


Ülkemiz futbolunda en son kovulan yabancı teknik adam olan Halilhodzic'in ardından gözlerin topun ağzındaki yabancı teknik direktörlere çevrildi. Halilhodzic'in gönderilmesine sebep olan başarısızlıklar kimine göre yönetimin hatasıydı, kimine göre futbolcuların. Bazıları ise çok erken bir karar alındığını düşündü, geç bile kalındığına inananlar vardı. Her ne olduysa oldu ve yüklü bir transfer bütçesiyle lige iddialı başlayan Trabzonspor'da işler kötü gitti ve daha ara transfer sezonu gelmeden Bosna Hersek'li teknik adam apar topar uğurlandı. Halilhodzic için takımı batırdı denilebilir mi bilinmez, bunu Ersun Yanal'ın performansından sonra göreceğiz. Şimdilik Türkiye 'ye gelip dört büyükleri batırdığı söylenen teknik direktörleri sizler için mercek altına aldık... 

1. Horst Buhtz ( Beşiktaş )

fft16_mf2586084.jpeg

1937-1962 yılları arasında top koşturan ve en çok 1952-1057 yıllarında Torino'da sergilediği performansla hatırlanan Alman teknik adam Horst Buhtz, 1957 yılında başladığı teknik direktörlük kariyerinin başlarında oyuncu-teknik adam olarak gösterdiği performanstan sonra aldığı takdirlerden ötürü 1974 yılında Beşiktaş'ın başına getirilmişti. İlk sezonunda ligi 5. bitirse de, Beşiktaş kulüp tarihinin ilk Türkiye Kupası'nı kazandıran isim olarak adını kulüp tarihine kazımıştı. 2. sezonunda ise kelimenin tam anlamıyla siyah beyazlı kulübü iflas ettirmişti. Ligde galibiyetsiz geçen uzun haftaların ardından, Kupa Galipleri Kupasının daha ilk turunda Fiorentina'dan 3 gol yenmesi bardakları taşırmıştı. Buhtz'un Beşiktaş'taki kariyeri konuşulmaya başladığı sırada gelen ağır bir Bursaspor yenilgisinden sonra daha Ekim ayında Buhtz'un görevine son verilmişti. Buhtz'un o sezon Beşiktaş'ta açtığı yaralar o kadar derindi ki, siyah beyazlı kulüp sezon sonuna kadar kendine gelememiş, ligi 11. tamamlayarak tarihinin en kötü performansını ortaya koymuştu. 

2. Sigfried Held (Galatasaray)

fft16_mf2586085.jpeg

60'lı yıllarda futbola başlayıp, Borussia Dortmund'da unutulmaz başarılara imza atan ve 1981'de futbol hayatını bitiren Held, Schalke 04 ile başlayan teknik direktörlük kariyerinin 8. yılında Galatasaray'ın başına geldiğinde tarih 1989'du. Sadece bir Başbakanlık Kupası zaferi yaşayabildiği Galatasaray'da Held'in ismi taraftarlar arasında nefretle anılır. Yedek kulübesinde uyukladığı söylentilerinden ve neredeyse her maçın berabere bitmesine yol açan taktiklerine kadar, adı geçtiğinde sarı kırmızılı renklere gönül veren herkesin tüylerini diken diken eden bir performans sergileyen Held, kendisinden önceki teknik direktör olan Mustafa Denizli'ye yeriniş bırakarak takımdan gönderilmişti. Held'in futbol felsefesini anlamak için verdiği bir demece bakmak yeterli olabilir. Zar zor kazanılan bir Samsunspor maçının ardından taraftarların futbolu eleştiren protestosuyla karşılanan Held "Her maçı bu skorla bitirirsek şampiyon oluruz, neden mutlu değiller anlamıyorum" şeklinde bir söylemde bulunmuştur. Held'in adı sarkı kırmızılı camiada yer yer bir nefret sembolü olarak görülür. 

3. Friedel Rausch (Fenerbahçe)

fft16_mf2586086.jpeg

Kariyerinde sadece iki takımda forma giyen Rausch, 1962-1971 yılları arasında Schalke'de gösterdiği performansla tanınır. Rausch, 1976'da Schalke'de başladığı teknik direktörlük kariyerinde Almanya'da sergilediği performanstan sonda 1980 yılında Fenerbahçe'nin başına getirildi. Trabzonspor'un fırtına gibi estiği bir sezonda, Fenerbahçe tarihin en kötü dönemlerinde takımın başında bulunan Rausch, 16 takımlı ligde averajla kümede kalabilmiştir. Son haftayı 29'ar puanla kapatan Fenerbahçe, Altay ve Adana Demirspor arasında averajı sadece 4 olan Fenerbahçe kümede güçlükle kalabilmişti. Çıktığı her 3 maçtan birini kaybeden takımın tek sorumlusu olarak görülen Rausch, ertesi sezon yetkileri kısıtlanmış bir şekilde görevinin başında kaldı. Ancak 2. sezonunda da şampiyonluk yarışında son haftalarda Beşiktaş ve Trabzonspor'un gerisinde kalan sarı lacivertli takım, Rausch'a daha fazla tahammül edemedi ve yollar ayrıldı. 

4. Michael Skibbe (Galatasaray)

fft16_mf2586087.jpeg

Schalke 04'te sadece 2 yıl futbol oynadıktan sonra altyapılarda ve yardımcı antrenörlük görevlerinde yer alan Skibbe 1998-2000 dönemindeki Borussia Dortmund performansıyla teknik direktörlük kariyerinin zirvesine çıktı. 4 yıl boyunca Alman milli takımında yardımcı antrenörlük yaptıktan sonra 3 yıllık bir Leverkusen deneyimi yaşayan Skibbe geleceği parlak bir teknik adam olarak görülmeye başlandı. Ancak 2008'de Galatasaray'a geldikten sonra tüm kariyeri tepetaklak oldu. İyi başladığı sezonun sonunu getiremeyen Skibbe, üst üste alınan kötü sonuçların ardından Galatasaray'ın Kocaelispor'a 5-2 mağlup olduğu maçın ardından görevinden alındı. Skibbe'nin elinde; Hasan Şaş, Ümit Karan, Mehmet Topal, Milan Baros, Harry Kewell, Arda Turan, Lincoln gibi oyunculardan oluşan zengin bir kadro vardı. 

5. Jozef Venglos (Fenerbahçe)

fft16_mf2586089.jpeg

Çek futbolunun marka isimlerinden biri olan Venglos, tam bir milli takım teknik direktörü olarak bilinir. Fenerbahçe'ye 1991 yılında gelmeden önce Sporting Lisbon ve Aston Villa'da kısa deneyimleri olan kurt hoca, aslında kulüp takımlarını yönetmekte pek tecrübeli bir isim değildi. Çekoslavak milli takımlarını uluslararası kupalarda çeyrek finallere taşıyan isim olan Venglos 2 yıllık sarı lacivertli kariyerinde lanetle anılan bir isim olmuştu. Aziz Yıldırım'la dirsek teması halinde çalışan Venglos, Fenerbahçe'nin Avrupa tarihindeki en kötü hezimetlerinden biri olan 7-1 kaybedilen Sigma Olomouc maçının altına imzasını atmıştır. Çekoslavakya'nın bir köy takımı olan Sigma'dan alınan bu mağlubiyet, Venglos'un intiharı niteliğindedir. Fenerbahçe'nin 5. bitirebildiği sezonda Kocaelispor'un gerisinde kalarak Avrupa kupalarından mahrum kalmasına yol açan Venglos, UEFA'nın çok değer verdiği bir isimdir. 


6. Bernd Schuster (Beşiktaş)

fft16_mf2586090-005.jpeg

Alman futbolunun efsanelerinden olan Schuster, 1978'de başladığı futbolculuk kariyerinde Barcelona ve Real Madrid'de art arda toplam 10 sezon forma giyerek, ne kadar değerli bir oyuncu olduğunu ıspatlamıştır. 1998'de başladığı teknik direktörlük kariyerinde yükselen grafiğiyle dikkat çeken Schuster, 2007 yılında Real Madrid'in başına getirilmişti. 2010 yılında Beşiktaş'a imza atan Schuster, futbol hayatı boyunca hiç görmediği kadar eleştiriyi Türkiye'de görmüştü. 7 Milyon Euro'dan fazla bir ücretle Quaresma transferiyle işbaşı yapan Schuster, daha görev süresi tamamlanmadan apar topar gönderilmişti. 2010-2011 sezonunda Beşiktaş, 9 beraberlik ve 10 mağlubiyetle sezonun yarısını kelimenin tam anlamıyla pas geçmişti. Şike iddiasıyla üstünde hala soru işaretleri olan bu sezonda Beşiktaş ilk iki takımın tam 28 puan gerisinde kalmıştı! Almeida, Fernandes, Quaresma, Guti, Rüştü, Ernst, Ferrari gibi zengin bir oyuncu kadrosuyla alınan bu kötü sonuca rağmen, Beşiktaş sezonu Türkiye Kupası zaferiyle noktalamıştı, ancak bu kupa da şike gölgesi altında kalmaktan kurtulamamıştı. Schuster döneminin getirdiği mali açıklar, eleştirilen bir yönetimin de maddi politikalarıyla birleşince Beşiktaş Avrupa kupalarından 1 yıl uzaklaştırılmıştı. Şike soruşturması sonucunda Avrupa'dan 1 yıl daha men edilen Beşiktaş'ta Schuster'in gelişiyle başlayan sürecin yankıları ancak dindirilebildi. 

7. Hugo Broos (Trabzonspor)

fft16_mf2586091.jpeg

Son yıllarda büyük bir ivme kazanan Belçika futbolunda efsane bir defans oyuncusu olan Broos, 1970-1983 yıllarında Anderlecht'teki performansıyla tanınır. 1991'de başladığı teknik direktörlük kariyerinde Belçika kulüplerindeki başarıylarıyla anılan Broos, 2009'da Trabzonspor'a imza attı. Bu imza tecrübeli ismin keriyerini adeta sonlandıran bir hamle oldu. Görevi devralan Şenol Güneş'in zar zor ligi 5. bitirmesini sağlayabildiği Trabzonspor'da Broos, tüyler ürperten bir performansa imza atmıştı. Song, Selçuk İnan, Umut Bulut, Burak Yılmaz, Alanzinho, Yattara, Teofilo, Gabric ve Colman gibi zengin bir kadrodan bir türlü verim alamayan Broos alınan 9 mağlubiyet ve 9 beraberliğin bir numaralı sorumlusu olarak görülür. 

8. Gheorghe Hagi (Galatasaray)

fft16_mf2586092.jpeg

Dünyada Pele ve Maradona'nın ardından akla gelen birkaç futbol üstadından biri olarak kabul edilen Hagi, 1982 yılında başladığı futbolculuk kariyerinde Barcelona, Real Madrid ve Galatasaray gibi takımların formasını giymiş büyük bir oyuncudur. 2001'de başladığı teknik direktörlük kariyerinde ilk olarak 2004-2005 sezonunda başına geçtiği Galatasaray'da ligi 3. tamamlamış ve Fenerbahçe'yi 5-1 mağlup ederek Türkiye kupası sevinci yaşamıştır. Bülent Korkmaz, Song, Hakan Şükür, Conceiçao, Franck Ribery, Necati Ateş, Arda Turan, Hakan Ünsal, Ergün Penbe, Baliç, Hasan Şaş, Ümit Karan, Mondragon, Arif Erdem gibi yıldızlarla dolu bir kadronun başında bulunan Hagi'nin 3. tamamladığı sezon bir başarısızlık olarak görülmüştü. Fakat Hagi'nin asıl başarısızlığını henüz kimse görmemişti. 2010'da başarısız bulunarak gönderilen Rijkaard'ın yerine Ekim ayında gelen Hagi, Mart ayına kadar süren çalışmalarında Galatasaray tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşatmıştı. 7 milyon Euro ile transfer edilen Misimovic, 5 milyon Euro'ya alınan Stancu, 2 milyon Euro ile transfer edilen Culio'nun yarattığı maddi sorunlarla uzun süre boğuşmak zorunda kalan Galatasaray, şike soruşturmasının gölgesinde kalan bu sezonu ancak 8. tamamlayabilmişti. 16 mağlubiyet ve eksi 5 averajla 34. haftaya giren Galatasaray, tarihinin en kötü performanslarından birini ortaya koymuştu. 

9. Sebastiao Lazaroni (Fenerbahçe ve Trabzonspor)

fft16_mf2586093.jpeg

Brezilya futboluna libero sistemini getiren adam olarak bilinen Lazaroni, 1984 yılında başladığı teknik direktörlük kariyerinde 1996 yılında Fenerbahçe'ye gelene kadar inişli çıkışlı bir kariyer ortaya koymuştu. Son 6 yıldır Katar milli takımının sorumluluğunu üstlenen Lazaroni, Oğuz ve Aykut gibi isimlerin Fenerbahçe'den uzaklaştırıldığı bir sezonda başında bulunduğu sarı kırmızılı takımı ancak 3. yapabilmişti. Genel olarak iyi sayılabilecek bir performanse imza atan Lazaroni, o sezon olağanüstü bir performans sergileyen Galatasaray ve çok az gol yiyerek sezonu 2. sırada tamamlamayı başaran Beşiktaş'ın gölgesinde kalmıştı. Rakipleri kadar gol atamadığı için yarışın gerisinde kaldığı için eleştirilen Fenerbahçe'de Lazaroni'nin sistemi taraftarlar tarafından beğenilmemişti. Ancak Lazaroni'nin Türkiye'de yaşadığı asıl facia 2006 sezonunda başına geçtiği Trabzonspor'da gerçekleşecekti. Sadece 5 hafta süren Trabzon macerasında kaybettiği puanlarla lige berbat bir başlangıç yapan Trabzonspor, Lazoroni'nin ardından göreve gelen Ziya Doğan yönetiminde ancak 52 puan toplayabilmiş ve ligi 4. tamamlayabilmişti. 

10. Werner Lorant (Fenerbahçe)

fft16_mf2586094.jpeg

1971 yılında başladığı futbolculuk kariyerinde 1984 yılına kadar Bundesliga ekiplerinde forma giyen Werner Lorant, 1986 yılında teknik direktörlüğe başlamıştı. 1980 Munchen'de gösterdiği perdormansın ardında 2002'de Fenerbahçe'nin teknik patronluğuna getirilen Lorant, sarı lacivertli kulübe tam anlamıyla bir travma yaşatmıştı. Ortega, Rebrov, Revivo, Washington, Yusuf Şimşek, Rapaiç, Ogün, Tuncay, Fatih Akyel, Mirkoviç gibi önemli oyuncularla kurulu bir kadroya sahip olan Lorant Fenerbahçe'nin sadece 13 maç kazanabildiği bir sezonu 6. bitirmesine yol açmıştı. Lider Beşiktaş'ın tam 34 puan gerisinde kalan sarı lacivertli ekip Lorant'ın gönderilmesiyle sezonu Oğuz Çetin yönetiminde tamamlayabilmişti.

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim