Muş Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerine yönelik olarak hizmeti içi eğitim semineri düzenlendi.
Muş Öğretmenevi toplantı salonunda düzenlenen seminere Vali Seddar Yavuz, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, Milli Eğitim Müdürü Cevdet Arslan, Muş Alparslan Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. İsmet Kesen ve Doç. Dr. Yusuf Batar ile il genelinde görev yapan din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri katıldı. Seminerin açılış konuşmasını yapan Milli Eğitim Müdürü Cevdet Arslan, meslek içi eğitim kapsamındaki çalışmalara din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri ile başladıklarını belirterek, TEOG sınavında alınan sonuçların bu seminere de etkili olduğunu söyledi. Arslan, "TEOG sınavındaki sonuçlarımızı aldığımızda bu yıl ki en fazla düşüşün din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde olduğunu gördük. Bu sonucu Türkiye geneli sonuçlarla değerlendireceğiz. Yani düşüşün soruların zorluğundan mı yoksa bizden kaynaklı bir durum mu olduğunu değerlendireceğiz. Bu araştırmanının sonucunda yol haritamızı belirleyeceğiz" dedi.
Öğretmenler hitap eden Vali Seddar Yavuz ise, herkesin dinini yaşayacak kadar öğrenebilmesinin önünün açık olması gerektiğini belirterek, özellikle Kur'an-ı Kerim ve diğer İslami bilimlerin mutlak suretle okullarda teşvik edilmesinin önem arz ettiğini söyledi. Din eğitiminin önemine değinen Yavuz, "Eğer "Müslümanım" diyorsanız dininizi öğrenmek zorundasınız. Eğer hem "Müslümanım" diyor hem de Müslümanlığı yayanlarla savaşıyorsanız o zaman Müslüman olup olmadığınızı bir kez daha gözden geçirmeniz gerekir. Biz şimdi üniversite gençliğimize "Hangi medeniyete mensubuz?" diye sorsak bu soruyu doğru cevaplayamaz. Bu soruyu doğru cevaplamayan bir ülkenin evlatlarının birbirleri ile mücadele etmesi gayet normal. Aynı soruyu İngiltere de, Almanya da sorsanız bütün gençlik size doğru cevabı verir. O zaman neden batıda insanların kimlik tanımlamaları yaparken kimlik sorunu yaşamadıklarını daha iyi anlarsınız. Ama bizim ülkemizde ve bizim gibi az gelişmiş ülkelerde insanların zihinleri karışıktır. İnsanlar söze başlarken ya "Kürdüm" diye ya "Türküm" diye başlar. Yani biz aidiyetlerimizi insan olmanın önüne koyarak söze başlıyoruz. Oysa önce insan olmalıyız. Biz bu coğrafyada bin yıldır yaşıyoruz. Bizim kurduğumuz imparatorluk Osmanlı İmparatorluğu'dur ve bu imparatorluğun sahibi biziz. Geriye dönüp bakınca böylesine katliamlar Osmanlı'nın hiçbir döneminde olmamıştır. Etnik kökeni ne olursa olsun bu coğrafyada huzur içinde yaşayabilmiştir. Ama geldiğimiz noktaya bakınca sorunlar artık çözülebilir olmaktan çıkmıştır. Artık sorun sınırlarımıza dayanmıştır" dedi.
Müslümanların Kur'an-ı ve Hazreti Peygamberi anlamaya her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğunu kaydeden Vali Yavuz, yaşanan terör olayları ile ilgili olarak da açıklamalarda bulunarak, öğretmenleri uyardı. Yavuz; "Maalesef aramızda birlikte yaşama kültüründen uzak, Türkiye'nin ortamını değerlendiremeyen, hatta zaman zaman şiddeti bile destekleyen ama ve fakatlarla başlayan cümleler kuran arkadaşlarımız var. Bugün eğer Sur'daki hadiseleri hoş görebiliyorsanız, eğer oradaki camiler yakılıp yıkıldığında, Kur'an-ı Kerimler yakıldığında sizi rahatsız etmiyorsa, bu durum hangi şeyin rahatsız etmesini bekliyorsunuz. Eğer siz Nusaybin'de, Cizre'de yaşanan olayları tasvip ediyorsanız vay halinize. O zaman biz kime dönüp de neyi anlatacağız. Biz şiddeti, terörü, insanları evinden barkından eden insanlara sempati ile bakacaksak, o zaman kendimizi sorgulamamız gerekmez mi? Bakın bu toplum inanılmaz derece duyarsız hale geldi. Toplumda bir duyarsızlık, umursamazlık, görmezden gelme hala devam ediyor. Bizler doğrunun yanında yer alma cesaretini göstermeliyiz. Yanlışın karşısında da yanlışa yanlış diyebilmeliyiz" diye konuştu.
Seminer, Muş Alparslan Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. İsmet Kesen, Doç. Dr. Yusuf Batar ile Rektör Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat'ın öğretmenleri bilgilendirmesi ile sona erdi.
