Fenerbahçe'de tam bir Diego Ribas hüsranı yaşanıyor. Aziz Yıldırım'ın 2007 yılından beri takımda görmek istediği ancak oyuncunun o zamanki takımı Werder Bremen'de gösterdiği müthiş performans ve Sarı Lacivertliler'de Alex de Souza gibi bir maestronun olması transferin o dönem gerçekleşmesini engellemişti. 

Ve başkanın çok istediği Diego, Werder Bremen'in ardından Juventus, Wolfsburg, Atletico Madrid gibi takımlarda boy gösterdi, gelişi de bu sezon başına nasip oldu. 

Bonservis parası verilmemiş olması kulüp adına bir büyük bir artıydı. Oyuncunun performansından kimsenin şüphesi yoktu. "Diego gelirse, sistem bozulur mu?" gibi sorular sorulmuyor da değildi ancak sakatlık, ceza gibi durumlardan dolayı mutlaka ona yer açılırdı, açılmalıydı. Diego ilk Karabükspor maçında sonradan oyuna girdi, 30 dakika oynadı. Şık hareketleri ve pasları tribünleri belki büyülemedi ama daha ilk maçıydı, zaman lazımdı. Sonraki Trabzonspor maçında 80, ardından Gaziantepspor maçında 60 dakika oynadı. 90 dakika oynadığı ilk maç olan Akhisar deplasmanında Fenerbahçe döküldü. Diego sahada adeta yoktu. Bir hafta sonraki Konyaspor maçında yedek başladı. İkinci yarı oyuna girdi, etkili olamadı. 

SNEIJDER ATTI, O KULÜBEDEN İZLEDİ
Galatasaray derbisi için 'özel silah' yorumları yapılan Brezilyalı, Sneijder'in attığı golleri kulübeden izledi. Beşiktaş derbisinde de takıma manevi destek verdi. Artık zaman dolmuştu. Diego formsuz ve etkisizdi. Takımın müthiş oynadığı Rize maçında bile 1-2 ters kanada gönderdiği şık pas dışında etkili değildi. Ve son Bursa maçında sakatlandı. Şimdi 3 hafta yok. 

Taraftarın sorduğu iki soru var. Birincisi "Diego'suz Fener daha mı iyi?, ikincisiyse transfer yapmadan Brezilyalı'nın yerinde Salih oynasaydı hem Fenerbahçe hem Milli Takım için çok daha iyi olmaz mıydı?

Çünkü Salih de Roma'da 12 haftada sadece 3 dakika süre (Chievo deplasmanı) aldı. Kadroya giremiyor. Geçen sene Ersun Yanal da onu hiç düşünmemişti. Gençliğinin en güzel yılları Roma'da Kolezyum gezmekle geçiyor. Yaşı hala genç. Tek umudumuz bu...