• BIST 8718.11
  • Altın 2244.782
  • Dolar 32.3318
  • Euro 35.1637
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 3 °C
  • İzmir 8 °C

Diz ağrısında ’PRP’ tedavisi

Diz ağrısında ’PRP’ tedavisi
Diz ağrılarının erken dönemde kolay bir şekilde tedavi edilebildiğini belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ayşegül Başar, PRP (Trombositten...

Diz ağrılarının erken dönemde kolay bir şekilde tedavi edilebildiğini belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ayşegül Başar, PRP (Trombositten zengin plazma) tedavisinin diz kireçlenmesi tedavisinde geleneksel yöntemlere güçlü bir alternatif olduğunu söyledi.

VM Medical Park Samsun Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniğinden Uzm. Dr. Ayşegül Başar diz ağrısında PRP tedavisi hakkında bilgi verdi. Dr. Başar yaptığı açıklamada, "Diz eklemi vücutta en hareketli ve en fazla yük taşıyan eklemdir. Merdiven inip çıkma, oturup kalkma, yürüme veya koşma sırasında dizin hareketi dize binen yükü arttırır ve sürekli yük binen eklemde harabiyete yol açar. Yaş ile birlikte eklem kayganlığının ve kıkırdak yapımının azalması, kemik yapıdaki bozulmalar da diz eklemlerinde ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açar. Diz ağrıları erken dönemde kolay şekilde tedavi edilebilir. Dizdeki problem ilerlediğinde yükün artması, en hareketli eklem olması ve menüsküs, bağ gibi dokulardaki bozulmaların da eklenmesiyle tedavi güçleşir ve çoğu zaman da cerrahi işlemler veya protez gerektirebilir. Dizlerde çömelme veya ayağa kalkmada sorun var ise, dizlerde bazı hareketlerle tutulma kilitlenme oluyor ise diz ekleminde yürüme, merdiven inme ve çıkmayla artan ağrılar varsa dizleri kıvırarak oturmakta sorun yaşanıyorsa zaman zaman dizlerde şişlik oluyorsa osteoartritten şüphelenilebilir" dedi.

"Menapoza bağlı durumlar atlanmamalıdır"

Özellikle kadınlarda menopoza bağlı durumların atlanmaması gerektiğini belirten Başar, "Menopoz sonrası kalça bağlarındaki zayıamalar ve kıkırdak yapısının yumuşamasıyla birlikte diz eklemi yükü artar. Dizlerdeki açılanmayla birlikte dizlerin iç kısmına daha fazla yük biner. Bu da eklem yüzlerinin aşınma, eklemde kıkırdakların yumuşaması ve kemikteki deformasyonların gelişmesiyle sonuçlanır. Hasarlanmış eklemin aşırı kullanılmasından sakınılmalıdır. Kireçlenmeye bağlı şikayetlerin azalması için kilo verilmesi ve ağrılı dönemlerde istirahat önerilir. Diz osteoartritinde kullanılan nonsteroid antiinamatuvar ilaçların ağrı kesici olup, kireçlenmeyi tedavi etmez, sadece dizde ısı artışı ve şişlik olan akut dönemde inamasyonu baskılamak için kullanılırlar. Diz eklemi osteoartritinde egzersiz kişiye özgü verilmelidir. Aşırı aktivite ağrının artmasına neden olabileceği için egzersizin dozu iyi ayarlanmalıdır. Teknolojik gelişmelerle birlikte, eskiden doku ısıtma amaçlı yapılan zik tedavilerin yerini doku iyileştirme amaçlı zik tedaviler almıştır. Diz eklemindeki hem kemik hem yumuşak dokulara yönelik etkili zik tedavi cihazlarıyla dokulardaki hasarlanmalar erken dönemde tedavi edilebilir. Diz eklemine binen yükü azaltmak ve mukavemeti arttırmak için kalça ve uyluk kaslarının güçlendirilmesinde de zik tedavi cihazları etkin şekilde kullanılır. Son yıllarda doğal tedavi yöntemlerinin etkisinin, kimyasal ilaçlardan daha üstün olduğunun saptanması ile vücudun kendi kendini tamir mekanizmaları da önem kazandı" diye konuştu.

Tedavide PRP

PRP tedadisi ile ilgili açıklamada bulunan Başar şunları söyledi: "PRP tedavisi, yaş ortalaması yükselen toplum ile birlikte artan diz kireçlenmesi tedavisinde geleneksel yöntemlere güçlü bir alternatiftir. Bilimsel olarak kas-iskelet sistemi hastalıklarında dokuların tamirine olanak sağladığı tespit edilmiş bir yöntem. PRP'nin ağrı kesici tedavisi olmayıp, hastalığı tedavi etmeye yönelik bir uygulama olduğunun da altı çizilmeli. Hastanın kendi kanından hazırlandığı için doğal bir tedavi yöntemi olarak kabul ediliyor. Hastadan damar yolu ile yaklaşık 8-10 ml kan bu iş için özel olarak hazırlanmış tüplere alınır. Bu tüplerin değişik çeşitleri arasında, önemli olan tüpün içindeki maddelerin kan hücre yapısının bozulmamasını ve ayrıştırmanın sağlıklı olmasını temin edebilmesidir. Alınan kan tüp ile özel santrifüj işleminden geçirilir. Bu işlem yaklaşık 15 dakika sürer. Santrifüj işleminden sonra kanın trombosit dışındaki hücreleri tüpün dibine çöker. Üzerinde trombositten zengin sarı renkli bir plazma sıvısı kalır. Üstte kalan bu sıvının dip kısmında trombositlerin daha da yoğun olduğu yaklaşık 2 cc'lik bir bölüm vardır. Bu bölüm özel sistem sayesinde her milimetre küpünde yaklaşık 12 milyon trombosit hücresi olan plazma, enjeksiyonun uygulanacağı enjektöre çekilir. PRP artık hazırdır ve bu aşamadan sonra bekletilmeden uygun teknikle istenilen bölgeye uygulanır. Bilindiği gibi trombosit temelde kanın pıhtılaşmayı sağlayan elemanı olup içerisinde büyüme faktörü (Growth Factor) ve bazı doğal koruyucu maddeler içerir. PRP yöntemi ile trombositten zengin plazma elde edilir ve eklenen ilaçla trombositler aktive edilir. Böylece trombositlerin içerdikleri büyüme faktörlerinin açığa çıkması sağlanır. Trombositten zenginleştirilmiş plazma sıvısı doğal bir ilaç gibi etki gösterir. Hasarlanmanın olduğu kemik, kıkırdak gibi yapıların hücrelerini uyararak o bölgedeki iyileşmeyi hızlandırır. PRP'nin özellikle diz kireçlenmelerinde görülen kıkırdak zedelenmeleri ve aşınmaları üzerine iyileştirici etkisi de gösterilmiştir. Diz kireçlenmelerinde, diz eklemi içine , birer ay arayla üç kez uygulanır. Enjeksiyonu takiben birkaç hafta içinde iyileşme başlar ve iyileşme süreci, dokudaki harabiyete göre 12-24 ay arası sürer. PRP enjeksiyonları sonrası, kortizon enjeksiyonlarında olduğu gibi hızlı bir ağrı azalması olmaz. PRP'de ağrı yavaş yavaş azalır ve aylar içinde geçer. PRP'den sonra kortizon uygulamalarında olduğu gibi şikayetlerin tekrarlanması gözlenmez."

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim