“NATO kendisini Türk cumhurbaşkanına daha ne kadar kullandıracak?” alt başlığıyla verilen Jochen Bittner imzalı yazı, “Suriye ve Kuzey Irak’taki Kürtler için Brüksel’deki Nato temsilcilerinin yaz rehavetinde olmasının çok kötü olduğu” ifadeleriyle başlıyor. Gazetenin 2007-11 yıllarında Nato muhabirliğini yapan hukukçu Bittner, güvenli bölge tartışmalarını şu ifadelerle özetliyor: “Ankara’nın bakış açısına göre ulusun, pardon, iktidar partisi AKP’nin güvenliğine en büyük tehdit siyah bayraklı İslamofaşist sürüleri değil. Onlar bir şekilde bitirilir. Hayır, Erdoğan’ı daha vahim korkularla dolduran, Kuzey Irak’tan Suriye’ye ve oradan Akdeniz’e bir hortum gibi uzanacak olası bir Kürt devleti. Kürtler çölden denize bir köprü kurarsa, petrollerini dünya marketine getirebilecekler – ve Erdoğan bir anda karşısında tam gelişmiş ve hasmane bir bölgesel güç bulacak. Bu nahoş gelecek ile bozulmamış bir ‘Recep evde tek başına’ Türkiye’si arasında, Kobane ve Azez arasında kalan 70 km’lik şerit var. Oraya kurulmak istenen güvenli bölge, IŞİD katillerini kovacak Kürt kara güçleri olmadan ‘katliam bölgesine’ dönüşürse bunda NATO’nun da suçu olacak.” Erdoğan’ın İslamcılara karşıt güçleri bombaladığını belirten Bittner, “Nato kendisini bir diktatör için çalışan kullanışlı aptal kulübü haline düşürdü. Aptalca davranmayı sürdürürse, en çok muhtaç olduğu dost güçleri düşmanı çevirecek” diyor. Erdoğan’ın Avrupa’daki Nato müttefiklerinin güvenlik çıkarları ile Irak’ın bütünlüğünü de tehdit ettiğini savunan Bittner, Nato anlaşmasının 1. maddesinin ihlal edildiğini ve Nato Konseyi’nin acil toplanması gerektiğini söylüyor. Alman meclisinin de “askeri anlamda manasını yitiren Patriot’ları Türkiye’den çekip, İncirlik’e birkaç Tornado yollamasını” istiyor. “Almanya Kürtleri böyle az koruyacaksa, en azından IŞİD’e çok zarar vermeli” diyor.